Sarıkamış - 1963 www.micingirt.com
İnsanlığın derdiyle dertlenebilmek
ağlayabilmek sokak çocukları büyüklüğünde
gülebilmektir kâinata
güneş gibi
İhsanın idrâkine varıp
umutla yelken açmak geleceğe
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Kardeşim edeple yaşamanın çok güç olduğu bu devirde bu kadar güzel yazılmış bir edepli şiir okumanın hazzını yaşattığın için Allah razı olsun serbest şiir tarzında imgesi, duygusu ve konusu çok güçlü selam ve sevgilerimle
Edep;
ağlayabilmektir ağlanılacak yerde
insanlığın üzüntülerine,dertlerine...
bazen gülebilmektir insanların yüzüne edep
güneş gibi...
...
HASBİHAL GRUBU ŞİİR YORUMU:
Edep;
müminliğini idrak edip umutla bakabilmek
geleceğe edeple
saadet devrini hatırlamak, hatırlamak neki unutmamak
yaşamaktır edep
EDEB:İçinde uğraştığımız edebiyat denilen sahayla bağlantılı olan istilahi yada kelime manasına bakmadan yapılabilecek herşeyi insan onur ve vakarına yaraşır şekilde zamanında ve yerinde yapmaktır edeb bana göre.Ömer Üstadımın bu şiirni seçmemdeki gaye Şiirdeki mükemmeliyete yakın vutrgulama ve ahenkti.Her zaman dediğimn gibi Şairin anlattığından başka mana çıkarırsak ortaya affola...
İlk bölümde şunu hatırladım.Müminler bir vucut gibidir.Uzuvlardan biri rahatsız olduğunda o rahatsızlığı bütün vücüt hisseder.evet edeb ağlayabilmektir ağlanılacak bir şey olduğunda kendinlenle bağlantısı olmasa da.Edeb gülmektir sevinmektir,başkasının yüreğine dolacak kadar seninle alakası olmasa .sadece sevinenin sevincine ortak olmak adına...
Edeb İman coşkusuyla bir kelebek kadar mutlu vve müreffeh ve Yaşantısıyla ve örnek tavırlarıyla bir güneş gibi doğabilmektir kainata .Ne kadar müthiş ifadeler.
Edep;
takatin yettiği kadar haykırmak nefsine sessizce
edepsizler duyana kadar
gözyaşıyla yüzü yıkamaktır edep
...
Edep;
kuranın sesini duyabilmek duyurabilmektır edep
gönlüne sindire sindire her zerresinde
secdeye başkoymaktır gecenin bir yarısı...
Bu bölümde çok müthiş.Edeb önce kendi nefsine bakmaktır.Başkasından önce kendini islah etmeye ve kendini yumaya çalışmaktır.Hatta o kadar ki kendindeki kusurların altında ezilerek akıttığın gözyaşlarıylapaklanmaktır .sana edepsiz diyen edepsizlere paklığını ve duruluğunu gösterene dek.Onlara kabul ettirene dek.
Edep;
kuranın sesini duyabilmek duyurabilmektır edep
gönlüne sindire sindire her zerresinde
secdeye başkoymaktır gecenin bir yarısı...
...
Edep;
hülyalarında sadece onu görebilmektir...
ona ümmet olabilmektir edeple
ve sevebilmektir yaratılanı
yaratandan ötürü
Edeb:Kuranla yaşamaktır .Kuranı yaşamaktır.Sindire sindire her zerrenle onu özümsemek onu vücudunda bir zerre hücre yapmaktır.gecelerde kimsesizliğini kimsesizlerin kimsesizliğiyle samimi duru ve gözyaşlarıyla paylaşmaktır.Ne denir ki ;ağzına sağlık üstadımj çok müthiş ifadeler
Ve Kainatın yüzü suyu hürmetine yaratıldığı muhteşem insana ümmet olabilmek ve ona yetişebilmenin mutluluğuyla,Yaratan yüce kudret adına yarattıklarını baştacı edebilmek sevmektir,edeb.Ona ümmet olmak onu yaşamakla olur .Ona ümmet olmak onu yaşatmakla olur.Ona ümmet olmak onu çağlar ötesine taşımak ve onu ona layık temsil etmekle olur.
...
en zor anında
ümidini kaybetmemek
paylaşmaktır medinedeki paylaşma gibi
imanın yaldızıdır edeb
ciddiyettir edep latifeyi unutmadan
Dalkavukluğa kafa kaldırmaktır edep
...
Edep;
islam deryasına atabilmektir kendini
fedakarlıktır aşktır edep
dost kalabilmektir Allah dostuyla
amanete sadakattır edep...
bazen susmaktır gözyaşıyla edep
günahları tövbeyle yakmaktır edep
Aslında bu cümleler bu kadar kısa anlatılacak cümleler değil ama gel gör ki bu kadar uzun anlatılacak kadarda bizde de bilgi yok acıkcası...
Ümidi kaybetmemek,en zor anda bile,Bil ki o zor an daha önce yaşadığın güzel anları verene ait ve o şekilde ümitle ve onu verene ümit besleyerek yaşamak.Güleryüzlülüğü ve nezaketi elden bırakmadan VAKAR sahibi olarak yaşamaktır edeb.
Edeb islamın deryasında bir damla olabilmek,fedakarlık hherşeye ve her hale .Aşktır .Ona ve onun yarattığı her şeye.Ve onun adına sevebilmektir.Onun hatırına ve onunla bağlantın ölçüsünde her şeyle...
Sadakattir edeb ona ve onun verdiği söze sadık kalmaktır.Emanete sadakattir.Onun bize verdiği ve sunduğu herşeyikorumaktır.gözü gibi sahip çımaktır.Ve nihayetinde günahlardan arınmaktır arınmak için uğraş vermektir.
Tasavvufun ana kaynağı EDEB YA HU diyerek edeble yaşamaktır. edeb EDEB insan olarak yaşamaktır.
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta