Efsane 2 Şiiri - Canan Özanaç

Efsane 2

Elektrik kesiği bir akşam vakti,
Gaz lambası aydınlığı,
Yeni yeni çıkmaya başlamış bıyıkları,
Körpe delikanlılar,
Henüz tomurcuklanmış memeleri,
Daha körpecik genç hanımlar..
Hepsi toplanmış merakla,
Avuçları yarı solmuş kınalı
Başı, yeşil yazmalı...
Mahallenin en bilge ihtiyarı,
Tüm hikayeler sırtındaki bohçasında sarılı...

Henüz ergenliğin sınırında,
Aklları bir karış havada,
Kavak yellerini soluma telaşında
Üç-beş kız oğlan,
Gözleri kulakları Fadime ananın dudağının arasında....

Yıılar sonra; 'rivayet olunun ki' diye anılacak adımız..
Koca Fadime ana bir bir anlatacak..
Seyudunaya benzetecek seni,
'Yeryüzü cehennemi' diyecek adına,
Kim bilir kaç yüreğin kundakçısı...
Ateşle bir tutacak seni;
'Güneşim' dediğimi hatırlayarak....
Ve, nasıl karanlıklarda boğulduğumu anarak..

Kıyıdaki mahallenin masal teyzesi,
'Rivayet o dur ki' diye devam eder.....
''Şiirlere tutsak, mısra bahçesinin gelini,
O bir tek gün, güneşinden vazgeçmedi.
Her rüzgarda, kanardı kalem kalem elleri.
Rehin bıraktığı emanet yüreği,
Her baharda ufuk çizgisine güneşini çizerdi''

Gözleri dolarak anlatacak masal ana,
Arada bir dili dudağına yapışarak;
İmrenerek dinleyecek küçük kadınlar efsanemizi,
Delikanlılar yerinde olmak isteyecek, kimbilir...
Kimbilir,
Belki de güneşin türküsü yankılacak tanyelinde...
Rivayet olunur ki;
'Türkü gözlüm' diye sesler duyulacak ahrette.

Canan Özanaç
Kayıt Tarihi : 26.2.2013 14:44:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

TÜM YORUMLAR (3)

Canan Özanaç