Seni anar gurbette canı sıla çekenler
Yad ellerde kimi asker, kimi Almancı gezer
Tüter burnunda o özler dereler
Hasretin derinden çekilir,derinden Yenicemin..
Zurna zırlayıp tokmak davulu dövünce
Arakınan mezeyide masaya düzünce
Hele koca cevizin gölgesine de geçince
Halaylarına durulur,durulur Yenicemin..
Zabaanan tandırdan yağlı çöranen kömbeye,
Öğlen havardan yuka ekmaanen suvanlı dürüme,
Akşama da misafir olup, dayılarıma,emmilerime
Sofralarına oturulur,oturulurYenicemin..
Suyu gözünden eğilip çömelip içerek,
Ahir canlara geçmişlere rahmet dileyerek,
Arafa günü kabirlerini de ziyaret ederek,
Varılır o karşı geçelere,geçelere Yenicemin..
Başkadır sılayı görmenin mutluluğu,
Aranmaz şehir nimetlerinin köyde yokluğu,
Bir başka gelir hasret olana tezeğinin kokusu
Özlemi bir başkadır,bir başkadır Yenicemin..
Köy içine girince selam eksik olmaz,
Bu yeğende kimlerden diye sorulmaz,
Aleykümselam demeynen çene yorulmaz,
Halın hatırın sorulur,sorulur Yenicemde..
Her köşene savrulmuş nice hatıralar,
Yüreğinin bir yerinden yol bulup yaralar,
Bir zamanlar şu yollarda,küllükler de çocuktular
Gurbette büyür çocukları,çocukları Yenicemin..
Gideli değişmiştir epey buraları,
Bir Ziya emminin kurumaz susuzluktan havarları,
Bir de ebemin o hep aynı romatizmaları,
Gerisi teferruattır,teferruattır Yenicemin..
Çaylar içilir çardaklarda ikindin vakti,
Kırk dönüm buğdayın kaçtan gider kilesi
Tarla tapanın soyunu seceresini,
Döker hesaba,hesaba bir bir Yenicem.
Akşam kapı sesinden gelen bellidir,
Zembereği sert vurduysa,bu kesin Ziya emmidir.
Evde işler yolundaysa keyfi hep yerindedir,
Hoş geldin sefa geldin Ziya emmi..
Şimdi yalan olmuştur duvarda resmi solanların,
Ecel şerbetini içip, dünyaya doymayanların,
Adı geçince,lafın sonuna düğümlenen solukların,
Rahmetle boşaldığı yerdir Yenicem..
Bayramsa,yazınsa; hele de bir düğün kurulduysa,
El kapısında bacılar,bacanaklar da birbirini bulduysa
Tatil az,birde pazartesiye işbaşıysa
Muhabbetler uzar, bin promili aşar Yenicemin..
Çocukların huyu da değişir ilk günden,
Nöörsün haberi yok şehir de tavuktan cücükten,
Perişan olur dizleri,yaradan bereden,
Tavuğunu da, taşınan kovalar Yenicemin.
Hasret anlatmayınan dert dinlemeynen bitmez
Ağzıynan gözüynen bir tatile gelsen,izin yetmez,
Üzüm vaktine denk gelse,cevize yetişmez..
Emekliliğe bir göz ev lazım Yenicemde..
Ardını atıp giden hayırsızda çoktur,
Onca bayram geçer bir hal-hatıra kontörü yoktur,
Gurbet,sılaya mayasız hamurdan bir yoldur..
Yolunu bilmez,bilemez Yenicemin..
Dediysek hepte aynı kalmaz bizim eller
Perişan etti milleti bu seçimler,
Kaybetmek zorda o oyunu satan dürzüler,
Pişmiş aşa su katar,su katar Yenicemde..
Ayrılık vakti usuldan usuldan yaklaşır
Bardakların üstüne çay kaşşıkları kapanır
İlle bugünde kalın diye ısrarlar yoğunlaşır
Avrat sıkıştırır etlerim kıvradılır,koparılır Yenicemde..
Çobana bükümü gerek yazıda,
Düğürcaanen bulgur,yaprak,çir kurusu birazda
Varsa sulanmış yukaynan,birazda pendir bidonda..
Konur yolluk diye,azık diye Yenicemde..
Peugeotlar düzülür çarşıya,yer kalmaz ağzı dolasıya
Kimi Ankara,Kırıkkale kimide Kaman’a,
Son kertede selamla ve bir tas suyla
Allah’a ısmarlar Yenicem..
Hasretler bir daha ki yaza kalasıya..
Selam olsun Yenicem,gurbetten selam olsun sana..
Kayıt Tarihi : 22.12.2008 15:00:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!