Günaydın! İyi misin? İyi sabahlar.
Yine bir sabah,
“Sabah sabah, hayırdır;
Rüyanda mı gördün' diyeceksin!
Temiz olacak.
Tertemiz bir ilişki.
Pırıl pırıl bir başlangıç.
Net bir görüntü.
Bir bakış, bir gülüş o kadar.
Tek bir göz kırpış o kadar.
Çok zarif.
Son derece kibar ve saygılı, sevecen.
Hoş görülü, anlayışlı, sımsıcak bir şekilde.
Beni Ben olduğum için seven,
Ben olduğum için sevecek biri.
Benim de onu olduğu gibi seveceğim biri.
O onunla olmayı isteyeceğim tek kişi.
Onun olacağım.
Onun bir parçasıyım çünkü.
Benden ayırt edilemez bir parça.
Ben onun dişisiyim.
O Benim dişim..
İşte göreceğimiz şey..
Bu karşılaşma anımızda göreceğimiz şey
Bir yansıma gibi biraz
Ayna karşısında duruyormuşçasına
Biz gibi olan biri.
Sinir olunacak denli benzer bir ikiz kadar
Ve de benzemez.
“Senin olmak istiyorum.”
Diyeceğim ona,
“Zaten Benimdin.”
Diyecek O’ da bana,..
İşte tasarım harikası ilk sözcüklerimiz.
- Senin olmak istiyorum.
- Zaten Benimdin.
- Doğru Senindim.
İşte öykümüzün başlangıç noktası bu olacak.
Öykümüzün başlangıç noktası.
Yeni uyanılmış.
Sabahın ilk saatlerindeyiz.
Yazıyoruz.
O da Ben de düşünüyoruz.
Kavuşmamızın senaryosunu kurguluyoruz
o kendi evinde
Ben kendi kalemde.
İlk karşılaşma anımızı,
ilk bakış,
ilk görüş ve gülüşümüzü ve..
ilk göz kırpışımızı.
Nerede olmalıyız o an?
O soruyor, “Nerede olmak istersin? ”
Yanıtlıyorum, “Sen nerede olmak istiyorsan
Ben de orada olmak isterim.”
“Ben” diyor, “Emin değilim. Ya Sen? ”
Ben de emin olmadığımı söylüyorum.
“ Tam bir benzeşme,
Tam bir yansıma,
Tam bir bütünsellik için gerekli her şey
Tam bir uyum içinde” diye düşünüyoruz ikimizde.
İkimiz de aynı anda aynı şeyi hissediyoruz.
Geri çekilme.
Durma.
Düşünme.. ilerleme.
Bir an!
İç içe geçmiş,
Kenetlenmiş oluverme duygumuz coşkumuz artmış..
Derin bir soluk alıyoruz!
Pof!
Esniyoruz.
Birimiz farklı bir şey yapmazsa diğerimiz de yapmıyor.
Ancak devinim sürüyor.
Bu bizim elimizde olan bir şey değil.
Yıllardır bekledik birbirimizi,
Özledik yıllardır,
Buluşmak istedik istedik,
Geri çekildik.
Karşılaşmak için nihayet şimdi
En uygun zamandayız
Bunu ikimiz de çok iyi algılıyoruz.
- Karşılaşacağız.
- Evet, bugün.
- Artık zamanıdır.
- Karşılaşmalıyız.
- Bence de.
- Düş gücü gerek. diyor bana,
Sevimli sevimli tebessüm ederek.
Doğru, haklı!
Gülümseyerek bakıyorum ben de muzipçe.
Düş gücü gerek öykümüzün başlangıç noktasının devamını
Kurgulamak ve kurmak için.
Bizim zenginliğimiz de bu işte,
Düş gücümüz..
Benzerliğimizin özü burada saklanmış.
Düş gücümüz o denli zengin ki,
Öykümüz bizi şaşırtacak denli inanılmaz olmak durumunda.
Yoksa yerimizden kimse kıpırdatamaz bizi,
Bu öyküyü yaşamaya.
Yaşayacağımız öykü,
Biricik-yegâne olanla aynı soydan gelen bir çeşitlilik.
Nasıl bir ‘var ediştir’ senaryosudur ki bu,
İnsanı dahasına sürüklüyor.
Bizi sürükleyen hikayemizin bu muhteşem zenginliği.
Ürperiyorum.
Esinti.. işte..
Nihayet..
- Günaydın.
- Günaydın.
Kayıt Tarihi : 21.6.2009 15:36:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Habibe Merih Atalay](https://www.antoloji.com/i/siir/2009/06/21/eklentiler-beklentiler-o-n-6.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!