Efendim nasıl anlatsam? Uyudular uyandılar falan filan… Ama şu an sanki biraz başka şeyler konuşmak lazım. Biraz hikâyenin dışından hikâyeye yaklaşmak… Yani biraz hikâyeyi anlatmamak lazım!
Sizce insanlar sıkışıncamı yoksa rahatlayınca mı üretken oluyor? Her üretim acaba toplumsal döngü açısından aynı değerde mi oluyor? Üretimler, tüm zamanlar için aynı değerdeyse, insan yeni icat ve eskisini modifiyeyle aslında hiçbir şey değiştiremiyorsa, kader denen şey var mı? Kader varsa çığır açmayı düşünen beyinlerin hiç mi önemi kalmıyor? Kaderin sınırı var mı?
Diyelim ki var! Bu sınır bence başarısızlıklarımız ya da yetersizliklerimizle çizili değil. Evrenin sınırıyla çizili… Eğer haksız olsaydım; televizyonun icadının, kuduz aşısının, paranın tedavüle girmesinin insanlık hakkında hiçbir şeyi değiştirmemesi gerekirdi. Çünkü; başarılarımız hep sınırın iç bölgesinde kalırdı ve biz kaderimizi hiç değiştirememiş olurduk. Ama ne yazık ki değişimin kadranı hiçde öyle değil… Fark etmişsinizdir; artık temel ihtiyacımız olmayan ihtiyaçlar bile temel ihtiyaçlarımızdan çok çok daha pahalı… Biraz yanlış olmuş sanki! İşte bu sanki, doğru mu yanlışmı?
Bilimin ve sanatın din, töre, örf ya da insan beyninden fırtlamış herhangi bir fırtık fikre takılmadan gelişmesi gerekliliğini tabi ki bende destekliyorum. Ama bu gelişimlere kota koyabilicek bir mercide muhakkak olmalı.(Son fikrim size çok devletçi, çok resmi gelebilir. Ama aslında resmiyetin en sevmediği şeydir…)
Evet, ben bu noktaya genel sevgi diyorum! Ya da kırmızı sembollerle betimlediğimiz kalp. Sadece akılla üretimin Hiroşimayı yok etme potansiyeli varken; akıl ve kalple üretim atom enerjisini ısınmada kullanarak birçok ağacın hayatını kurtarmayı hayal ediyor. Haaa! Şimdi diyeceksiniz; ‘Herkesin kalbi farklı.’ Yani herkesin her şeyi memnun etme olasılığı sıfır. O zaman kalbi kötü olanlara ölüm… Şaka, şaka… Ben savaşmaktan değil, sevişmekten yanayım. Yani o zaman kalbi kötü olanları öldürmeyip ölene kadar…? ? ? Şu gururlu kaptanın fıkrasını hatırlarsınız… Mokoko muydu?
Kayıt Tarihi : 5.3.2013 10:40:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!