Onca gürültü ve yaygaranın arasında
Yüzler de mimik yok, bakışlar ifadesiz
Kim keyifli, kim keyifsiz farkına varılamadan
İlginç anın keyfini çıkartıp; çılgınca eğlenebiliyoruz…
Yokuş aşağı freni nedensiz patlayan kamyon,
Kutsal vazifenin farkında olmayıp, kaçan boğa…
Kaçışırken, merak bu! Gözlerimiz hep arkada
Korkuyor muyuz? Korkuyoruz ama eğleniyoruz…
Tam bu sefer kefeni yırttık derken yıkılmaktan
Asla yılmayacağız derken hep yıldırılmaktan
Tam hedeflere ulaşacağız sanıp sevinirken
Aç tavuk misali kendimizi darı ambarında
Yine hayal kurup toprağı eşelerken bulmaktan
Yorgun muyuz ? Çok yorgunuz ama eğleniyoruz…
“Çok çalışıp ürettik, geriye bir şeyler koyduk” diyip
Bir anlık için de olsa gözlerimizi kapattığımızda
Ellerimizin arasından yongalarımızın kaybolması!
Şaşkın mıyız ? Şaşkınız ama çok eğleniyoruz…
O kadar koştuğumuz halde yerimizde sayıp
Arkamızdan gelip tur bindirenleri geçtiğimizi sanıp
Olmayacak türlü hayallerle kendimizi avutmaktan
Fırsatçılardan, hak, hukuk tanımayanlardan…
İllallah edip; kurtulmak için bir çaba harcamadan
Şikayet edip dururken, yeni fırsatları kollamaktan
Utanıyor muyuz? Hayır utanmıyoruz ama eğleniyoruz…
Hayatta ilk öğrendiğimiz şey neden çaresizlik!
Gerçekten bu kadar çaresiz miyiz? Kafa yormadan;
Nasip, kısmet, hayırlısı olsun, kısmet değilmiş…
Aynen bizim gibi: Olduğu kadar olmadığı kader!
Çaresizce kadere boyun eğerken; diğer yandan
Kapı gıcırtısına gerdan kırıp ustaca bel kıvırtırken;
Biz gerçekten eğleniyor muyuz?
Yoksa gerçekler mi bizimle eğleniyor?
Yılmaz BEKTAŞ
Yılmaz BektaşKayıt Tarihi : 13.5.2023 17:57:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!