Edebiyat Gücünü Nereden Alıyor?

A. Ali Ural
39

ŞİİR


60

TAKİPÇİ

Edebiyat Gücünü Nereden Alıyor?

Sorabilir miyim kitabıma

Ben mi yazdım onu gerçekten?

Pablo Neruda

Tamlamalar da niyetlere göredir. “Edebiyat” ve “güç” kelimelerini bir tamlamada yan yana getirebilmek için öncelikle sahih bir niyete sahip olmak gerekir. Niyetimizin sağlamasını yapabilmek için de vakit kaybetmeden şu soruları sormak elzemdir:

“Dilin en yüksek anlatımı” olarak da tanımlanan edebiyat, bizatihi bir güç müdür? Fizik, düşünce ve ahlak yönünden bir etki yapabilme veya bir etkiye direnebilme yeteneğine sahip midir? Yoksa bizatihi bir güç olmayıp, gücünü hayatın başka alanlarıyla işbirliği yaparak, ya da entegre olarak mı temin etmektedir? O alanları besleyip büyütmekte, ya da yozlaştırıp küçültmekte midir? Hiç kimse denemeden gücünün neye yettiğini bilmez.* O halde edebiyat neyi –ya da neleri- denemiş ve gücü neye yetmiştir? Gücünün yetmediği yerlerde iktidarları afrodizyak olarak kullanmış mıdır? Soruyu tersinden de sormak mümkün: “İktidarlar muktedir olabilmek –veya görünebilmek- için edebiyattan yararlanmışlar, edebiyatçıların hazırladığı nesir macunlarını kapabilmek için yarışmışlar mıdır? Dillerinin dönmediği yerde, edebiyatçılar mı şakımıştır onlar adına. Tekerleklerinin dönmediği yerde yazarlar mı gaza basmıştır. Bir Kamboçya atasözü ne güzel anlatmıştır: Sular yükselince, balıklar karıncaları yer; sular çekilince karıncalar balıkları…

Kimilerine göre Fransız ihtilalini gerçekleştiren edebiyatçılardır, tanzimatın ilanına sebep olanlar da… Kimilerine göre edebiyatın gücü dünyayı değiştirmeye yetmez. Tolstoy'a göre “Herkes dünyayı değiştirmeyi düşünür, ama hiç kimse kendini değiştirmeyi düşünmez.” İşte tam burada; bireyin ruh sarayında olup bitmektedir belki her şey? O saraya binlerce insanın hayatı taşınmaktadır. Edebiyatın gücü gözlerimizin görüş alanını büyütmektedir? Diyelim ki mitolojinin yüz gözlü bekçisi Argus'tan ödünç aldık gözlerini. İyi de gördüklerimiz bizi nereye götürecektir? Sadece tanıklık mı edeceğiz? İfade vermeyecek miyiz? Şahitliğin birinci şartı görmekse, ikinci şartı söylemek değil midir? Edebiyatın gücü de zarfı da kullandığı malzemeden gelir diyenler, malzeme dilse, dil nerededir? Madem turnusol değildir dil, deneyde işi nedir?

Hem “Bir yıldız: ‘Ben bizzat kendi kuvvetimle dönüyorum' diyemez; bir insan da: ‘Ben bizzat kendi yetkimle duyuyor ve düşünüyorum' dememeli.** Bunalımlar bile edebiyatçıya bahşedilmiştir. Çünkü yaratıcı bir insan için her bunalım, kaderin bir armağanıdır.*** Bu yüzden Dostoyevski, acı çekmenin her şeyi derinden duyabilme imkanı verdiğini söylemekte, Borges, “Mutsuzluğun avantajlarından biri, belki de tek avantajı, onu başka bir alana kanalize etmek zorunluluğudur” demektedir.

Hem, bir eser ne kadar mükemmel olursa olsun, zamanı gelmedikçe görülmez. Edgar Allan Poe, 1843'de Kuzgun'u, George R. Graham'a göstermiş, eşinin açlıktan bitkin bir durumda olduğunu da sözlerine eklemişti. O gün Graham'ın misafir olan tanınmış şahsiyetler eseri küçümseyip, dudak bükmüşler, fakat bir yardım olsun diye de kendisine on beş dolar vermişlerdi. John Milton'un “Kaybolmuş Cennet”i ise ne sağlığında kendisine, ne ölümünden sonra ailesine bir imkan sağlamamıştı. Dahası bu şiir sonraları tamamen unutulmuş, ancak iki yüz altmış sene sonra Lord Dorset tarafından bir mahzende bulunmuş ve Dryden'e gösterilmiş; Dryden şiiri inceledikten sonra şöyle haykırmıştı: “Bu şiiri yazan, dünün ve bugünün en kıymetli eserini vermiştir.”

Sevgili Peygamberimiz (s.a): “Öyle sözler vardır ki insanı büyüler” diyerek edebiyatın insan üzerindeki etkisine işaret etmiştir. Elbette insandan insana fark vardır; etki biraz da şahsa göredir. Manevi donanımlarını kaybeden ya da körelten insanı hangi eser içine alacak. Böyleleri için ancak hayvani taraflarına hitap eden kitaplar (eser olmasalar da) gözdedir.

Edebiyat kalelerinin yerlerini reklam kulelerine bıraktığı bir gündeyiz. Tanrı'yla bağını koparmış bir edebiyatın gücünden söz edemeyiz.

*Goethe

**Voltaire

***Zweig

HECE HAZİRAN 2005

Sayı: 102

A. Ali Ural
Kayıt Tarihi : 26.2.2016 14:06:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

A. Ali Ural