Ya Rab bu ne ölüm bu nasıl zulüm
Sığmaz yüreklere içler ağlıyor
Çiçeği burnunda giden bu gülün
Toprağa karışan saçlar ağlıyor
Hiçbir can dayanmaz böyle bir zara
Boz bulanık nehir gibi akardım
Şimdi enginlendim akamıyorum
Belime tabanca kama takardım
Şimdi bir kayış da sıkamıyorum
Amberler sürerdim saçım tarardım
Alem yad ellerde seyreyler bizi
Ayan olsa derdim yara bu gece
Bir name göndersem yarin eline
Okusa o bahtı kara bu gece
Bize gamlı geçen o kara günler
Yüce dağlar yeşil yarlar senindir
Davarı yaylaya sür çoban kardeş
Buzlu sular gök pınarlar senindir
Şu yanık kavala vur çoban kardeş
Sesini ağaçlar taşlar elesin
Dünyada faninin ne telaşı var
Uymuştur feleğe varı düşünür
Kimisin gam çeker kimin kan ağlar
Kimin ticaretle karı düşünür
Mevla bir adama verse acılar
(Azmi)
Ey Efkari karşı sırtlar
Bak ne güzel sol ormanda
Rüzgar eser sular çağlar
Bülbül şakır gül ormanda
Tavuğuma atma taşı
Onlar bizim evin kuşu
Ürkütme gel sen Nonoş'u
Nine nine Fatma Nine
Tavuğa taş atma nine
Kaşlarını çatma nine
Güzeller toplandı geldi bahçeye
Benim sevdiceğim yine gelmedi
İsmini değişmem yüz bir akçeye
Ateş aldı tatlı cana gelmedi
Erenler bezminde bir cam doldurdu
Görünüşte azım tartıda ağır
Dışardan sıkletim artıramadım
Hep bana rastladı kulaktan sağır
Sözüm duyan ile oturamadım
Nereye gitsem rastlarım bir yetime
Hey yarenler beni yakar bu sevda
Ateş midir alev midir köz müdür
Her daim gönlümün kış mevsimidir
Eyyam mıdır bahar mıdır yaz mıdır
Sağ olmuyor sinemdeki bu yare
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!