Ee.Uuu. 09.20 Şiiri - Akın Akça

Akın Akça
1865

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Ee.Uuu. 09.20

Bulunduğun an ve geleceği güzel yaşamak önemliyse, bulunan bir ilk an’ın hep daha da öncesini düşünme hakkımız var ancak geleceğe bu nevi çeşitli olumsuzlarla yön tayin etme hakkımız asla yoktur.

Kendini taraf sanan, iki yalansı-yaka’nın olduğu yerde, ilk hareketi yapanın kim olduğu önemlidir. Çünkü gidişatı o çizer. Güzel bir dünya için, bulunduğun an ve gelecek adına sorumlusundur. Yetersiz alt yapıyla atılan adımlar, bazı iyi niyetler taşısa bile, elbet açık verecektir gün gelip! ! ! akın akça

-

Assamblea! assamblea!

Tasvip etmediğin kişinin davranışını
en azından benimseme bari!
Kısasından, yapabil bunu, ki gülünç düşme:
~’; ; ’~ (Hoş, ‘gülenin’ ya, o da pek yok -
~’; ; ’~ Daha fazla bence, zavallılaşma!)
Ya ‘tepkisiz bir kısım öbek’!
ya da, rastlanır şu yarımadanın
bazı iklim kuşaklarınca;
algısı kıt, su içen, şaşkın bir leylek!
Geriye kalan azınlıksa denir ya:
azınlık bile değil geriye kalan, çokluk:
bağnaz bir çökelek -kısım, sarkan beriye!
: Bunların üçü birden, büyük bir göbek.
Trafik akıyor ama, ışık kırmızı:
hadi geldi, kavşak!

Yok ama, sen dersen hem: “büyüktür, devlet”
ve savunmazsan ‘klasiklaşmiş-klişe’
misafirperverliği hem de;
~’; ; ’~ (Holiganizm’i sergileyen bir avuç gerilla’ya fiş maçlardan sonra vuruluyor;
~’; ; ’~~ ey, duy! -
~’; ; ’~ Peh! duy’un içindeki ampul nasıl ışık
~’; ; ’~ verebilir ise artık, senin avuç içlerinde
~’; ; ’~~ -ve yine de, saldırganları fişleyebilenler,
~’; ; ’~ centilmenlik klasik gotiğinden dem vurmuyorlar;
~’; ; ’~ ama kişisine göre değişir elbet, mesela Sting.
~’; ; ’~ Ve/ ama futbol, her şeye rağmen
~’; ; ’~ kanatlardan oynanmayı sürdürüyor -
~’; ; ’~ yerinde duruyor sebatla, centilmenlik)
O vakit, cahil kısmı bireyler
de devletleşiyor işte -
Büyük güruhlar halinde kabarıyor
onun o kıldan ince kul göğsü,
zayıflığın cesaret gösterisinde
Ve böylece, bir robot-toplum peydahlanıyor -
yaratıcı bireylerden kurulu aslında, Anadolu ve Trakya:
Çok kolaydır bunu başarmak, zayıflığı körüklemek!

Zor olanıysa:
“Türk’e Türk’ten başka dost yok”
pek bildiğin lafın’la, kendine katık;
~’; ; ’~ (turistlerden ancak, “ne kadar para koparabildim”
~’; ; ’~ deyişin olabilecek!)
“A.B.’yi isteriz, ama olmasa da olur“
(menfaatimiz önemlidir) türevinden muğlaklıkları -
katarlar halinde uluyan kurtlar -
tek potada eritebilmek.

~’; ; ’~ (Bunlar, kişilik denileni, fersah fersah aşarak;
~’; ; ’~ iki katı aptallaşmaktır:
~’; ; ’~ Bari bu sözlerden tekini sarfet!)
Hadi bakalım, bu iki lafı kaynaştırın
ve cehaletin bana,
Türklüğü savunur gibi gözükmenin getirisi -
milliyetçi sırıtan- saf bir delinin
Ve ‘daha da acz belirtisi’ ondan, çoğunluk için -
bari halka acıyın
- buna gerçekten inanışın;
Zalim bir yaklaşım ile, bu derece başarılı;
nasıl bir arada gösterilebildiğini:
Bunu gösterin!

Atatürk’ün her lafını açıklayıcı
gerçek sözüydü:
“Batı’yı yendik,
artık sıra geldi, alacağız
bilimini onun.”

Kompleks bir inşaada
-hörgüçsüzcesine bile-
taşınan budalaca komplekslikler:
lösemi soytarılıklar, artık boyunu aştı!

Bir kararı kesin verirsin,
ve on yıllar öncesinden iletilen serüvene,
“hayır” diyemezsin!
(Kaldı ki, “haayır” da demiyorsun, “hayırrr” diyorsun)
Her kez için,
ama bazılarınca henüz kavranamayan, kapsanamayan
kararı, hiçbir zaman sen kendi başına veremezsin!
Bu yalan-kılıflar, bana sırıtamıyor bile!
Özünüzü bilirim, direttiğince sen, “ille …”
Bu cumhuriyetin tarihi hatalarla doludur, valla billa.
~’; ; ’~ (tıpkı ‘Orta Çağ’ ve ‘onun önceki karanlığı’ gibi özellikle.
~’; ; ’~ Ama bunu bile ‘düşüneme’ sen …
~’; ; ’~ bak ne diyeceğim! !)

: Karaoğlan’ın da bazı hataları varmış, Baba’nın
da, pek çokları gibi vardı;
rüyalara inanırdı fakat, hiç değilse onlar!
Uzaylılara dair şiiri vardır;
Beyaz Saray’ın tuz ruhu-yürüteci,
karga-şair-kooperatifçi’nin!
~’; ; ’~ (Sallanamadı hatta;
~’; ; ’~ yaşlılığında, sağa ve sola, haciyatmazvari!)
AB’dekiler ise çığırmaz,
ancak çare aramaktan da vazgeçmezler!
Sense;
hem bağırmıyorsun,
‘Bir kocaman anlamı tarihlenmiş’
milletin önünü tıkıyorsun, bir de! ..
~’; ; ’~ (O tıkacı, su alan sandala tıkamalı, var ya!)
~’; ; ’~ ya da kulak deliklerine birer pamuk senin, su alamayan! ..
Şu ana kadar yapılanları,
bir kalemde köstekliyorsun!

Sırtını Kilise’ye dayamak ile;
karanlık çağ, büyük bedeller ödedi:
.. Zina’ya mı karşı çıkıldı:
Sanki sana
bir tepki geldi; Ah Recebim benim!

Daha, Türkiye’ye gelen Rus Başbakanı olarak
~’; ; ’~ (Sen galiba sandın ki, o Mir Uzay İstasyonu’nda yaşıyor)
Yeni söylemişti Vladimir Putin:
“Hoş bir şarkıydı, ama komünizm sökmedi”:
~’; ; ’~ (Eşler kararlarını kendileri vermeliler)
Ah, Recebim benim!

Yollarınızı ayırdığın molla hocan,
İyi yer etmiş bilincinin derinliklerine;
Ah Recebim benim:

Nasıl karışacak senin iç işlerine; bu demeç, ne çeşit bir düzmece!
: Bekle! evet, gelecek.. ve topraklarını istila edecek!
~’; ; ’~ (Aç kurtlar gibi beynini kemiriyor düşüncelerin;
~’; ; ’~ Bu suçsuz insanları yiyip yutamaz ama fevri düşüncelerin!
~’; ; ’~.. Kendi içinde değerlendirmeli her olayı, aşmalı
~’; ; ’~ bu çeşit kendini beğenmişlikleri, uzlaşı adına)
‘Şanlı sayfalar açmış bu büyük millet’ bunu asla hak etmiyor:

'Çetrefil-samimi-duygular'ı oranınca bu milletin;
~’; ; ’~ (yeni Dünya’dan toparladıklarını bu iki mevkiye salıver
~’; ; ’~ ve seyreyle, metropollere seri dağılan kozmopolitanları -
~’; ; ’~ zorluk çekmediler, kolay uyum sağladılar)
Avrupa da karman çorman, bir o kadar.

Ve savaşlar, bütün ‘tarihteki kan dökmeler’:
bunlar kutsaldır çok, çok daha öte sanılandan; bir açıdan:
paylaşılan günleri yüceltmek niyetinden; öyle, böyle! ..
Çanakkale’de şehit olan Anzaklar, amaçsız öldüler;
Türklerse, anlamlı kefenlere girdiler.
Serseri kurşunlar olan daha çok bizleriz, A.B. konusundaysa;
bir sürü unsurdan oluşuyor,
bire bir hedef aldığımız Avrupa.

Bu millet;
… ne çekerse, her zaman kendi ellerinden çekiyor!
kafalardan darbeler yiyor, kendi içinden çıkan!
misafirperverken, bir yandan da uçaksavar oluyor!
politikayı mı seviyor?
hayır ancak, bence bundan da haz etmiyor! !

Kabiliyet, ağır aksak giderek netice üretmek
olsaydı, şu aşamada;
Gördün ya,
yetersiz kalırdı verilen tepkiler!

-

açıklamalar & SONUÇLAR:

assamblea: fr. 'beraber', birlikte anlamina gelen kelime.
(bkz: together)

orkestral olarak dadaşlar anlamına gelir. misal brass ensemble 'pirinç çalgılar topluluğu' ya da 'pirinç ve dadaşlar' anlamındadır.

latince kökenli assamblea kelimesinden geliyor

fr. küme anlamina gelen kelime... les ensembles bir matematiğe giriş konusudur mesela...
www.eksisozluk.com
-

Üyeliğin ucu açık.
(“Ucu açık” terimi, özellikle avrupa ülkeleri kamuoyunu rahatlatmak için dense de, türkiye’yi ve protokolleri rahatlatmak için denen bir laf gibi bu. Ancak sonuç değişmez ve bunu birlik üyeleri de biliyor.
E.U.’ya Avrupa başkentlerinden son dakikalarda telefon akması, türkiye’ye alakadar olunuşun ve yani bazı endişelerin paralelinde; “ucu açık” lafının gereksizliği bence.)

Serbest dolaşım yok. Serbest dolaşımda (şimdilik) daimi kısıtlama.
(4 çeşit E.U. özgürlüğünün dört çeşidinden biri ve bunun asıl gerçekliği olamaz)

Güney Kıbrıs’ı tanıma olayı (Zaten olacak bir şey. Kıbrıs artık birliğe üye bir ülke oldu. TR girince, Güney Kıbrıs da bizi tanımak zorunda. Bu açısı da var)

Birlikteki, İngiliz ve İtalyan komiserler Türkiye ile görüşmelerin 2005’te başlamasını istedi ve bunu talep etti. Diğer 5 komiser buna karşı çıktı. Hollanda da lehte oy kullandı.

Görüşmeden çıkan ana sonuç: “Türkiye şartları yerine getirdi, görüşmelere başlanmalı”

-

İngiliz Howitt:
“Türkiye’ye ayrıcalık uygulanırsa, bu A.B. için bir çeşit ırkçılığı kabul ettiği anlamına gelir” demişç. Bu demeci, Dış İşleri Bakanı Straw mealinde değerlendirecek olursak, Jake Straw Türkiye’ye görüşmelere geliyor.

Kopenhag Kriterleri’ne göre atılmış adımlar uygulamaya sokulacak artık ve ekonomide özellikle gelişme sağlanacak. Bu aşamada, dışarıdan sermayecileri sokmak ve kamuoyunu bilgilendirmek önemli.

Ritz otelinde sanırım 150 kadar yatırımcı toplanmış. Bunlar Avrupa’daki gazeteleri okuduklarında Türkiye ile ilgili gelişmişlik kriterlerini görseler yatırımlarını daha çok Türkiye’ye yöneltirler. Bunların yolunu açmalı ve kendimizi Avusturya belki de başta olmak üzere iyi tanıtmalıyız. Bir Viyana kuşatması sendromu söz konusu hala.

Verheugen, üyelerden konuşan birisinin, ermeni soykırımını kabul ettirelim şeklindeki saçma bir önerisine direnerek “Bu konunun burada ne işi var” dedi.

İngiltere’nin birliğe katılışına iki kez veto vermiş olan Fransanın, Türkiye’ye uyguladığı sert tepkiye şaşmamak lazım.

(Ek bilgi: bildiğim kadarıyla E.U.nun kuruluşuna Einstein fikir babalığı yapmıştı.)

Başlıktaki ‘Ee Uuu’ bir çeşit “ee? ” sorusunu ve bir ulamayı temsil de edebiliyor. Ancak başlığın asıl anlatmak istediği nokta Avrupa Birliği. Başlığı bu biçimde kreatif biçime sokmama olanak tanındığı için şanslıyım. Küçük ve büyük harflerle yazamadım “EU”yu

(benden nacizhane. bugün topladığım bazı yazılar. Sürçül dejenere …07 Ekim 2004)

21.09.2004

Akın Akça
Kayıt Tarihi : 21.9.2004 19:45:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Ümran Demircan
    Ümran Demircan

    akın!
    toplumun nabzını tutmuşsun ,soluğun ses olmuş.
    toplumcu bir belgesel gibi şiirin.
    seni kutluyorum.
    bir de başlığı anlasaydım..

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Akın Akça