Ayaklarım yere bile basmıyordu
Adını ilk duyduğumda
Sıradan bir zat olmadığını anlayabiliyordum
Çocukluğumu soyunduğumda
Şuuruna geç vardım
Gençlik derimi büründüğümde
Ve sen
Rabbimin ismiyle yan yana anılıyordun
Efendim
Fazla geliyordu varlığın
Sığdıramıyordum, akıl duvarlarıma
Seni niye anlatmadılar ki, bana
Neden geç öğrendim seni
Anlam kazanır umarım
Anlamsız geçen zamanlarım
Nasıl anlayamadım
Varlığımın
Varlığınla var olduğunu
Efendim
Sen varsın
Hayatın her karesinde
Her zerresinde
Varlığın
Sığmıyor kâinata
Kâinat ise kalbinden küçük
Sen kokuyor geçmiş
Bedir’de
Uhud’da olduğu gibi
Ve Ashab-ı Kiram’dan beri
Efendim
İncil de
Tevrat ta
Zebur da
Sen varsın
Ve Kur’an
Senin hâkimiyetinde
Hadislerinde ki gibi
Efendim
Selam göndermişsin bizlere
14 asır öteden
Ve ağlamışsın bizim için
Göz çukurların kızarana dek
Sen düşünmüşsün bizi
Biz kendimizi düşünmediğimiz kadar
Acizce düşündük, fakat biz senin için
Anlayamadan aczi niyetimizi
İşte bu yüzden kabul et
Aczi özrümüzü
Efendim
Kendisiyle övündü belki Âdem
İnsanlığın babası diye
Nurundan bir zerre olduğunu o zaman anladı
Adını, Rabbimin adıyla yan yana gördüğünde
Cennetin kapısında
Zoruna gitti mi bilinmez
Yüzün suyu hürmetine yaratıldığı, kâinatın bile
İşte bu yüzden taşıyordu nurunu
Emanet olarak
Senden öğrendik, emanetlere sahiplenmeyi
Efendim
Kimse kaldıramazdı bu kadar eziyeti
Taşlandığında
Hakaret edildiğinde
Ve ölüm tehditlerine
Kimse taşıyamazdı bu sabrı
İslamı anlatmak tek tek
Hüzünlü yıllara dayanmak
Beddua etmeden, dava uğruna
ALLAH’ a yakarmak
Kimseye göre değildi
İnanç kazığını çakmak
Sur gününe kadar
Efendim
Bir eşin asla olmayacak
Rabbimin korumasında olan
Miraçla müjdelenen
Çok yakından temaşa eden
Cennet ve cehennemi
Kimseye nasip değil
Özel binekleri olan
Zamana açılan, başka bir zamanı olan
Ve senden başka kimse yok
Ümmetini kanatları altına alan
Koruyucu dualarıyla yakaran, yalvaran
Doğumdan öncesini
Ölümden sonrasını gözeten
Aczi dualarımızın hafif kaldığı, o mizanda
Günahsız diliyle bizleri kurtaran
Efendim
Ölüm mevsiminde ve berzahta
Senin adın sorulacak
ALLAH’ tan sonra
Senin yüzün suyun hürmetine
Genişleyecek mezarlar
Ve duyulacak cennet kokuları
Memnuniyet duyacak her kul
Hissederek ebedi cenneti
Topraklarını silkeleyerek kalkarken bedenler
Mezarlarından
Senin ismin olacak titrek dudaklarda
Üşüyerek
Arasat’a yürürken canlar
Eşlik edecek şefaatin
Eğilirken başlar mizanda
Umutla bekleyecek kurtuluşu
Sırattan önce
Ve sen imdat olacaksın
Efendim
Kayıt Tarihi : 4.1.2013 14:39:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!