reenkarnasyon gibiymiş aşkın,
hangi saatte hangi bedenin oda anahtarlarını almışsın öyle....
habire yeniden doğduğunu sandığın ruhun sıkışıp kalmış iki alem arasında.....
sevdaya kılıf gerekmez kılıç üzerinde taşımıyorsan,
bırak görsün herkes,
kimden utanacaksın parmağında çocuğunun gözlerini taşıyorsan.....
çekinilecek karanlıkların ortasında sırlarını taş altına bırakırsın,
su yüzüne çıkmadan,gerçekler masal olur kulaklarda.....
elbet yenilirsin,
her yüzüne güleni dost sanırsan.....
ellerini birleştirip alnına dayadığında dudakların titrerken,yüreğin ölür.....
nereye kadar düşebilirsin Allah'ın gözünde,
açıp okumadan ellerini semaya gönderdiğinde bulutlar kararır.....
benimle savaşma,
yıkılmayacak kalelerimin surlarında ok atmaz duygularım,
yüksekteyken aşağıdakine vurmaz yüreğim.....
kırılacağını bildiği yaprağa ayak basmak yakışmaz aşığa....
şehrimi sevebilirdim ihanet etmeseydin denizlerine,
ışıklarında yanlış gölgelerin bedenine sarılmasaydın,
hepsinden öte kanından çıkardığın cana sırtını dönmeseydin,sevebilirdim......
kendi vicdanını yüksek yaşantıların masasına meze edebilirsin,
bana ne,
tepsisinde dansöz oynatman takmayı beceremediğin halkanın suçu değildir...
toplumun en küçük birey parçasına ahlaksızlık rüzgarı düşmüş,
kalabalık kıyamet gibi,
savrulan gözlerdeki imtihanı topraktan çıktığında anlarsın......
sabır yazında güneş açmaz kahpe sahillerin iskelesinde,
hadi atla,durma
koca denizin içinde sana benzer başka balıklar da takılır oltaya.....
bu kalemde ne öfke var dersin içinden,
hangi ağacın damarından kesilmiş bilmezsin,
ortasına kurşun dökülmüş,
ucu ilk açtığın gün gibi sivri,
sırtında silgi taşımadı tüm yanlışlıklara rağmen.....
yok şimdi içmeyeyim,
sonra da almayacağım,
kalsın,
yüreğimin sarhoş hallerinde kollarına yığılmasına dayanamam.....
gerçek canla daha denize taş atıp,uçurtma uçuracağız
öpüşüp koklaşacağız,
bisiklete bineceğiz,
piknik yapıp top koşturacağız,
hayatın anlamına yaşam karelerinde yer açacağız......
yatıp,uyuyacağız
rüyalarında mırıldanırken ben hala masal okuyor olacağım.......
bir bakışın içinde titremeden ölür mü insan?
ölebilir,
böyle cinayetlerin katili olmaz,
bebek gülüşlerinde yüreğe göz değdimi sevap yazılır amel defterine.....
reenkarnasyon işlemez sahtekar aşklara,
daldan dala atlarken başladığın ağaca düşebilir yüreğin,
gökten yağmur iner,
toprak suyu emer,
su ağacı besler,
dal bebeği olur ağaçların......
yapraksız dallar kendini ağaç zanneder......
hadi şimdi otur da ağaç dallarından yapılmış masada zevk et bir kaç kahdehle....
edebilirsen...
Kayıt Tarihi : 14.3.2018 23:21:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!