Efsun Gibi Şiiri - Ömer Yücekaya 2

Ömer Yücekaya 2
35

ŞİİR


11

TAKİPÇİ

Efsun Gibi

İpekten feracesini örtünüp, huzurdan çekildi
Kuğu boyunlu akşam
Marazlı bir eşkıya gibi yine geldi gece
Yanık bir bozlak çınlarken gecenin kılcallarında
Tıkanmış bir baca gibi yine kendi içime tütüyor
Rüzgarda açık kalan pencereler gibi yine kendime çarpıyorum

Sen gideli, iyiden iyiye ıssızlaştım
Eşini kaybetmiş bir çorap gibi yalnızlaştım
Okyanuslar kucak açmıyor artık bana
Yağmurlar kuraklığımdan bihaber
Çöl bitkileri gibi içten içe çürüyorum

Ben her gece böyle jilet artığı hüzünler biriktirip
Kendimi dirhem dirhem azaltırken
Sahi… Sen nasıl eksilmiyorsun
Bire kırk veren buğday başakları gibi nasıl çoğalıyorsun içimde
Kan gibi
Nasıl sızıyorsun beynimin kılcallarına
Suya sızan Ebru, Ebruya işleyen sır mısın

Her gece Ziggurat tapınaklarından firar etmiş
Bir Babil prensesi gibi geliyorsun anason kokulu yalnızlığıma
Bir sarılıyorsun…
Sanki sarılıyor birbirine Nil ve Sina
Ay tanrıçası Artemis
Güzelliği ile göz kamaştıran Truvalı Helen misin

Sen gideli kaç mevsim geçti, kaç takvim yaprağı eskidi
Unutulmaz denilen ne aşklar unutuldu da
Sen nasıl unutulmuyorsun
Nedir sendeki bu tılsım
Kanlı adaklar adanan ziyaret olmuş bir türbe
Üstüne gül suyu örtüler örtülen kutsal bir yatır mısın

Bunca zamana ve aramızdaki bunca uzaklığa rağmen
İçten sürgülediğim kalbimin paslı kapılarını ardına dek açıp
Efsun gibi nasıl fısıldayabiliyorsun içime aşkı
Nirvana’ya ulaşmış bir Budist dinginliği ile
Hala nasıl sevdirebiliyorsun kendini böyle

Tozlu bir Tümülüs’ten çıkan bir gözyaşı şişesi kadar
Küçük müydü ki kalbim…
Senden başka bir kadın sığmıyor içine.


Ömer Yücekaya 2
Kayıt Tarihi : 9.1.2025 18:34:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!