Eflatun Rengiyle Aşk Şiiri - Hakan Eraslan

Hakan Eraslan
59

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Eflatun Rengiyle Aşk

Yola çıkarken yanıma aldığım öyle rastgele hazırlamış olduğum bavulum, yüzümde yağmurların resmettiği hüzün, hesabını kestiğim, canımı acıtan eflatun sevinçler, bulut olup güneşimi kapatırken, kayan yıldızların sonsuz nazı düşümde, bir de yola çıkarken yanıma aldığım yaralı kalbimin süslü etiketi.

Yaklaştıkça büyürmüş madde, yandıkça pişermiş insan. Söz, bilinçsiz esaretin koynunda gizlenirmiş. Nerede varsa dünyaya ait bir çile arar bulurmuş garibi. Virane yüreklere kurulan merhamet, adını taşıdığı o uzak ülkelerin sessiz rüzgârlarıyla anlam bulurmuş.

Düşümde gördüğüm parıltılı ve yaldızlı insanlar, hangi gecenin emanetidir. Her şey bir varmış bir yokmuş denkleminin içinde. Soluğu feryat olan bu devrin nasibinden kalan son manzaraları uzun bir seferde harcıyorum. Sermayem çok ötelerden nakşeden nihayetsiz ufukların keskinliği.

Kırılmış şifrelerde beliren harita, küçük odalardan oluşan bu sarayın anahtarı. Belki başlamayacak sana yazdığım senaryoların son kırıntıları. İnci gibi sakladığım kuşkulu adımlarım, doyamadan nasıl gider bir dağın heybetli duruşuna karıncaların soylu hisleri. Seni son bir kez görmek deyimini yazmışken o hep küf tutan odamın duvarına, geciken törenlerin hesapsızlığı vuruyor pencerelerimi. Resmini karaladığım hedefsiz günlerimin frekans bunalımından çıktığı anlarda yaşadım seni.

Yaşlılık çalıyor kapımızı, nöbetçiler uykulu bir günün rehavetinde. Mutluluk çok uzaktı zaten bilirkişi raporlarına. Zararsız hile gibi kurulan sessiz uzaklığın, yönteminde kaybolan bir deneyin son perdesi gibi. Kanımı akıtan ahşap pencereli köşkün gülleri, sözlerimden bir demet gül istemişti.

Kaderine bulanan masalların hızla çoğalan kurgularında takip etmişliğim var bomboş durup ve gözlerimi kapatıp düşüncelerimi. Tükenme vaktinde son koridorların son gölgelerinde, ruhum bedenimin esaretinde yaşanacak yaşanıyor ne çare, ruhum bir toprağın derinliğinde.

Kuzeyinde gördüm evimin, gizli bölmelerinde sakladığım sesiyle birlikte sesini. Tarih çağlarında rastlanılamayan bu gizemi, unutmadım sevgili o günlerimi. Kaybolmuş oynadığımız oyunlar. Şimdi hiçbiri yerlerinde yoklar. Canımı yürüten ağlamaların, sen gel yeter ki, veririm bu manasız kelimelerimi.

Yeniden yazılır mı ömrümüz? Yeniden geçer miyiz sokaklarından gençliğimizin? Kim yazıya dökebilir bu felsefeyi? Hangi formül açıklar bu bileşkeyi?

Bir sabah uyandığımızda, hani hep hayal ettiğimiz dünyaya, çok uzaklarda bizden ayrı yaşayan fakat bizle aynı duyguları yaşayan çocukların tebessümleriyle karşılaşırız. Yolları aşındıran ayaklarımızın yorulmasına aldırmadan ve sebep bulmadan gönül yorgunluğumuza ya da baharda kışı yaşamaya alışmadan hislerimiz, terk etmeliyiz bir ömre sığdıramadığımız mevsimlerimizi.

Hakan ERARSLAN

Hakan Eraslan
Kayıt Tarihi : 23.2.2014 09:36:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Münire Yorulmaz
    Münire Yorulmaz

    yeniden yazılır mı ömrümüz? Yeniden geçer miyiz sokaklarından gençliğimizin? kim yazıya dökebilir bu felsefeyi..çok güzel..Rabbim sana acil şifalar versin..Sağlıklı uzun bir ömür versin.Bu güzel şiirlerinden bizleri mahrum bırakma.

    Cevap Yaz
  • Münire Yorulmaz
    Münire Yorulmaz

    Çok güzel,hepsi birbirinden güzel muhteşem.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (2)

Hakan Eraslan