Egemen güçlere sadece yağmalamak yetmiyor. Onlar dünyanın, her şeyin tamamını istiyorlar. Bu sınıflı toplumlar tarihi boyunca böyle ola gelmiştir. Anadolu tarihide egemen güçlerle yoksul halk arasındaki, kavga, isyan ve mücadelelerle doludur.
Anadolu tarihi boyunca egemenler bazen yoksulun güzel kızını çekip alır gönlünü eğlendirmeye (bu halk arasında talih kuşu kondu olur.) ,bazen vergiyi bahane edip evin tek öküzünü çekip alır. Asker mi lazım oldu evin yetişmiş tek oğlunu çekip alır. Ama sonuçta hep alır. Çünkü malda, canda, namus da hep bunların sorumluluğundadır.
Egemenler izin verdiği ölçüde namuslu olunur. Onlar izin verdiği ölçüde canın bağışlanır. Edineceğin her şey bunların izinleri dahilindedir.
Bunlar savaşta ölmezler. Çünkü onlar için savaşanlar vardır. Savaş bunlar için egemenliklerini, zulümlerini arttırıp devam ettirmenin aracıdır.
Anadolu tarihi boyunca egemenlerin zaptiyesi, tahsildarı kapıyı çaldığında mutlaka almak için gelmiştir. Yoksul Anadolu halkları bunların isteklerini karşılamak için sürekli boyun bükmek zorunda kalmıştır. Çünkü egemenlerin devleti onlar için namustu, kutsaldı.
Süre giden bu zulüm ve zalimlerin baskıları bu topraklarda yaşayan halklar için Anadolu ya cehennem olmuş, yada adı sürekli isyanlarla gündeme gelmiştir.
Haksızlığa, zulüme baş kaldıranlar ya Bedrettin, Pirsultan, Seyit Rıza ve Denizler gibi darağaçlarında sallandırılmış; yada Dersim, Zilan, koçgiri ve kızıldere de olduğu gibi orantılı güç kullanılarak kanla bastırılmıştır.
Anadolu toprakları üzerinde yaşamını ikame eden halkların gece –gündüz çalışmaktan, ekmeğini taştan çıkartmaktan başka bir dertleri yoktu. Fakat egemenler bu ekmeğide onlara çok görüp onuda ellerinden aldılar. Aldıkça daha fazlasını istediler. Bir türlü doymak bilmiyorlardı.
Ezgin Anadolu halkları örgütlenmeyiş ve aydınlanmayış sorunlarını sürekli damarlarında hissederek ve yaşarak, hakkını arayabilmek için ya dağa çıkıyor yada baskılara boyun bükerek yaşamını sürdürmeye çalışıyor. Bu yaşam süresince umudunu yitirmeyen Anadolu halkları gerçeğe olan inançlarını hiçbir zaman kaybetmediler. Bu umuttur ki onları her şeye rağmen yaşama bağladı. Bu umuttur ki kendilerinden bildikleri Bedrettin’i, Torlak kemali,Börklüce’yi ve daha nicelerini kalplerinde, türkülerinde yaşattılar.
Karaburun da Börklüce Mustafa’yı işkence ederek katleden bundan 588 yıl önceki Osmanlı ordusuyla günümüzdeki işkencecilerden ne farkı var.
Şey Bedrettin ve yoldaşlarının tek suçu kedisinden önce gelişmeye başlayan kardeşlik, eşitlik ve sevgiyi 1400 lü yıllarda devrim ateşine dönüştürerek taşımaktı.
Bedrettin’in tek suçu ‘’vahdet-i vucut’’ a ifadesini bulan tanrı insan birliğini Anadolu halklarına anlatmaya çalışmak ve özel mülkiyettin olmadığı ‘’yarin gül yanağından gayri her şeyde ortak olmak’’ tı. Bu bağlamda ‘’ ben senin evinde kendi evim gibi oturmalıyım, sen benim eşyamı kendi eşyan gibi kullanmalısın’’. Yani ‘’ Dünya toprağı ve toprağın bütün ürünleri insanlığın ortak malıdır’’. İşte bu felsefe ve eylemdirki dönemin egemenleri tarafından kanla, zulümle bastırılmıştır.
Peki günümüz Anadolu topraklarında ne değişmiştir. Hiçbir şey. Çünkü egemenler halen zulüm saltanatlarını sürdürmektedir. 70’lerde 68 gençliğinin Samsundan başlattığı bağımsızlık yürüyüşünü ‘’Anıtkabir yasak alan’’ diyerek bırakmayan ve anıtkabiri yasak alan ilan eden zihniyet günümüzde de taksimi işçilere,emekçilere yasaklamaktadır. Egemenlerin piyonlarının sadece isimleri değişmekte. Sömürü, zulüm zihniyeti ve düzeni devam etmekte. Zulüm devam ettiği sürece de Anadolu topraklarında zulme karşı isyanlarda devam edecektir.
2008 1 Mayısı bize bazı şeyleri unutmamamızı göstermesi bakımından önemlidir.
Egemenlerin geçen yılki 2007 1 mayısında her türlü zorbalığa ve yasaklamasına rağmen emekçiler kısmende olsa taksime çıkabilmişlerdir. Bu egemenler için bir kayıptı. 2008 1 mayısını sabahın erken saatlerinde zorbaca bastırmalarının nedenlerinden biride buydu.
2008 1 Mayısı aynı zamanda ham hayallere kapılan reformcu beyinleri ve düşünceleri göstermesi bakımından önemlidir. Bu beyler büyük bir kitleyi arkamıza alırsak taksime çıkarız rüyasındaydılar. Bu rüyayı ve hayali birazda egemen güclerin verdiği yumuşak mesajlar ve oyalama taktikleri güçlendiriyordu. Şunu unutuyorlardı kaşılarındaki güç tarihi zulüm ve katliamlarla dolu örgütlü bir güçtü. Bu gücün gerektiğinde rahatça katliamlar yapabileceği Maraş, Çorum, Malatya ve 1977 1 Mayısında kendini göstermişti.
Diğer çıkaracağımız bir ders ise yapılan değerlendirmelerde sadece bunu polis terörü olarak görüp düşeceğimiz hatadır. Çünkü Taksim ve çevresine yığdırılan özel eğitilmiş 2000 tane askeri komando herhalde emekçilerin bayramını kutlamaya gelmediler. Kısaca çıkaracağımız yığınla ders önümüzde duruyor.Bunu doğru tahlil ederek,emek hareketinin bir sınıf hareketi olduğunu unutmadan, kazanılan mevzileri dahada ilerliye taşıyabilmek için emek hareketini politik bilince dönüştürdüğümüz ölçüde başarı sağlanabilir.
Hayal dünyasında yaşayanlara aynı günlerde yaşanan iki örnek:
Sakaryada linç girişimine seyirci kalıp ‘’ yetersiz olan polis gücü’’ İstanbulda gücünü ‘’orantılı’’ kullanarak vahşice saldırabilmektedir. Bu iki olay egemen zihniyeti açıkça göstermesi bakımından ilginçtir.
1 Mayıs 2008 hangi isim altında olursa olsun Türkiye’yi yöneten egemen güçlerin emekçilere bakışını göstermesi bakımından önemlidir. Yönetenlerin ne kadar demokrat olduğunu ve ne kadar insan haklarına saygılı olduğunu hastahaneye atığı gaz bombasıyla tüm dünyaya göstermiştir.
YAŞASIN 1 MAYIS İŞÇİ VE EMEKÇİLERİN MÜCADELE GÜNÜ…
8 Mayıs 2008
Aliseydi TaşdemirKayıt Tarihi : 9.5.2008 19:26:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!