Edebiyat öğretmeni İle Rapunzel'in Aşk E ...

sekiz şiddetinde bir deprem yaşamışcasına ar damarı çatlamıştı.
güz yeli vurmuş, yaprakları yerde ağaç misali,
herşeyini ulu orta servis ediyordu sevgililerine, adeta namus ve hayası, çırılplak-üryan kalmıştı.
bu kadar karmaşık ve karanlık ilişkilerden sonra depresyona girmiş, duygu ve düşüncelerini kontrol edemez olmuştu.
bir an önce tedavi görmesi için ilgili doktora gitmeliydi rapunzel.

geceleri eşinden ayrı bir odada, ferikle aldatıldığını bile bile edebiyatçıyla görüntülü sohbet ediyor, gündüzleri hastayım diyerek uyuyordu.
edebiyatçı, bir gün rapunzel'e, diğer gün ferik için şiirler öldürürken,
rapunzel tesadüfen bir meczupla tanışır.

meczup ; adı şanına yaraşır bir dîvâne...

deli, biraz kaçık, bir o kadar da onurlu, gururlu, şahsiyetli.
gözünü budaktan, sözünü padişahtan esirgemeyen kişiliğe sahip bir adamdır meczup.

her ne kadar yemlesede rapunzel, bir türlü ağına düşüremez meczubu.
uzun bir süre sessizce rapunzel üzerinde gözlemler yapar, hal ve davranışlarını inceler,  şiirlerini okur.
üç yıllık uzun bir gözlem sonucu, rapunzel'in karmaşık duygular içerisinde, geçmişten gelen kişilik bozukluğu kanaatine varır meczup.
zaten 7-8 şaire aşık olup, ve onları ayrı ayrı idare etmekte normal bir davranış biçimi sayılmazdı.

gel zaman-git zaman derken, meczup bir yolunu bulur, bu davranışların normal bir kadın davranışı olmadığını, şairlerle ve edebiyat öğretmeni ile bu tür ilişkilerin hem kendisine, hemde ailesine zarar vereceğini uygun bir dille anlatır rapunzel'e.
ne acıdır ki rapunzel konuyu edebiyat öğretmenine anında ulaştırır.
edebiyat öğretmeni, sen misin benim rapunzel'ime akıl veren diyerek, açar ağzını, yumar gözünü meczuba.
meczup, "haksızlık karşısında susan, dilsiz şeytandır" düşüncesiyle konunun peşini bırakmaz. ta ki rapunzel'in erkek kardeşi rapunzel'in özel yazışmalarını yakalayana dek.
rapunzel artık ifşaa olmuş, konuyu kardeşi de bilmektedir.

bu korku ve panik, rapunzel'i bir adım daha uçuruma sürükler.