Ekin12 Ekin ve Eynel Türküleri

İbrahim Çelikli
1151

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Ekin12 Ekin ve Eynel Türküleri

bir kalbura ilaçlı tohum alınır
iki adımda bir kalburdan avuçlanır
iki adımda bir tarlaya serpilir
bir tohum, beş dal verir
dallarda başaklar boy verir
bir başakta kırk buğdağ
buğday bire-bin verir
ne güzeldir.

her sabah tarlalara giderdik
ekin otu ayıklamaya
tarlalarda ekinler boy salınca
ekinlerde başaklar kızarınca
başaklar evine durunca
her sabah tarlalara giderdik
'karga bokunu yemeden daha'
eynelin götüne geçerdik
ne güzeldir.

“-a benim mor çiçeğim
sen doldur ben içeyim
sana basma yakışmaz
al gadifeden biçeyim”

bayır-taşlı tarlalarda
bir elin ekini kavrama
bir orağın taşı yalaması
ekinin kökünden ayrılaması
başaklar kardeş olunca
rençberin avcunda
birbirine sarılınca
tanırlar bereketi harmanda
ne güzeldir.

ii
bir bükülmüş insanın doğrulup,
tutamın toprağını çırpma
bir tutamı desteye koyma sesi
ve gençlerde;
kuyruktan kurtulma umudu

“-daşlı tarlanın ayrığı
uzadı Sülemenin guyruğu
Sülemen yolmacı mı
-sıçan yolağı - yolduğu”

eynele duran
adam yerine konulan
körpe insan
öyle bir delikanlılık mücadelesi verir ki
işte hayat bu!

eşeklerin yerini değiştirmek
güneşe gelen testiyi,
gölgeye getirmek
bir sonraki eynelin başındakilere su
mükafatı artık “adam olduğu”

'sıçan yolağı'ndan gider yeni yetmeler
eskiler giderek eynelin önünü açar
bir köşede yolunmamış ekin bırakana
'Hatıp Adasına eşşek çıkarmışlar'
diye alay ederler, arkada kalanla

toprağını iyice çırpmadan desteye bırakana
tutamı sıkı tutmayana,
başakları yere döktürene
............
'bizim oğlan bina eder,
döner-döner gene eder'
............................

ii
omuzlardaki desteler
dönümün ortasında,
uygun bir yerde yığın,
yığın; rençberin
kendi emeği
suyunun gölgeliği

ve yeni bir eynele duruş,
yine orak, tutam, deste
yığın kendiliğinden büyümekte
yeni eynelin başında oturuş
yeni yığın, yeni gölge

“ham meyvayın gopartdılar dalımdan
beni ayırtdılar nazlı yarımdan
eğer yarim dutmazısan salımdan
onun uçun açık geder gözlerim

benim yarım yaylalarda oturur
ağelini sovuk suya batırır,
demedim mi nazlı gelin ben sana
çok muhabbet tez ayrılık getirir”

ve yeni başka bir eynelde;
bir şakalaşma, bir gülüş,
başaklarla coşkulu bir cümbüş
eynel latifeleri, hep birlikte

'-gışlanın başında tüter bir tütün
acı çekmeyenin yüreği bütün
ziyamın atını bazara tutun
gelen geçen ziyam ölmüş desinler

guşlar gibi gövyüzünde dönen yar
kendi gidip ahbapları gelen yar'
gülüşmeler biter, latifeler susar
dinlenmeler eynelden eynele
bir iştahla başlanırdı yenisine
birlikte söylenirdi
bazen ağıda dönüşürdü
eynel türküleri
kimileri de arada bir silerdi gözlerini

İbrahim Çelikli
Kayıt Tarihi : 26.1.2007 15:05:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


bir kalbura ilaçlı tohum alınır iki adımda bir kalburdan avuçlanır iki adımda bir tarlaya serpilir bir tohum, beş dal verir

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

İbrahim Çelikli