Hayret! Nasılda ışıldıyor yüreğin
Sen gerçekten kul musun?
Sevdanı gördüm gözlerinde
Yoksa ulaşamayacağım nur musun?
Çırpınır güzelliğinin yakamozunda şiirler
Nakarat nakarat yakar bedenimi şarkılar
Mısra mısra, mızrak mızrak
Saplanır gözlerime güzelliğin.
Gülüşün bir çocuğun sevinciyle
bayram öncesi arifeleri hatırlatır
Öyle özlem, Öyle elbise, Öyle pabuç
Her açılan kapıda şevkatinle karşılaşmak
Öyle şeker, Öyle fıstık Öyle lokum...
Hasretinin hararetiyle buğulanmış bir cama,
isminin baş harfini yazınca büyürüm yeniden
Öyle mecnun, Öyle Ferhat, Öyle Kerem
Sen yüreğimdeki iklimin baharı
Sen Lisanı olmayan dillerin alfabesi
Sen yavan bir hasretin sevda katığı
Sen Bir ilâha niyetlendiğim sahurum.
Gitme sakın yüreğimden âşık sana bu şehir
Asılmış suratların boynundaki ilmik
Çatılmış kaşların şakağındaki kurşun
Bükülmüş dudakların isyandaki dilleri
Yokluğunla savaşmanın, çırılçıplak kışı
hep mahcubiyet doğurur güneş yerine.
Oysa güneşimsin sen
Uslanmaz ki sensiz bu beden
Bir tebessüm et yeter
bakışındaki nakışa gölge olmam ben...
Fesat bir yalnızlık var içimde
Yoksun ya yanımda olmasın kimse mutlu...
Şimdi sensiz açan çiçekler solsun
Ağustos ayında, el ele tutuşmuş âşıklar donsun
Neyse... Hepsi bir yana dursun,
Sadece sana öleceğim ecelim olur musun?
Kayıt Tarihi : 18.12.2016 01:17:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!