Eflatun Şiiri - Özge Özgen 2

Özge Özgen 2
41

ŞİİR


13

TAKİPÇİ

Eflatun

sözü iliklerine kadar açmışken

ağacın gövdesine balyozla
vuran gölgeler de
koruya inmedi

bazen olur, ikindiler düşer avucuma
bütün cümleler tersten sona
doğru çekilir
baykuş resimleri ile örtülüdür
şehir orda

parmak uçları kesilen çiçekleri
dalından
düşüren zamansa

kalın bir testere ile
dişime vuran ağrıyı da terletir

yatağıma giren yokluğun
kadar ağır değildiniz
hiç biriniz oysa

ve dişi bir salyangoz
çıksın tahtaya
karalasın bütün heykeltraşları
istemişimdir hep

ben hep karanfillerden bahsederken size
yıllarca külde pişmiş patatesleri
soydu durdu annem
yağmurlu günlerde çamaşır yıkadı

sizinse odunları suladığınız
kocaman
hortumlarınız vardı

bazı zamanlara sarışın kelebeklerin
ölümü doğarken
avuç içlerimize

mavi mevsimlerin turuncu
yağmurları da yoktu

kirli leğenlerde çiçek besleyen bir nesildik
daha öncesinde
sardunya nedir bilmeyen

yokuş aşağıya
doğru
sürükleyici bir imhayla gebe kalırken

güneşsiz yüzler ve onların
kimsesiz
sırları

kimsenin naylon bebekleri
kağıttan gemilerini
yok etmiyordu

bir yolunu bulup sorsaydık eğer
yosun tutmuş demirleri ne güzel
anlatırdı annem

annemin ellerinde bir siyah vardı
bir beyaz
bir eflatun sanırım

halbuki, bir çöl yavrusu değildi dünya
dünya ki, beş çarpı, beş etmiyor Leyla

üstelik sen, sübyanlarla kırıştırırken
degirmende
su bitti

çek İsmail çek... ben robot değilim
robot değilim ben

doğum lekesi var omzumda
ve kurtların bir yanı insan kokuyor hala

Bu hıçkırığı durdurmalıyız

Yarasaların
Yaraları ağır olur..

Özge Özgen 2
Kayıt Tarihi : 11.12.2022 23:15:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Özge Özgen 2