“Efsaneler ve Mirolóyiler”den
26
Üzüntülü günümde
maruz bırakılışımsın sen
ellerimle de görebildiklerimden
ne verebilirim ki sana
Altın yüzükler mi
veya kulak memen için
tek bir küpe mi, aytaşından bir hızma mı?
Belki bir cephe doktoru
saf gümüşten bir iple dikebilir
memelerinin arasındaki açıklığı
ve bir resmimi asabilir oraya
Görünmez birinin resmi mümkün değilse
o halde bir ayna asılsın oraya
Ayakparmaklarından ikisine
altın halkalar tak ki
göremesem bile, hissedebileyim
Altın bir sikkeyle
süsle alnını
Ve anlatacağım sana, hayır destanlar
söyleyeceğim, hayır şarkılar, senin için
ki kendi içimde
gözlerinin karardığını görebileyim
ve gözlerinin derininde
şarabın kızıl ışıltısını
ve onların çevresinde de
berrak sudan bir çember görebileyim
Maruz bırakılışımın gününde
kehânetimsin sen
Haydi uyuyalım
ayrı ayrı
fakat yakınında birbirimizin.
(“Emgión Prensi Hakkında Divan”dan)
Gunnar Ekelöf (1904-1968, İsveç)
Çeviren: İsmail Haydar Aksoy
Kayıt Tarihi : 7.2.2014 18:11:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!