Tabiatın ölüp, ruhların saflaştığı,
Ağaçların yapraklarını döküp,
Gövdelerinin kökleştiği;
Kırılma noktasını oluşturan,
İinceldiği yerden,
Bir yarısı hayata elvada derken,
Diğer yarısının ümitle doğduğu Ekim…
Hayat umutlarla coşsun diye,
Kalpler onunla yeşersin diye,
Kendisine serpilen tohumları,
Ayrım yapmadan kabul eden Ekim…
Dağlara, taşlara bakıyorum sapsarı,
Yollara bakıyorum, uzun ve ince
İnsanlığa bakıyorum, yanık ve mahzun,
Ümitlerin sessizce çilerdiği Ekim…
Ot, çöp meşe ve diğerleri sapsarı,
Üzerine bassam, kemikleri çatırdıyor.
Kuru çekirdeklerde, diri ruhlar görüyorum,
Rabbimin ölüyü ve diriyi sakladığı Ekim…
Düşünmek ve tabiatı anlamak,
Rabbimin bana tanıdığı en büyük hikmet,
Tarlalarda topraktan yeni çıkmış,
Çil çil düşüncelerin,
Tezeklerde yeşerdiği Ekim…
Toprak ölü, içindekilerse canlı;
Toprağa bakan gözler ölü,
İçindekileri gören duygular canlı,
Tefekkürlerin kök saldığı Ekim…
Fakirin ekmeği, çaresizin umudu,
Sevginin kaynağı, tohumun açılan kapısı,
Yağmurun habercisi, hayatın müjdecisi,
Ölümün sessizliği, doğumun sancısı Ekim…
Tefekkür dünyasının ulaşılmaz doruğuna
Yolculuk yapıyorum, ekimin derinliklerinde.
Hayatın güzelliklerini ve sırlarını görüyorum,
Yaşamın gizemlerini bize sunan Ekim…
Göçmen kuşları, barış elçiliği yapar,
Karanlıkları arkada bırakarak,
Okyonuslara, hak ve adaleti taşır,
Sevgi ve kardeşliği bulutlara yayar,
Kin ve nefretin yok olduğu Ekim…
2008 / Sazlıdere
Akdağmadeni
Kayıt Tarihi : 8.2.2009 13:43:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Ekim ayında yolculuk yapıyordum, yollar uzun ve inceydi. Bir eğitimci olarak tabiatı gözlemlemem onu anlamam ve yaşamam gerekir diye düşünüyorum. Ağaçların yapraklarını dökmesi, Yeşil ekinlerin tarlalardan çil çil çıkması beni çok duygulandırdı. Yerlere serpilen tohumarın ekimle kucaklaşması, baharın yeniden yeşererek canlanması insanla ekimi karşılaştırma fırsatı verdi bana. Duygularımı böylece satırlara döktüm...
yaşanacak mutluluklar senin olsun
TÜM YORUMLAR (1)