Ehli Beyt-2 Şiiri - Murat İnan

Ehli Beyt-2

Fatıma'nın gözyaşları
Serveri alem için
Cennet kadınlarının hanımefendisi
Yangın yürekli ana
Rasul'ün firakından bağrı dağlanan ana
Ve Aliyyel Murtaza
Zülfikarı şimşeği sakındıran
Hayber fatihi Ali
Merhab'ın korkulu rüyası
Mertliğin kalesi
Veliliğin bahçesi
Fakirlerin babası
Sultanı evliya Ali
Ve Hasan-ı Mücteba
Heybet ülkesinin prensi
Cesaretin hilmin bağı bahçesi
Nası da dağladılar
Kin tutmaz ciğerlerini?
Ve Hüseyin
Fırat mazlumu
Şehzadeler şehzadesi
Al kan içinde yüzü
Binbir elemde gönlü
Susuz dudakları
N'ola yerinde ben olaydım!
Şehadeti tarih yazdı
Kıyamete bir yol çizdi
İmandan ve onurdan

Kerbela

Ne gamlı bir gündü o gün
Şehitlerin kanları
Yüreklere akıyordu
Tüm heybetiyle Şehzade
Gönülleri yakıyordu
Gözünde imanın ışığı
Hak yolunun aşığı
Ne yazardı ki O'na
Susuzluğun yangını? ?
Sarmıştı o pak gönülü
Muhabbetin yangını
Nebi'nin torunu
Arslanın oğlu
Kerbu Bela demişti
Belaların yurduna
Şehadeti istemişti
Dedesinin yoluna
Öyle büyüktü ki Hazret
Kanıyla destan yazıldı
Kerbela'nın çöllerine
Hasret azap yazıldı
Gün gece oldu
Güneşler soldu
Ehli Beyt dostu gözler
Kanlı yaşlarla doldu
Zulme boyun eğmedi
Rabbe kul oldu sade
Yalnız Rabbi dinledi
Şehit oldu o günde

O Yiğit

Hz. Ali
Rabbin aslanı
Çölde aşk seli
Çağlar fidanı

Gecede ışık
Vahada pınar
Ne şüphe ne şek
Devrilmez çınar

Korkuyu bilmez
Sevgidir yolu
Kula kul olmaz
Tek Rabbin kulu

Cenk

Elinde yalın kılıç
Kalbinde katıksız aşk
Ali'siz olur mu hiç
Onur için yapılan cenk? ?

Zehir

Ali'nin yoluna diken serdiler
Hasan'a su değil zehir verdiler
Hüseyin'im susamış içi yanıyor
Fırat'ın önüne duvar gerdiler

Çile-Hüseyin

Çekmediği gam kalmadı
Dünyadan murad almadı
Çileli hayatında
Bağrına gün çalmadı

Hz. Ali

Yüreği mangal
Pençesi çengel
Sade bakışı bile
Zulüme engel

Fırat

Gün güneşe doyunca
Fırat nehri boyunca
Hüseyin'im yanıyor
Zalim O'na kıyınca

Matem

Erenler çayındayım
Muharrem ayındayım
İçimde kara bağlı
Ben matem ayındayım

Yas

Yeşil otlar sarardı
Yalan dünya karardı
Ali şehit olunca
Kızıl güller bozardı

Dumanda gözyaşı var
Şehit olmuş Ali yar
Nerelere gidelim
Bu dünya bizlere dar

Ağıt-Kerbela

Karanfilim ağlama
Ciğerimi dağlama
Bu dert asıl benimdir
Hele dur sen çağlama

Savaş-Kerbela

Kızıl gülle doldu dere
Nere gitsin bu can nere
Birden kılıçlar çekildi
Nice başlar düştü yere

Kan sel olmuş akıyor
Şu bahtsız Kerbela'da
Hasreti can yakıyor
Figan yüklü sılada

Meydan

Dörtnala gelir atlılar
Şimşek kanatlılar
Istıraba dalarlar
Yiğitler çatık kaşlılar

Müslim Akil

Yolları toza kesti
Kufe'ye doğru esti
O şehrin ufukları
Geçit vermez bir sisti

Kufe bir zindan idi
Ateşlerle ışıdı
Müslim bir arslan idi
Ateşleri taşıdı

Dev başlı ordu geldi
Sanki veba yeliydi
Müslim Rabbi'ni bildi
Sanki aşkın seliydi

Ufuk

Nereden bulacaksın
Ali gibi yiğiti?
Kadrini yazamazsın
Alsan kalemi diviti

Renk

Cesaret arıyorsan
Ali sana örnektir
Letafet arıyorsan
Ali sana bir renktir

Sitem

Ehli Beyt'i sevmez misin
Kadirlerin bilmez misin
Ali gibi yiğit var mı
Cahil misin görmez misin?

Vefa-Hüseyin

Geçmiş dünya malından
Yürür Hakk'ın yolundan
Koparmaz ham meyvayı
Ağacından dalından

Ehli Beyt'e Selam

Göçmen kuşlar geliyor
Yüreğimi diliyor
İçimdeki şu derdi
Sade Allah biliyor

Patika yokuşlara
Dağlar ile taşlara
Benden selam söyleyin
Asaletli başlara

Yine Çile-Hüseyin

Katar gözyaşını kuru aşkına
Kardelenler dolar garip başına
Derdini anar da unutur vakti
Katar kanlı yaşı gönül yaşına

Huşu

Bir ok geldi ayağına
Durdu Hakk'ın divanına
Oku fark bile etmedi
Kattı iman imanına

İlim

İlmin kapısı Ali
Açar kilidi Ali
Kalbime pek sevgili
Hayber yiğidi Ali

Şüphesiz

Kim ki senden Ali'yi sual ederse
De ki yiğitlerin şahıdır Ali
Kim bu açık gerçekten şüphe ederse
Nur balçıkla sıvanmaz artık bilmeli

Hasret

Bir iş var bugün gökte
Acep n'oldu bilemedim
Ali yok mu bugün cenkte?
Gelmedi mi bilemedim

Soru

Aşkın sancağını yüceltmedi mi
Kalbimizde yatan İmamı Ali
Zulmün bıçağını köreltmedi mi
İmana haz katan İmamı Ali? ?

Hareket

Tozlar toza karıştı
Atlar çölle yarıştı
Şahı Merdan'ı gören
Göğün gözü kamaştı

Vuslat

Ali'm varır Hayber'e
Atılır kor çembere
Bak yürüyor burçlara
Göğsünü gere gere

Savaş

Merhap atıldı meydana
İçinde hiddet alevi
Saldırdı Şahı Merdan'a
Tir tir titrer gönül evi

Yas

Yankı verir yalçın dağlar
Cnevinde bir kız ağlar
Şahı Merdan şehit olmuş
Çağlar boyu dağlar ağlar

Sevgi-Hüseyin

Aşkı beni dağdan atar
Yüreğime ateş katar
Bu kapkara sevda her dem
Benim canevimde yatar

Ali'dir O

Bilmez misin Ali'yi
Denizdeki inciyi
Duru güneşe çeken
Kara şallı geceyi?

Fakirleri doyurdu
Adaleti buyurdu
Ömür boyu her daim
Mazlumları kayırdı

Hayber

Hayber'in ufukları
Kesilir solukları
Ali'nin heybetinden
Ter dolar şakakları

Kerbela Çölü

Güneş sılaya iniyor
Kafam kalbimi dinliyor
Hüseyin'in gamıyla
Kerbu bela inliyor

Peygamber'in duası
Kerbela'nın havası
Yüreğe hançer çalar
Hüseyin'in sedası

Acılar

Ehli Beyt'in acıları
Elem keder hancıları
Tarihlerde sızlıyor
Kalplerinin sancıları

Nebi'nin kutlu yolu
Biz bilmeyiz sağı solu
Başımıza tac etmeyiz
Kara akçeyi pulu

Aşığız Ehli Beyt'e
Zerafete heybete
Canımız hasret kalır
Affa hem merhamete

Nergis dolmuş tarlalar
Okunuyor salalar
Ehli Beyt ruhun vermiş
Salınıyor dualar

Ali-Heybet

Gök yıkılsa korkmazdı
Yer yarılsa korkmazdı
Binler üstüne gelse
Sayısına bakmazdı

Bulsa dört dirhem akçe
Gizli açık gündüz gece
Dağıtırdı hepsini
Sakata yaşlıya gence

Doyururdu yetimi
Hem yoksulu esiri
Evlatlar yetiştirdi
Pek kahraman her biri

Çile-Hasan
Zaman hiç durmuyor ki
Gönül durulmuyor ki
Acı dolu bu ilde
Artık durulmuyor ki

Dalgalanıyor nehir
Ateş oluyor zehir
Zalimin kalbi donmuş
Hem pas bağlamış hem kir

Zeynep

Kase kase dert içti
Acılar bağrın biçti
Altı dumansız ateş
İnce köprüden geçti

Sesine çöl yankı verir
Zalimler peşpeşe gelir
Ehlinin acısını
Bilir O kesin bilir

Zeynelabidin

Çocuktu içi yanan
Gönlün acıya banan
Mevsim alev de olsa
Bir yanıp bir de donan

Elveda

Elveda dostlarıma
Onlara yurtlarına
Doyamadan gittiler
Kısa hayatlarına

Son

D

Murat İnan
Kayıt Tarihi : 11.4.2002 15:25:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Murat İnan