Edebiyat defteri
Edebiyat defteri
Sahtekar ve müfteri
Hastalık ki difteri
Yapıştı bırakmıyor
Bir şey diyemez şair
Savunmasına dair
Fıkra olunca şiir
Apıştı bırakmıyor
Yedi hakkımı yedi
Mikdati hırsız dedi
Saldırdı hırçın kedi
Tepişti bırakmıyor
Dar ederek meydanı
Dinlemezler gaydanı
Rehber tuttu şeytanı
Öpüştü bırakıyor
İnsafı yok bu hiçin
Söz hakkı vermez niçin
Dostlarım benim için
Kapıştı bırakmıyor
Hırsız değilim bilin
Beni oradan silin
Ansızın sivri dilin
Kopuştu bırakmıyor
Devamı gelecek
Mikdat BalKayıt Tarihi : 20.11.2008 03:35:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Edebiyat defteri diye bir siteye üye oldum ve her gün bir şiir eklemekteydim ne zaman ki aşağıdaki anonim fıkrayı şiire çevirip sayfama ekleyince beni emek hırsızı diye yaftalayıp siteden uzaklaştırdılar Hakkımda atılan bu çamur hakkında kendime savunmak imkanı bile vermediler, bu şiir gibi bir çok fıkrayı şiire çevirdim ancak bunu bir hırsızlık niyetiyle değil sadece hizmet olsun diye yazdım, Bunu benden önce nice şairlerimiz nice hikayeleri şiire çevirip bize sunmuşlardı, şimdi bunlar hırsız mıydı? Benim şu anda internette 2600 yayınlanış şiirim var ve beni tanıyanlar tanır tanımayanlarda sayfami inceleyebilirler bu gibi ucuz şeylere tenezzül edecek kadar acemi miyim ki başkasının emeğini çalayım, Üzerime attıkları bu lekeyi silmedikleri müddetçe, benden özür dilemedikleri müddetçe onları taşlayacağım hicvedeceğim bunu kendime hak ve borç adediyorum ***************************************************************************** FIKRA Bir dil bilgini bindiği geminin kaptanına küçümseyen gözlerle bakarak, Sen, hiç gramer okudun mu? diye alaycı bir ifade ile sordu. Kaptandan hayır cevabını alan kendini beğenmiş adam: - Eyvah! Gitti ömrünün yarısı, dedi. Kaptan, bu kendini beğenmiş adama kızdı, alındı, gönlü kırıldı, fakat karşılık vermedi. Yola çıktıktan bir süre sonra rüzgar gemiyi bir girdaba düşürdü. Kaptan, kendini beğenmiş dil bilginine seslendi: - Sen yüzme bilir misin? Bilgin; telaşlı bir şekilde: -Hayır! Bende yüzücülük arama, dedi. O zaman kaptan: -Eyvah! Gitti ömrünün hepsi... Çünkü gemi bu girdaptan kurtulamayacak, dedi. ************************************************************* Fıkranın tercümesi Gitti ömrünün hepsi Vaktiyle bir molla kayığa biner Kalkar kayıkcının ilmini dener -E söyle bakalım kayıkçı bana Sen sarf okudun mu, 'Emsile, Bina'? -Hayır efendim ben onları bilmem Denizde yaşarım, karaya gelmem -Buna çok üzüldüm, vah kayıkçım vah! Yarı ömrün gitti, çok büyük gunah! Kayıkçı üzülür, işine bakar....... Bu arada gökte bir şimşek çakar Denizde fırtına kopmak üzere Kayıkçı biliyor, korkmaz bir zerre. -Yüzme bilir misin molla efendi? Molla der ki hayır, bilmem o fendi -Desene gitti hep ömrün, vah molla Öteye varınca bir haber yolla Mikdat Bal
Harika bir fıkaranın şiirselleştirilmesi de muhteşem olmuş
Beğenerek okudum.
Kutluyorum Sayın Mikdat Bal
Selamlar
haklı başından beri
oraya giden millet
çıktı gerisin geri
tebrikler haklıya bir şey diyemem
Olay tam ''dinime söven bari müslüman olsa'' sözünün üstüne otururmuş.
Bu konu üzerine bir şiir yazmak düştü bize.
Bilmez
Kimisi işte böyle
Bal bilmez, balı bilmez.
İster söv ister söyle
Dil bilmez, dili bilmez.
Yalanı dolduranlar,
Hasetten çıldıranlar,
Töreyi öldürenler
İl bilmez, ili bilmez.
Vahşice lehçeleri
Zırt dolu bohçaları
Virandır bahçeleri
Gül bilmez, gülü bilmez:
Üzülme demem boşa,
Satarlar üç kuruşa,
Giderler her yokuşa
Yol bilmez, yolu bilmez.
Selam ve dua ile.
TÜM YORUMLAR (4)