Geçilmez kalesin serhat boyunda
Yunusça söyleyen dilsin Edirne
Cengâverlik vardır asil soyunda
Meriç’le söyleşen ilsin Edirne! ...
Selimiye vefa, Mimar Sinan’dır
Peykler Medresesi ilim, irfandır
Mâziyi yaşatan Deveci Han’dır
Gönül bahçemizde gülsün Edirne! ...
Endamını gözler Istranca Dağı
Bir eksen bin verir bahçesi, bağı
Çoktan yakalamış aydınlık çağı
Barışa uzanan elsin Edirne! ...
Avrupa’ya açık kapısın bize
Balkanları kaç kez getirdin dize?
Karanlıktan çıkıp vardın gündüze
Koru Dağları’nda belsin Edirne! ...
Beyazıt Köprüsü, Tunca’nın süsü
Çayır, mera, orman bitki örtüsü
Fethin rüyasıdır mehteran kösü
Gönül sazımızda telsin Edirne! ...
Sana uyanmaktır arzum, muradım
Sıla diye andım, seni aradım
Gönül defterine yazılsın adım
Aşkın çağlayanı, selsin Edirne! ...
Güzel ülkemizin gururusun sen
Osmanlı başkenti, göz nurusun sen
Şehirlerin piri, onur(l) usun sen
Trakya’dan esen yelsin Edirne! ...
Kayıt Tarihi : 26.10.2016 12:02:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!