18 yaşında hayatı erken yaşamış bir şair
Ay geceye aitti tıpkı senin bana ait olduğun gibi.
Gözlerimin çekikliği gözlerinin kahvesine ait olduğu gibi.
Ve ruhumun eşi olduğun ve bundan senin haberinin olmadığı gibi.
Tekrar gel desen gelir miydim? Gelirdim.
Ama ben desem, kesin gelmezdin.
Sırf biraz daha acı çekeyim diye.
Kulaklarımda ıssız çığlıklar,
Gözlerimde nehirlerden farksız yaşlar.
Ellerimde depremler var,
Saçlarımda karlar olduğu gibi.
Gündüzlerimde ay var,
Ben sana olan sevgimden ölürken,
Sen bana olan sevgini öldürdün.
Sanki hiçbir şey yaşamamışız gibi.
İki yabancı olmuşuz.
Tenim, senden başkasının kokusunu istemedi.
Ellerim, başka elleri tutmak istemedi.
Gözlerim, bir başka çift gözü istemedi.
Ruhum, eşim olmasan bile bir başkasını istemedi.
Ne yaptın sen bana? Yakıp geçtin içimi, kalbimi, beni...
Karanlığın soğuk sesi alaca karanlığının en derin saatlerinde hüznümü arttırken, çaresizliğimin acı feryatlarını bastırırdı yalnızlığımın kemiklerini cam misali paramparça ederdi.
Rastgele bir istasyonda rastlamıştık birbirimize,
Önce göz göze geldik hafif bir yüz kızarmasıyla.
Sonra küçük bir tebessüm ettik, yıllar sonra denk gelmenin şaşkınlığıyla.
Bir şey diyecek gibi oldun ama sustun.
Senin konuşmanı bekledim sende benim sormamı.
En çok ne isterdim biliyor musun?
Kokun tenime sinsin isterdim.
Sen yokken bile seni hissetmek isterdim.
Gözlerin gökyüzünün en güzel yıldızlarından bir çiftiydi,
Gözlerinde süzülmek istemiştim yavaş ve nahifçe,
Ama çok uzaktın bana,
Gözden değil gönülden ıraktın.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!