Bu şehri yakmalı,
Sana gelmeye engel ne varsa içinde.
Madem bir kibrit çöpüne bakıyor hayatım
Ve bir kibrit çöpü kadar yokken kabahatim
Bu şehri yakmalı,
Seni görmeye engel ne varsa
Nasılda gittin, selamsız sabahsız
Bir anda melekler kadar günahsız
Bembeyazdı hayatın karartmaya çalışsalarda
Ölümünde bembeyaz, bir leke olsun siyahsız.
İnce ince yağan kar bir ninni tuttururken
Başında nöbet bekliyordu bozkurt.
Hadi bir uçurtma yapalım.
Ama önce birkaç tel koparmalısın saçlarından,
Uzun ve kalın olmalılar.
Al benden de bir yürek parçası
Hadi uçuralım uçurtmamızı.
Bulutlara ulaşmazsa,
Buzlar ülkesinde gül isteme benden.
Bulamam.
İstersen de beyaz iste,
Kırmızı isteyip kanıma girme benim.
Asık çehreme bakıp yüz çevirme benden,
Ölürüm.
Sen meşhur İstanbulsun
Ben kapında malum neferim
Seni alıncaya dek sürecek
Yüreğime düştüğünde başlayan seferim
Ağyarın halleri yıldırmaz beni
Kimimiz aktörüz kimimiz figüran.
Ama doğaçlama değil inanın
İsmi yalandır, yalan kalacak bu rüyanın.
Hepimiz kiracıyız bu dünyada,
Sahibi başkaları bu dünyanın.
Uyanmadan önceki rüyada,
Kimimiz aktörüz kimimiz figüran.
Ama doğaçlama değil inanın
İsmi yalandır, yalan kalacak bu rüyanın.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!