Ehlibeyt Şiiri - Mücahit Koca

“Ehlibeyt’in sena ve mersiyesi Ahsen-i efdal-i fezaildir,
Kim ki bir beyt ol hususta der ol dahi Ehlibeyt’e dahildir.”
FUZÛLİ

Siyah kıldan nakışlı bir palto giymişti,
Peygamber sabah Ali evine gelmişti
O açmış en serin kanatlarını
Onları paltosu altına davet etmişti.

Yanına ilk gelen zümrüt renginde yeşil elbiseli Hasan,
Sonra gelen lale renginde kızıl elbiseli Hüseyin
Sonra Fatıma,
Sonra Ali
Sırasıyla geldiler
Palto içine girdiler.

Aldılar en güzel ödülü
En güzel elden

Onlar övülmüş birer parça Peygamber’den
Mümin gönülde köşk gibi
Sevilmenin tüm şartları
Üzerlerinde.

Su gibi saf ve temiz
Aşk gibi derin yüreğimde sevginiz

Hürmetim
Ehlibeyt’e

-ALİ-

Hasan ve Hüseyin’in babaları
Bağlı kalalım
Ali’ye

-FATIMA-

Cennet kadınlarının ulusu
Her anı yeni bir an
Her sabahı yeni bir sabah gibi
Denizden su alır bulut
Ulu Hatun
Yüce Banu
Fatıma

-HASAN-

Ululuğun son makamına varmış şerif,
Katılmış hamuruna gül mayası
Ne çok ısındı bedeninde kan
Özgürlüğe kavuşmuş ruh gibi acıdı
Hasan

-HÜSEYİN-

..ve nergisin gözünden nur alan yıldız,
Parlak ve saf incileri göğün
Alın yazısı gibi ak
Kendi soyunun bol meyveli dalı
Canını cennete saldı gider.

Kandan yelken asmış
Yavrulu ceylan gibi en masum bakış
Derin denizin anaforuna yakalanmış tekne

Şehitlik içkisi içti lâl oldu rengi cumaya
En hain pusuların hedefi
Zulmün ateşten oku
Alnına kılıç vurdular
Yer sert
Gök yüksek
Sapsarı ölüm vadisi çöl gibi
Her yön dikenli tel
Deldi bağrını
Yaktı ciğerini
Kayalara oturan gemi çaresizliği
Goncaların bağrı kızıl kan oldu.

Çölün kumunda elmas gibi parlayan kan,
Yaşanmamış aşkın güzelliğini keder boğmakta

Haksızlığa dik duruş
Ali’nin ayında en parlak yıldız

Susuzluk dayanılacak gibi değildi,
Kuşatan askerleri yarıp Fırat’a indi
Bir yudum su alayım diye eğildi
Mübarek ağzına saplandı düşmanlık oku
Boynundan vuruldu kızıl kana bulandı
Rüzgârda dalga dalga saçlarını kılıçlar öptü
Gül bahçesine döküldü en temiz kanı
Ayın gözyaşı hıçkırıyor benimle

Can almaya can vermeyi tercih gibi
Silahından büyüktü yürek

Hüseyin’in gözünde ışık
Yezit’in gözünde karanlık.

Şehit mezarından ruhumdur kalkan
Müslüman elinde kına kan gibi,
Kızıldır toprak ölüm gözkapaklarında
Hep öyle taze
Hep öyle sıcak

Kerbelâ yarası hangi yüreği yakıp kanatmaz,
İçimden ağlamak geliyor her seferinde

Mücahit Koca
Kayıt Tarihi : 21.9.2018 23:33:00