Komşuyduk evimiz aynı sokakta
Aynı yoldan gidip gelirdik ede
Sormazdık nereli, kimdir, necidir
İki büklüm selam verirdik ede.
Orak, tırpan, kağnı; ortaktı gereç
İşimiz çetindi, toprak üşengeç
Harman hasat sonu toplanınca çeç
Şeleği omuza vururduk ede.
Emek beklerdi bizden toprak, dağ taş
Fistanlı, şalvarlı, çarıklı telaş
Gün batıp sofraya kurunca bağdaş
Umudu yutkunup dururduk ede.
Gönlümüz zengindi beyden paşadan
İnsandı, sevgiydi bizi yaşatan
Olursa ki, dalımıza taş atan
Tetiği parmakta bulurduk ede.
Yıllar gelip geçti, devran değişti
Yollar çatallandı kervan değişti
İnsanoğlu her cefaya alıştı
Düşüne düşüne yorulduk ede.
Her gecenin ömrü şafağa kadar
Kaderde ağlamak da gülmek de var
Kim bilir; gün doğmadan neler doğar
Çalkandıkça yunduk, durulduk ede.
EDE: Erzurum'da dadaş, Elazığ'ın gakkoş, Ege'de efe, Trakya'da kızan gibi Kahramanmaraş'ta da "ede" söylemi kullanılır. Büyük küçük kardeşler, arkadaşlar birbirine "ede" derler.
Doğan SoydanKayıt Tarihi : 15.11.2021 14:52:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!