EHLÎ CENNET (kıssa)
Padişahın gözüne günlerdir uyku girmez,
Zihninde bir soru var ama akıl sır ermez!
“Zihnimdeki soruyu ben çözebilir miyim?
Ehlî Cennet kim ola, Ehlî Cennet ben miyim?”
Cevabını bulamaz zihnindeki sorunun,
Gece yarısı yine tadı yok huzurunun...
Aklına vezir gelir hem arkadaş hem sırdaş,
Ta çocukluk yoldaşı en yakın candan gardaş!
Ona derdimi desem bir cevap bulur belki,
Çağırtayım huzura çabuk gelsin yeter ki!
Vezirini çağırtır, gecenin bir yarısı;
Biraz zihnin dağıtır bitsin diye ağrısı!
Çağrıyı alan vezir büyük endişe duyar,
Çağıran Şah olunca çaresiz emre uyar!
Azl edilen vezirler hep böyle çağrılırdı,
Ne kusurun gizlerler ne de bağrılırdı!
Padişahın çağrısı gece yarı gelince,
Eyvah azl edecekler galiba der kendince!
Hızlıca hazırlanır hemen gelir huzura,
Emrediniz devletlum, ferman nedir nazıra!
Fakat kral vaz geçer derdini anlatmaktan,
Belki de utanç duyar kuluna yalvarmaktan!
Düşünceyi kalbime koyan Rabbim'dir elbet,
Cevabı da O’ndadır, O verecektir sabret!
Padişah vezirine: “Gel şöyle dolaşalım,
Böyle güzel havada birkaç sokak aşalım!
Biraz sıkıntılıyım, temiz hava çekelim;
Derdimizin üstüne kâbus gibi çökelim!”
*Tabii ki Sultanım hemen şimdi çıkalım,
Bir an önce kâbusun kalesini yıkalım!*
Dolaşırken yolları mezarlığa denk gelir,
Mezarlıktan semaya sanki bir nur yükselir!
Merakla yaklaşırlar nurun doğduğu yere,
Üç talebe oturmuş Kur’an okur göklere!
Siz ne yapıyorsunuz burada? Der Padişah,
Bir yandan da onlara gıpta eder Padişah!
*Bizler şu dergâhın hafız talebesiyiz,
Tarihî Medresenin naçiz halifesiyiz!
Medresenin kandili yağsızlıktan yanmıyor,
Gece boyu yakınca ona yağ dayanmıyor!
Biz de çıktık dışarı ay ışığı var diye,
Derslerdeki başarı ay aşığı yâr diye!
Padişah talebeleri sarayına getirir,
Medresenin gıdayla yağ derdini bitirir!
Devletten kuruş almaz hepsi kendi parası,
Belki de bu sayede derman bulur yarası!
Talebeler giderken bakar penceresinden,
Bir nebze de rahatlar zihnin cenderesinden!
Günlerdir kapanmayan gözler açılmaz olur,
Birden bire bastırır uyku kaçınmaz olur!
O anda Rasülûllah Efendimiz teşrif eder,
“Ey dünya Padişahı; zamanın eşref-î der!
Ehlî Cennet o dur ki, dergahta talebedir;
Halka dinin anlatır bargâhta galebedir!
Helal haram sakın der sanma kulu ayarır,
Kula günah yakın der, günahkârı uyarır!
Yaptığın yardımlarla sen de oldun onlardan,
Ehlî Cennet sayıldın, uyan artık buhrandan!”
Pir-î Fâni der ki kul; ilim ehli olursa,
Kalplere ışık olur Hak nurunu bulursa!
MEHMET ŞAHAN (PİR-Î FÂNİ)
30.12.2022 – KİLİS
Kayıt Tarihi : 30.12.2022 00:54:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Mehmet Şahan](https://www.antoloji.com/i/siir/2022/12/30/ehli-cennet-kissa.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!