Yıldırım düşse ürpermezdim, gözlerine baktığım anlar kadar.
Bakışların çarpardı gönül pencereme, esen rüzgarlar gibi.
Zamanla bir oyuna daldık, adı medcezir; geldik, gittik, bittik!
Ayrılan yollarımızın yönünü sen ve ben; biz belirlemiştik!
(aralık iki bin yedi edirne)
..
Zulmünün hayrına kurban geceler...
Soluksuz yaşamın hatrı düşler...
kelamım tutuk, dilim ismin heceler,
sanadır bütün suskun yürüyüşler...
sonuna üç nokta konulan sevdalar,
noktanın bitiriciliğine inat yaşarlar...
bütün dileklere dolanılan sevdalar,
gönlümden senin gönlüne taşarlar...
..
yetmedi bu sevda bize,
sen bana uzun bense kısa...
olamamak bir türlü diz dize,
gönlü boğuyor bir hicranlı yasa...
sen gökyüzüne eriyordun,
ben hep arkanda kalıyordum...
sen göğe maviliğini veriyordun,
ben kendimi karanlığa salıyordum...
..
...Nedendir sevdiğim,çekemesin;
Ellerinle kurduğun darağacın ipini...
Nedendir sevdiğim, göremezsin;
Yüreğimin karşılıksız ibadetini...
Nedendir sevdiğim, istersin;
Her fırsatta, çekip gitmemi...
Nedendir sevdiğim, söyleyemezsin;
Kendine bile itiraf edemediğin sevgini...
..
perde güneşi engelledi mi sanki?
ya sen,güneş değil misin sanki!
güneşin gözümü aldığı gibi,
sen yüreğimi çalmadın mı sanki?
ben seni güneş bellemişim yüreğime
aydınlattığı gibi yakmaz mı sanki!
bir ışık oluversen yüreğime,
yaktığı gibi aydınlatmaz mı sanki!
..
bu yangın görürsem, dilimden söner
deniz gözlerin gülmesin katleder
yürekten kopar isyanım ah eder
visal yandı sensiz olurken seher
bu hasret ölümden zûlümden beter
sitemkâr olur susmayan derbeder
umutlar karanlık senindir keder
visal yandı sensiz olurken seher
..
karanlık şehrin kirli sokaklarına
yalın ayak gezen çocuklara
kadınların yersiz yakarışlarına
alışmak kolay olmadı aslında!
yadırgayan gözlerin bakışlarına
halden anlamaz konuşmalarına
cehaletin hükmettiği insanlara
alışmak kolay olmadı aslında!
..
beni böyle üzme
söz verdim seni sevmeye
''git, beni unut'' deme
yapamam, söz verdim kendime
her acıya göğüs germeye
gözlerinin gülüşünü görmeye
mutluluğun için canımı vermeye
söz verdim kendime seni üzmemeye
...
peki! tamam! gidiyorum!
..
seni düşündüm geceye inat
sanki bir tek sana döndü kainat
hayata tutundum bu son dalda
umuda yol aldım bir sandalda
umut bir sigaraydı ellerimde
bir tek ateş gerekti yakmaya
gözlerinin yüreğimdeki ateşinde
başladım umudu soluklamaya
..
bu gece;
haykırışa geçti kalemimin sivri yanı
düştü dilime Vatan, Din, Millet lafzı
Atalarımızın toprağı sulayan kanı
unutuldu mu o mübarek yazı...
bastığın yere toprak dedin de geçtin
düşmedi mi gönlüne bir derin sızı
kendine başka yol mu seçtin?
unutuldu mu o mübarek yazı...
..
ne sözler fayda etti derdime,
ne de şarkılar anlatmaya yetti.
gözümdeki yaşları silmeye başladığımda,
daha yaşım çocuk yaşta denecek kadar idi...
büyüdümde,vuruldum okyanus gözlerine,
zannettim herşey seninle yenilendi.
isyan ettim gözlerinin güzelliğine,
seninle acılar tekrar yüreğime yüklendi...
..
hani bazen;
''seni seviyorum'' la başlayan cümleler
''ne olur kal, gitme'' diyen haykırışlar
''ben sensiz yaşayamam'' diyen bağırışlar
düğümleniverir ya boğazına
o, çeker gider
sen ise arkasından bakakalırsın ya
İŞTE BU BENİM BİTTİĞİM ANDIR...
hani bazen;
..
efkarım bendimi aştı bu gece,
sitemlerim isyankar değil...
gönlüm satırlarda hece hece,
yazdığım şiir, şiir değil...
ben ayrılıkları yazarım.
vuslatım gün görmedi.
ayrılık dem vurdu yüreğime,
bitap düştü gönül mabedi...
..
Gözüme düşmez uyku,
Gönlümde gizli sevmeler...
Gündüzlerim çacuçak geçer,
Gecelerime girmez o tutku...
İçimde dört mevsim bahar,
İnimde bir ben bir yar...
İğneler, yüreğimi yakar,
İstenmez son bahar...
..
sen gittin ya;
soldu penceremde açan güller
sen gittin ya;
yıkıldı kurduğum düşler
sen gittin ya;
şimdi eksik bir yarım
sen gittin ya;
sararıp, soldu yarınlarım
..
Deniz gözlüme...
susma böyle, lâl etme bakışlarını,
küsmesin deniz gözlerin, gözlerime…
üzerime yöneltme yakışlarını,
çarpmasın, hırçın dalgalar yüreğime…
gözlerimi sürgün ettim gözlerine,
benim değil artık bakışlarım, senin…
yüreğimi yaktım senin yüreğine,
..
Gittiğin gün;
şarkılar ağlaşıyordu hüzün makamında
çaresiz yakarışlarım büyüyordu kapında
yüreğim ezilirken sensizliğin zulmünde
gece bitab düştü sükunetinde...
Gittiğin gün;
kapı, duvar, pencere; geldi üstüme üstüme
kulağımdaki buğulu sesin hazandı yüreğime
sindim şuursuzca yerime
..
ağlamayı unutmuştu gözlerim
hüznüme aktı sözlerim
savruluverdi közlerim
gözlerim yaşla yıkandı...
duvarlarda yankılandı hıçkırıklarım
yüreğimi dağladı hatırladıklarım
hicranla uyandı yatırdıklarım
gözlerim yaşla yıkandı...
..
bir dağ var önümde...
çıkılması zor, sarp kayalıklı...
zirveyi zorlayacağız seninle…
vazgeçmek yakışmaz bize gönül...
hiç vazgeçtik mi sevdalardan,
vuslatı beklemekten…
hiç diz çöktük mü ayrılıklara,
efkar dolu akşamlara?
bu engelide aşar,
kendimizi zirveye taşırız gönül...
..
çakalın uğultusu kesti kelamımı,
sonsuz bir öfkeye kapıldı Kurt.
benden iletti ona selamımı;
vazgeçilmezdi asla bu yurt...
Kurt'un olduğu yerde yok çakala yer.
Hakk yanımızdadır, kanımız şanlı...
sen yeter ki gönlün hakkını ver,
bu toprak kadar kaleminde kanlı.
..
inanamadım duyduklarıma,
hıçkırıklarım duvarlara çarpıyor,
ama kimse farkında değil baba...
gözyaşlarım sana akıyor,
sen bilmiyorsun baba...
yüreğim paramparça kristal,
yanına gelemiyorum baba,
bana dedin orada kal...
ağlamayı bile beceremiyorum baba...
..