Edebiyatta Yazarda Yaşasın Ey Ülkem
Bu sözlerimi bir yazarın serzenişi, bir kalemin çığlığı ve gerçeklerin aynası yansıması olarak kabul edin! Yayınevi krizi nedeni ile kaleminin mürekkebini sayfalara döken yazarlar basım konusunda duygularını bir süredir yüreğinde tuttular ne yazık ki! Geçekten yayınevleri krizde mi yoksa popülerite peşinde mi koşuyorlar? Eğer öyleyse okuyucu nasıl gerçek edebiyatla buluşacak? Neden edebi değeri çok ağır olan kitaplar okuyucunun kitaplığında yer almayıp raflarda tozlanmaya mahkum oluyorlar da ve neden edebi değeri olmayan paranın gücüyle öne çıkıp reklamın ışıltısıyla boy gösteren kitaplar çok satanlar arasında yer alarak okuyucuyu büyük bir yanılgı yönlendirmesine sürüklüyorlar? Böylece gerçek edebiyat katledilmiyor mu? Bu şekilde bizim yani Türk toplumumuzun nasıl güçlü bir yazarı olacak, ya da var olan nasıl keşfedilecek ve okuyucu nasıl bulacak yazarını? Kimin umurunda ey ülkem nasılsa ülkemin yücelttiği yabancı yazarları, şairleri ve kendi içindede magazinsel yazarları var! Yayınevleri neden büyük araştırmalarla omurgalaşmış kitap dosyalarını erteleyip mesleğinin sınırında arayıştan arayışa atlayıp sonunda birde yazarlığı deneyen mankenlerin peşinden koşuyor? Her şey bu kadar mı kolaylaştı ve katletme bu kadar mı günlük hayata ve mürekkebe kadar düştü! Ülkemiz kültürel birikimini, güçlü kalemlerinden tablo haline getirerek bütünleştirip daha güçlü bir toplum olma izlenimini vermeyi ne yapsın, nasılsa başka ülke yeteneklerine güçlendiriyoruz, alkış tutuyoruz, ayağa kalkıyor şapkada çıkartıyoruz! ! ! Cılız kalmak kimin umurunda ey ülkem Günümüz edebiyatı giyotin işkencesinde! Neden? Niçin? Suçlu kim? Tabiî ki suçlu okuyucular değil! Suçlu yayınevlerinde başlayıp reklam ve para zincirinde ilerliyor! Okuyucu en çok satılanlar arasında gördüğü kitabı gerçektende çok çok iyi kitap olduğunu zannederek alıyor! Burada sunanda kabahat var alanda değil! Ha birde halk reklamındaki yayımcılık söz konusu! ! 1 Nasıl mı? Falanca teyze filanca abla popüler olan kitabı duyar fakat söz konusu kitabın yüzünü bile görmemiştir! Nasılsa bir özettir ki dilden dile dolaşır’ kitap okuyor izlenimini verir ondan duyan rolü hemen kendi üstüne giydiriverir ve aynısını bir başkasının yanında oynar! İşte reklamın gücü hem reklamın iyisi kötüsü olmaz! Rabbim kimseyi dile düşürmesin derler ya ama bu kitap dünyası için böyle değil rabbim böylesi dile düşürsün ki dilden dile dolansın kavisi bir dua oldu…
Biz toplum olarak kültürel değerlerimize sahip çıkarak güçlenecek miyiz, yoksa güçlü görünüp esasında cılız mı kalacağız hep? ? ?
Yok mu öyle baba yayınevleri, çıkıp ta popülerite peşinde koşan yayınevleri kapısında sıra bekleyen yazarların elinden tutacak?
Edebiyat mı ölüyor yazar mı?
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum.