Ekin Şiiri - İbrahim Çelikli

İbrahim Çelikli
1151

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Ekin

dünden ilaşladım, ayıklanmış tohumu
hanım ağşamdan hazırladı hacatları
er vakıt da eşeğin semerine sardım
sabanı, boyunduruğu
sabahın seherinde,
yollarda bi ben varın(m)
eşeğin yuları elimde
öküzleri de kattım öğüme
“Güçcük Bosti” bizden yarım dönüm ilerde
değmen keyfime
te babam te

gün yalayıp kırağıyı ıslatmadan daha
eşşeğin dengini endirip,
duşadım anbaşına
saman torbasını geçirividim başında
üç evleklik tohum aldım
altı deri kaplı kalbura
sol eliminen gavradım gasnağı
emme buyuyo valla
sağ elimde bi hapaz buyday
fıcıttım bir o bir bu yanna
her sağ adımımı atışta
saç oğlum saç

öküzleri koştum boyunduruğa
sabanı zipledim gara toprağa
kara dana acemiydi o sene
usül-erkan daha ne haddine
ne ıslık kar eder ne öğendire
tabi goca ala öküz düştü çızıya
yüklendi boyunduruğa
ne kara dananın yan çızmasına aldırdı,
…… ne zora
ne tarlanın taşına,
ne kakmasına,
ne nodula
koca oğlan sen de olmasan var ya….
ho ala öküzüm ho!
ho babam ho

gün doğdu doğacak,
bi evlek karaladım
an başına varıp bille
takkayı höyle bi kaldırdım
o sovukta
alnımın terini işaret barnağımına sıyırdım
elime “tu! ” deyip,
pulluğun sapına bi daha sarıldım
ha şunda de bunda bi evlek daha
an başına varıp bille
“ho ha! goca herif” dedim “ho ha! ”
“ho ha! ” bobam “ho ha! ”

önce zelvelerden saldım öküzleri
başlarına geçirividim yemliklerini
boz eşşeği kendi fettatına bırakdım
he(y) beden azzık çıkı(nı) mı çıkardım
üç ekmek arasına kuru-deri peyniri
bi de acıkmışıyın ha
bi de çay sovanı olsa yanında
ye babam ye

dinlenince üstüme bi ağırlık çöktü
terim soğuyuvumuş,
yokladım böğrümü,
evde olsaydım şindi ne ğözel uyurdum
kuru peynir boğazımı aldı,
yutkundum
bağrımı yumrukladım
matıradan su işdim iki yudum
cemi cümle damarlarıma gan geldi valla
su babam su

su dedim de…..
rahmet eyi oldu o sene
hani ne derler dokuz ayda bi dutam,
bi ayda dokuz dutam ya!
ne dokuz ne ondokuz tevetür valla
insan boyu ekin oldu tarlada
çok sürmedi mart-nisan
gök ekinler boy verdi
felek bu sene yüzümüze güldü
başşak demişsin bi garış “Şükür Emrine”
sütlendi, göllelik derkene gün çalığı
gün dönünce altına dönüvüdü
nasıl…. altın sarıısı
bobam gulakları çinileyesicenin
kosaya gönlü olmazdı
dayandık orağı
yol babam yol

deste söykendi kaldı Bayır Tarlada
Goca Armıdın dibini açdık bir yandan
heybeyi, tesdileri davşıdık
andız ağacının altına
sen sanırsın dilim-damağım gurudu
canım çekti, akşamdan ayazda kalan sudan
bekleyemedim kuşluğu
dabanda taşdan kurtuldum mu
dayandım çekmeli kosayı
vur babam vur
ser bobam ser

bi yandan da gözüm Killi Gedikde
olur da anamınan bobam yardıma gelir de
gönlü olmaz, anızda gözü galır
olur a! galbi file gırılır,
nenecen değmez valla
görülmüş değil daşlı tarlada
gamış gibi ekin
her gören inanmayo
“-Hacı… buydaya ters vermişsin”
len olum bir elden bir ele bura ters çekilir mi
yahut da bura ters çekerken gören varmıymış beni
çok geşmedi gorduğum başıma ğeldi
güççük helkeynen anam ayran getirdi
“-eyneli çıkın yatın,
hinci hu ayran soğur
iki yudum için, soluklanın bi
dur babam dur

ıpıl-ıpıl eser, hafif bir gündoğu rüzgarı,
bir o yana savırır
bir bu yana yaslar başakları
en eyisi ardıma aldım ülüzgeri
gosayı yamıyo kerdenin ağırlığı
kerde birbirinin üsdüne mezbur
herkeşin tarlası böyle olsa
valla ileşber gudurur
çok geşmez hinci dalaz alır-
gövün yüzüne savurur
yel değişdi kerdeyi yeniledim
isdikamet Kırınbaşı çevrilividim
bi o yığın, bi bu yığın
bi o yanna kerde, bi bu yanna desde
bir o yana bir bu yana
es babam es

çok geşmedi bobam çevresine erik çıkılamış
bir kaş da armıt,
elinde iki zerdeli
arkamızda belirividi,
belli ki boğazından geşmemiş
aldım emme
valla nutgum dutuldu,
oldum bi samıt
eliynen yolmaya ğakdı, beceremedi
vur bakayın Hacı dedi
kerdeler deste boyu
desdeler çıkla başşak
sonuna gadak geriliyon
vuruyon tırpanı
daşa ğelmesin deye
bireş okardan dutduruyon
ammma
yenicekleyin dişemişiyin gosayı
vur babam vur
ser bobam ser,

bobam memnin olma mı
anam memnin olma mı
yığdıkça yığınnarı
deste alıyoz valla benim garının
arkasında destenin arkası yere değiyo
desteyi omuzladı mı, önünü göremeyo
zavallı valla
yığın yerini fehmetmeden
geçip gediyo, şoo yanna
bi yandan da çocuklar dırmık çekiyo,
deste yerinden başak toplayo
desteyi yığdık, mefrat bi yığın oldu
tevatür dersin emme valla dam boyu
ne babam ne!

gün geldi;
sapı sardık, ganlı eski, öküzün teki goca
gara dana avara
anam sağolsun, avsınladı,
bi de nusga yazdırmış Yakıp Hocaya
ne aşırdık,
ne ha deyinşe ganlı boşaldı,
ne çatmada
beygirler döğneyebildi
akdardık, etişdi yardıma gonu-gonşu,
Topal Melit, Derviş Emmi, Goziroğlu
öküzler, çatılı atlar gayboldu ğetdi
sapda döğnerken,
gırağı nemerdiyo, yazıyon erkenden
ağusdos güneşini yeyince gevreyo
iki beygir, bi öküz düveni gün boyu dönüyo
dön babam dön

üşbeş günde anca erdirdim harmanı
ertesi ğün, gün boyu yığdım tınazı
süpürüp yığmadan daha badası
ikindin geçeni bi “deniz” çıkıvımaz mı,
alel-acele savırdım
yabaynan fıcıttım yokarı
bi kerte, bi kerte daha, şişiyo pazım
gene etişdi Imız, Dervişin çocukları, Sışdı Kazım
dene bi yanna, saman bi yana
keklig dıkmağı irenginde, bulgurlug valla
çeç babam çeç

gari Allahın emri, çec başında geceledim
sabbahınan gözerledim,
göz kararı doldurdum
sıraladım çuvalları
iki çuval Derviş Emmiye tohumluk değişividim
attık ganlıya, iki kanlıda eve eletdim
sırtladığım ğibi
güpürdümünen çıkdım merdimenneri
hüğdüm serpini, sıraladım hararları
goca bi ğünde deneyi,
iki ğünde samanı
çek babam çek

badası çocuklar süpürsün savırsın
evde boş çul-çuval narasın
dalgıran çitirim gibi - eriklerin vahtı geşdi
göksulu armıtlar hala kekremsi
benden sonuraya galmış Gucur Emmi
beygirlerinen iki de ona dönüvüdüm
o sene ileşberliğin sefasını sürdüm
sür babam sür

görüyon mu bi
“gözünü sevdiğimin ileşberliği”ni
var mı toprakdan nimet yetişdirmek gibisi
bir bereket ki,
bereketine bereket
zümrüt yeşili, altın sarısı,
gök mavisi, gün aydınlığı
gör babam gör

sür babam sür
ver Allahım ver

İbrahim Çelikli
Kayıt Tarihi : 5.12.2006 16:37:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Ulvi Koçu
    Ulvi Koçu

    sizi okumak inanın büyük keyif veriyor. şiirlerinizin uzun yada kısa olması önemli deil. dizelerde 100 m koşusucusu gibi hissettim kendimi. en son dizeye yani bitiş cizgisine büyük bir heyecan ve merakla ...
    saygılarımla...

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

İbrahim Çelikli