Aşk ki;
Zindanlarda ıslamış göz yaşlarını.
İhanete göz kırpan kapı aralarında,
Tebessüme bir bakış bırakmakmış.
İffetinde saklamaksa eğer güzelliği,
Karanlık kuyularda sabırla yıkanmakmış meğer..
Yakup’un feryadı daha kaç kez çıkacak Pazara?
Züleyha’da bildiğimi Yusuf’ta unutuyorum.
Aşk ki;
Sendeleyen bir gönlün işi değildir.
Akla fanilikten libas biçmekse,
Kendi yüreğini adım adım dolaşmakmış.
Asırları şiirle okuyan kitaplarda,
Çöle bir gölge saklamakmış meğer…
Kays dilinde şarkı olunca geceler
Leyla’da hissettiğimi Mecnun’da seviyorum.
Aşk ki;
Dağlarda yankısına imza atılan feryat.
Yürek acıtan bir azmin uçurumunda,
İmkansızı, nefsine inat kefenlemekmiş.
Toprağa ser verirken yalnız başına,
Şirin bir rüyaya uyanmakmış meğer.
Aşkın izi dağlarda toza karışınca,
Şirin’de baktığımı Ferhat’ta görüyorum.
Aşk ki,
Sevgilini gönlüne sürgün bırakmış bir yakarış.
Tılsım kokarken dudaklarında miras,
Bir elmanın yarımında bütün kalmakmış.
Aslına büyülenmiş keramet beklerken,
Kıvılcımda yıkanıp kül olmakmış meğer.
Hasretin adını yollara düşürdü gurbet!
Aslı’da öğrendiğimi Kerem’de okuyorum.
Ve aşk;
Zindanlarda ıslayıp göz yaşlarını,
Çöle bir gölge saklamaktır!
Sendeleyen bir gönlün işi değildir aşk!
Tebessüme bir bakış bırakmaktır!
Aslına büyülenmiş keramet beklerken,
Dağlarda yankısına imza atılan bir feryattır.
Söz kaleme şiir fısıldayınca,
Sema’da öğrenip okuduğumu,
Şairliğimde hissedip seviyorum…
22. 01. 2016
RECEP ERGİN
Recep ErginKayıt Tarihi : 26.1.2016 18:42:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!