Ehli Beyt Şiiri - Murat İnan

Murat İnan
22

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Ehli Beyt

Başakları bitiren
Yağmurları indiren
Rızkımızı gönderen
Azametli Rabbimiz!

Güneşi doğdurursun
Kullarını korursun
İdrak olunmaz nursun
Azametli Rabbimiz!

Geceyi güne sardın
Günü geceye sardın
Gönderdin türlü yardım
Azametli Rabbimiz!

Uçan kuşun Rezzak'ı
Yakın eden ırağı
Yeşil kılan çorağı
Azametli Rabbimiz!

Yedirir içirirsin
Bize şifa verirsin
Can alır can verirsin
Azametli Rabbimiz!

Herşey tesbihte Seni
Arar gönüller Seni
Yakar aşkın aşık teni
Azametli Rabbimiz!

İlahi sevgini ver,
İçimize rahmet ser
Şeytan'la aramıza
Hidayet perdesi ger!

Pekçok rasul gönderdin
Nur yolunu indirdin
Azametli Rabbimiz,
Muhammed'i gönderdin

Kainatın serveri
İnsi cinnin lideri
Yerde gökte kim varsa
Cümlesinin önderi

Nice saray yıkıldı
O en kutlu doğumla
Zulüm evi yıkıldı
O en kutlu doğumla

Efsane yol açıldı
Hikmet gönle saçıldı
Hira'da doğan yürek
Aleme baş seçildi

Mekke'da açtı şafak
Öldü batıl doğdu hak
Firdevs'in zirvesinde
Açtı nurdan bir yaprak

Nübüvvetin yakutu
Ufukların umudu
Zamanın ötesinde
Gösterdi gerçek yurdu

Mazlum gönüller dostu
Işıktan bir pervane
Kızgın karanlık sustu
Som güneşle gelince

En acı cefaları
Çekti merhamet için
Okudu şifaları
Soran yürekler için

Hicret etti umuda
Katlandı ayrılığa
Biliyordu sonunda
Uçacak sonsuzluğa

Bedir günü melekler
Geldiler akın akın
Pak müjdeyi verdiler
Dediler zafer yakın

Şehit dişli kahraman
Yılmadı hiçbir zaman
Sevenleri deniz olup
Aktılar umman umman

Adalet sancaktarı
Cennet'in bayraktarı
Misk kokulu topraklı
Medine'nin yatarı

Veda etti ümmete
Çağırdı merhamete
Davet etti cümleyi
Ermeye selamete

Ölüm Meleği geldi
Ayrılık yakın dedi
Sevindi bu habere
Yüce Dostu'na gitti

Ashap yasa boğuldu
Şehir gama garkoldu
Medine semasına
Manevi keder doldu

O'nun gibisi gelmez
Şu ölümlü dünyaya
Geldi aleme son kez
Aşk fenerin yakmaya

Bağrında solmaz acı
Can anamız Fatıma
Gönlünde sönmez sızı
Can anamız Fatıma

Reyhaneyn'in anası
Şeref iffet davası
Unutulmaz bir yasın
Gözü yaşlı aynası

Azaptan keder içti
Firaktan esvap biçti
Babasının aşkına
Kendi canından geçti

Aslanları büyüttü
Firdevs'in mücevheri
Can taşında öğüttü
Can dayanmaz kederi

Kerbela içindeydi
Gün içinde geceydi
Yalnız ahı duyulan
Hüzün salan heceydi

Gece mehtapsız kaldı
Toprak bir sultan aldı
Ecelıin ılık sesi
Kutlu kapıyı çaldı

Zindan içinde nurdu
Bahçe içinde nardı
Şu ondurmaz acılar
Yanık yüreğin yardı

Duası müstecaptı
Rızkın gaybdan alırdı
Meryem Anamız gibi
İçten dua ederdi

Gencecik bir çiçekti
Rabbi'ne göç edince
Ruhu masum bebekti
Toprağa yer serince

Evladına titrerdi
Yağardı rüya rüya
Gönlü yüce pak eşti
Aliyyul Murtaza'ya

Cesaretin adresi
Metin yürekli Ali
Gece gündüz tesbih eden
Sırlara eren veli

Sevgi doluydu özü
Can yakmayı sevmezdi
Hikmet doluydu sözü
Eziyeti bilmezdi

Fedakarlıktı yolu
Gamı mihneti sevdi
Beliğ söylerdi dili
Tüm kainat eviydi

Yıldır yıldır yanardı
Cümleye nur sunardı
Aşkının dallarına
Zakir bülbül konardı

Zindandan kederlere
Işık ışık aktı O
Kömürden gecelere
Yıldız yıldız yağdı O

Yakıcı kor bakışla
Esti yiğit Hayber'de
Sağanak bir akışla
Destan yazdı Hayber'de

Yıldırım kılıcıyla
Billur aşkın giziyle
Rabbin kutlu sözüyle
Umman oldu sel oldu

Svaş meydanlarının
Kırık gönüllü eri
Gönül meydanlarının
Yangın yürekli eri

Ölmedi şehit oldu
Yurdunu bir yas aldı
Yiğitler başsız kaldı
Öylesine cesurdu

Kızıllaştı şafaklar
Ak döşendi şakaklar
Sessiz sessiz ağladı
Boynu bükük sokaklar

Mahzun suskun ufuklar
Hep ağlaşan çocuklar
Ciğeri buza kesen
Zemheriden soğuklar

Hazreti Hasan ağlar
İçine kara bağlar
Hasan Hasan can Hasan
Acısı gönül dağlar

Kaderi zehir idi
Ameli zikir idi
Allah'dan gelen işi
Her ne olsa da sevdi

Portakal çiçeğidir
Gözümün bebeğidir
Kara bürünmüş yerin
Allı morlu rengidir

O'na sevgi candandır
Candan öte candandır
Bu sevginin kaynağı
Vallahi imandandır

Sessizliğin sesinde
Ebede vuran güneş
Karanlığın sisinde
Gözlerden dökülen yaş

Kan değil gül istedi
Hep sevgiyi besledi
Nur Cennet'i süsledi
Hzreti Şehit Hasan

Anılır çağlar boyu
Reyhaneyn'in çilesi
Kahramanların soyu
Yılmaz sabrın kalesi

Hasan ile Hüseyin
Mehabet donanırlar
Hasan ile Hüseyin
Çileye boyanırlar

Ah Fırat Fırat!
Hararet oldu sıla
Vuslatın oldu gurbet
Mazlum bir gönülde dert

Şehitlerin çiçeği
Evliyanın meleği
Ruhunda ışıldıyor
Şehadetin köyneği

Ölümlerle yarıştı
Efsaneye karıştı
Şehadetin yolunda
Canla başla çalıştı

Kartal bakışlı yiğit
İman nakışlı yiğit
Sel sel olur sevenleri
Aslan duruşlu yiğit

Diken içinde güldü
Bela içinde güldü
Tüm mahlukat içinde
Sevildi O övüldü

Tevazuu toprak gibi
Bakışı kartal gibi
Atıldı yangınlara
Heybeti arslan gibi

Müslim Akil'î gönderdi
Müslim belalar çekti
Kufe sokaklarında
Zulme kılıçlar çekti

Nice acı verdiler
Vefasızlar Müslim'e
İhaneti serdiler
Kara katran zulüme

Dağlar dayanamazdı
O'na yapılan işe
Yedi cihan dalardı
Küle seren ateşe

Nebi aşığı Müslim
Şehadeti pek elim
Gönül hatırasına
Dilinir dilim dilim

Vefa bağı bozuldu
Alna bela yazıldı
Kufe yurdu kalbine
Hazin destan kazıldı

Hüseyin'im;
Güneşe oldu ayna
Hasrette kaldı suya
Yerinde olsalardı
Erirdi taş ve kaya

Ayetlere şahit oldu
Hak yolunda şehit oldu
Fani dünyaya karşı
Daima zahit oldu

Hüsnü niyet taşıdı
Fesada yanaşmadı
Gönlü nuru ışıttı
Muhabbete yapıştı

Oldu Rabbi'ne kul
Buldu Cennet'e yol
Çaresiz kimsesize
Oldu sevgiyla dal kol

Dim zikir ederdi
Rabbi tesbih ederdi
İlahi aşk yolunda
Candan dua ederdi

Döndü gönlü yanarak
Ruhu aşka kanarak
Sürdü atın meydana
Muhabbeti sararak

İçi hüzne boyandı
Yüzü kanla sulandı
Taa başından sonuna
Yüce Rabbe dayandı

İlmek ilmek düşün ördü
Düşünde dostun gördü
Düşün safasın sürdü
Uyandı nur dolarak

Şanlı Nebi'gel' dedi
Kutlu müjdeyi verdi
Apaydınlık düşünde
Şehadet yakın dedi

Cennetler O'na müştak
O'nunla doğdu şafak
O'nun şehadetiyle
Soldu şanlı bir ocak

Canlar 'od'una yandı
Gönül aşkına kandı
Bu acılar çektiği
O'na şeref ve şandı

Kan damladı her yere
Bulutlar al al oldu
Duman çekildi göğe
Yürekler matem doldu

Feryat semayı tutar
Eleme elem katar
Kerbela çöllerinde
Kurdu kuşu yas tutar

Pişmanlığın ateşi
Hlkı yakar kavurur
Yevmi mahşere kadar
Acısı canda durur

Coşmuş nehir misali
İzler iken eceli
Yağmıştı üzerine
Zalim bir düşman seli

Çölde kumlar tutuşmuş
Yaslı rüzgarlar ağlar
Kanlar yaşa katışmış
Yanık bağırlar dağlar

Güneş vurmuş yaprağa
Yaprak gözyaşı döker
Kanı akmış toprağa
Toprak ıstırap çeker

Birden koptu fırtına
Başladı çölde bir kış
Şu Kerbela yurduna
Düşünce kutlu naaş

O'na kasteden yürek
Daha sertti kayadan
Zira herkes bilir ki
Su fışkırır kayadan

Kandiller kara yanar
Karlar güneşte donar
Kardelen açmaz artık
Avunmaz yaşlı çınar

Kelebekler uçar mı,
Şelaleler akar mı,
Dünyanın kalbi durdu
Damar tende atar mı?

Mustafa'nın torunu
Şah-ı Merdan'ın oğlu
Zulme boyun eğmedi
Yüceltti Hak yolunu

Gitti ruhu uçarak
Rabbe kanat açarak
O nurdan kalbi ile
Göğe ışık saçarak

Yağmurlar yağmaz oldu
Dereler akmaz oldu
Çölün tüm canlıları
Ağıttan susmaz oldu

Fırat yanında bir gül
Dolanır yaslı bülbül
Hüseyin'in aşkına
Yanar kavrulur gönül

Elbise kefen oldu
Yürekler acı oldu
Velayet bahçesinin
Kahraman gülü soldu

Unutulmaz ki adı
Daima yanar 'od'u
Altından tacı oldu
Tertemiz itikadı

Yürürdü hep heybetle
Seyrolurdu dehşetle
İçli dışlı olmadı
Malla, mülkle, servetle

Kaderi böyle imiş
Şehadeti çöldeymiş
O'nu yakan bu bölge
Ne zavallı beldeymiş!

Suları bile yaktı
Gönülden gönle aktı
Ne mübarek kimseydi
Temizdi, aktı, paktı

Can verilir uğruna
Bu can feda yoluna
Çok cefalar çekildi
Hatırası aşkına

Zehir doldu gelinlik
Boyun büktü gelincik
Tarihin en kalbinde
Açıldı kara gedik

Işıksız kalan şehir
Gama bölünen şehir
Sesini dibe salan
Hüzün kıvrılan nehir

Hülya zehre bulandı
Aya bulut yaslandı
Zeytin dalında solan
Susuz gönül gamlandı

Yüreğini yıkadı
Sevgilere boyadı
Hicranın yarasıyla
Al kan olup kanadı

Kestane bulutlarla
Gelmez artık yağmurlar
Kül olmuş umutlarla
Matem boyanır kırlar

Kıyamet sofrasında
Katran çile içilir
Umudun köprüsünde
Volkan mazi geçilir

Şimşek hızlı atına
Atladı O Kahraman
Cennet zirve katına
Tac oldu O Kahraman

Kanat çırpıyor kuşlar
Dua ediyor taşlar
Mazlumun bağrı dağlı
Döküyor kanlı yaşlar

Kerbela'da yaslı kız
Hazreti Zeynep Ana
Gündüzler toz gece boz
Yaşadı yana yana

Yürekten fışkıran nur
Ebedden gelen cevap
Tarihi yazan onur
Zulme demirden hicap

Murtaza'nın ciğeri
Yudumladı kederi
Okyanus gönüllü kız
Göğüsledi kaderi

Bağrına yangın düştü
Ve can yakan bir elem
Elemden bağrı pişti
Kuşandı ateş dönem

Şiir gibi geceler
Ayrılığı heceler
Sızlanır yara ile
Kan renginde yüceler

Hüseyin'in göznuru
Veli Zeynelabidin
Kerbela'nın onuru
Simge Zeynelabidin

Firakın ateşiyle
Yanar Zeynelabidin
Elemin güneşiyle
Donar Zeynelabidin

Gerçeğin ülkesinde
Sabır Zeynelabidin
İhanet beldesinde
Şükür Zeynelabidin

Mor boylu menekşeler
Seyyitler seyyideler
Rahmani kelimeler
Cennetleri müjdeler

Dalında al bir kiraz
Sabahlardan da taze
Arşa varan bir niyaz
Nur salsın size bize

Bela baldan tatlıymış
Ehli muhabbet için
Kederler kanat imiş
Ölmez'e varmak için

Allahım! muhabbet ver
Allahım! sabırlar ver
Allahım! sebat ver
Allahım! cemalini ver! ! !

(Sivas)

Murat İnan
Kayıt Tarihi : 17.3.2002 13:36:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Hüseyin Gedik
    Hüseyin Gedik

    sevgili kardeşim şiir yazmak çok güzel fakat bence şiiri uzun uzadiye yazmak deyil kısave öz misralarla uzunbüyük konuları işlemekdir kişisel görüşümdür sevgiile kalınız.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Murat İnan