Barut kokusu tatmış erkan-ı harb'e benzer
Edirne'nin güngörmüş asırlık söğütleri
Malul gaziler gibi bakarlarken gururla
Bir sur gibi yükselir asırlık gövdeleri
Kimi Tunca boyunda kimi Sarayiçi'nde
Kimi güzel Meriç'in yemyeşil koynundadır.
Kimi de geçmişini anlatmak ister gibi
Edirne'nin içine dağılmış durumdadır.
Eski kitaplar gibi beklerler köşelerde
Meraklı bakışların özlemiyle yanarak.
Üst üste sıralanmış yaş halkalarına
Kazınmış anıları anlatmayı umarak
Dilsiz tarihe benzer Edirne Söğütleri
Bakarsan dile gelir bakmazsan konuşmazlar
Bu yeşil anıtları yalnız ağaç sananlar
Onların lisanından pek bir şey anlamazlar.
Şükrü Paşa yaslandı onların gövdesine
Belki kılıç salladı birinin gölgesinde
Güllelerin altında sallanırken Edirne
Şehit oldu Mehmetler bir kaç söğüt dibinde
Sonra Saray içinde.. kavrulurken kahrından
Yediler kabuğunu tutsaklık zincirinde
İki Balkan Savaşı, İki Dünya Savaşı
918 de acıyı gördü bunlar
Düşman çizmeleriyle kirlenirken Edirne
Kuvay-i Milli gibi eleleydi hep onlar!
Samsun'dan doğan güneş aydınlattı onları
Kuşattı dört bir yanı yeşil söğüt dalları
Türküler söyler gibi şimdi oynaşıp durur
Kuş sesleri içinde yeşeren yaprakları..
İnönü Zaferleri filizleri çöğalttı
Sakarya...Dumlupınar, özsuyuna su kattı
Yapraklar, kurtuluşun rüzgarıyla canlandı
Lozan'ın havasıyla dallandı-budaklandı
Atatürk'le bi tanem, Atatürk'le boy atı
Bu yüzden 'Ata' kokar bizde söğüt dalları
Görünür üstlerinden Edirne'nin bağları
Kapalı çarşıları..okulları..parkları..
Selimiye..Binevler..çiçekli bulvarları
Dillere destan olan, büyük pehlivanları..
Yeşil denizler gibi sallanırken söğütler
Halay çeker dururlar yemyeşil yaprakları.
Şimdi genç genç söğütler gezerken
............................................caddelerde
Uzaya çıkacağız! der gibidir halları.
Onlarla temizlenir, onlarla güzelleşir
Şu güzel Edirne'min tarihi mekanları.
İyi bak, anı yüklü bu yaşlı söğütlere
Bakmazsan konuşmazlar,
.................................vakurdurlar bi tanem
Olur da anlamazsan onların dillerinden.
Lozan Caddesi'ndeki söğütlere sor bazan
Bazan da yanındaki Karaağaç'a sor gülüm!
Altından geçer iken güneşli baharlarda
Neden böyle yanyana ve kolkola yaşarlar
Her yanı tarih kokan bu serhat boylarında.
..............*****..........
15.05.2006-Edirne
Kayıt Tarihi : 15.5.2006 11:59:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!