tortular
tünel karanlığından fışkıran
insanlar
ne olduğunu çözemediğin
lâboratuvara sevdalı
ağzı açık düşüncelerin
izbe kalabalıklarındasın şimdi
ne yana dönsen yer kayıyor
neye tutunsan kökü dışarda
uzaklara giden tren
buradan geçmiyor, diyorlar
belki başka baharda
bakınıyorsun bir çocuk gözüyle
gülmüyor, bilmiyorsun
kareler, film şeridi
hangi anındasın düzlemlerin
soruyorlar
susuyorsun
formatlar karışmış birbirine
soruların içinde yanıtlar
arıyorsun
vermiyorlar
kendin çıkacaksın yokuşu belli ki
içinden söyleyip şarkını
üfleyip büyüttüğün yangını
çekingen taşıdığın sancını
ortak edip katığına
yalnız ölünüyor yolun sonunda
Aynur Uluç
Şiiri Özlüyorum / 2006, Sayı 17
Aynur UluçKayıt Tarihi : 23.11.2006 12:34:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

içinden söyleyip şarkını
üfleyip büyüttüğün yangını
çekingen taşıdığın sancını
ortak edip katığına
yalnız ölünüyor yolun sonunda
Sevgili Uluç, şiirlerinizdeki tarz ve imgelerin yerine oturması güzel bir şiir okumamızı sağlıyor.
Yüreğinize sağlık. Tebrikler.
Selam ve saygılarımla.
bu şiir bitmez :)
benim bir duruşum yok mu dedim kendi kendime ...
vardı elbette ....
ve demiştim bir keresinde ...
çarpışmaların tam ortasında
elini saladıkça birini deviren
en masum çocuğum ben !
öyle değildi oysa gerçek , bir sağına bir soluna dönüp, bu bir yerlerde duruş kurgusuna şapşal şapşal bakan biriydim ben ....
niye orta kısmı boştu bu dünyanın bilmem ? !!!!!!!!
şiirin içinde ki tünellerin birinde ilerleyen tren sesi
kesti dalgınlığımı ...
uyan dedim birden ...
altında kalacaksın şimdi :)
yanında götüreceksin bir kaç kişiyi..
hazır aynur yalnız ölünüyor demişken değiştirme gerçeği :)
Memnuniyet duygusuyla gülümseten ne hoş sanatsal jimnastikler bunlar böyle.
Yazanıyla, konuşanıyla ne güzel insanlar var memlekette...
Şu nezakete bakınız.
Nehir gibi akıp giden edebî yönüyle bezemesi yetmiyormuş gibi, bir de 'şiirden uzaklaşarak forum haline dönüştürdüğüm için özür diliyorum' diyor.
Bu gece bütün yıldızların ve ayın ışığı yüreklenize misafir olsun Sizlerin.
İnanın mutlu oldum ben.
Şiir cebime kaçtı. Benimle geliyor.
Öncelikle göndermeyi alıyorum buraya..
ismet özel'in sivas katliamına mezar taşı ettiği şiirleriyle açıklanamayacak bir mucizesin sen,
Bu anlaşılır bir tepkidir ve iki şairin düşünce(ideoloji) farklılıkları arasındaki tartışmada yer almak gibi bir niyetim yok burada..
peki ne söylemek istiyorum
bir ifade varsa elinizde ona üç şey sorarsınız
bu ifade iyi midir , kötü müdür?
bu ifade doğru mudur yanlış mıdır?
bu ifade güzel midir çirkin midir?
İyi ve kötü biliriz ki felsefede ahlaki nitelemenin sorusudur
Doğru ve yanlış ise yine felsefede mantıksal alanı işaret eder
Güzel ve çirkin ise bizzat sanatı ve estetiği sorgular..
Yani bir şiirde mutlaka fikirsel bir yan vardır.Çünkü her şiirin arkasında bir insan ve bu insanın dünyayı ve ve dünyadakileri algılayışı vardır..
Bu fikri yan , bu kavrayış doğru veya yanlış gelebilir size.
Yine bu fikirsel yan ile yapılan öneri size ahlaki normlar yönünden ters veya düz gelebilir.
Bizim burada konumuzu teşkil eden durum ise bir şiirin duyguyu vermede edebi değer olarak yeterli estetiğe sahip olup olmamasıdır..
İsmet Özel in röportajlarnda sivri dilli çıkışlarına maksadı ne olursa olsun irkiltir beni
sosyalist , islamcı ve şimdilerde türklüğü öne çıkaran fikirlerinde ideolojik olarak izlediği sürecin hiç bir anında onunla tam bir mutabakatım olmadı.
Sosyalist iken yazdığı
esirgeyip bağışlayan DİRENMENİN adıyla cümlesinden irkildiğim gibi
Ama söylemek istediği şeyleri nasıl söylüyor denildiğinde eleştiri dünyasında tam bir mutabakat olduğunu biliyorum.. Sanatına ilişkin söylüyorum bunu..Sanatını eksik bulanların bile cumhuriyet dönemi şiirinde bir yer tuttuğunun altını çizdiklerini biliyorum
Bir şeyi daha iyi biliyorum.
Babam , hafızasında pir sultandan, karacaoğlandan, yunustan, neyzen tevfikten ,rıza tevfik bölükbaşıdan kaygusuz abdaldan ezbere o kadar çok şiir bilirdi ki
Evinde Aşık veyseli ağırlamış olmanın kıvancını ve övüncünü ömür boyu taşıdı..Ama bununla birlikte muhitimizdeki bir çok halk şairini de fırsat buldukça küçük kasabamızda toprak damlı hanemizde konuk etmişti
İşte bu babam Hz Ali efendimize atfen şunu söylerdi bize.
Kimin söylediğine değil ne, söylediğine bak..
Tekrar ediyorum ismet özeli savunmak için başlamadım ama mutabık kalmadığımı söylemekle O nu satmış durumuna da düşmek istemem
evet isyan, partizan şiirlerini okuduğumda sosyalist değildim, lise öğrencisiydim..
Ama şiirlerin güzelliği karşısında büyülenmiştim..
Tıpkı eğrilem şiirinde duygularımı açıklamak için aldığım iki dizesini sevdiğim gibi.
Yine lise ikinci sınıfta Nazımın o mavi gözlü bir devdi''sini şiir defterime yazdığım gibi
Ben şiir sanatının ideolojik farklılıkların üstünde bir yerde buluştuğuna bütün kalbiyle inananlardanım..
Tam ve katı bir hıristiyan diye Tolstoy'un romancı olmadığını söylemek mümkün olmadığı gibi
Söylenecek çok şey olmasına karşılık burada daha fazla yazmayı Eğrilem şiirine karşı haksızlık yaptığımı düşündürtüyor bana.
Değerli şiirinden uzaklaşarak bir forum haline dönüştürdüğüm için ise kendisinden özür diliyorum.
Saygılarımla şiire ve yorumlara
TÜM YORUMLAR (11)