Kasım sonuydu İzmir soğuktu,
Tarihi kent pazarı salı günüydü,
Eskimiş kimsesiz konak önünde,
Kaldırım üzeri eğreti bir tezgah,
Yaşı sekseni aşmış pazarcı teyze,
Üşümüş elleri hava rüzgarlı,
Önünde üç beş yeşil ot, biraz kestane,
Hayatta ben en çok babamı sevdim
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Devamını Oku
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim