Yediğim lokmalar büyüyor
Ecel yurduna gidiyorum
Zıkkımın kökünü içiyor
Ecel yurduna gidiyorum
Kainatta yalnız biriyim
Belki de biraz zırdeliyim
Kafayı biranda yiyeyim
Ecel yurduna gidiyorum
Vazgeçiremez hedefimden
Adım adım huzur yoluma
Keyif ile haz alaraktan
Ecel yurduna gidiyorum
Hastane eline düşerek
Koridorlarda dolaşarak
Son şiirimi bitiremeyerek
Ecel yurduna gidiyorum
İyi kötü yaptıklarımızın
Uzak yakın fark etmeyerek
Vicdan defterime yazarak
Ecel yurduna gidiyoru
Tahta kuruya çevirdiler
Zehir zıkkımlar içirdiler
Canı cananından ettiler
Ecel yurduna gidiyorum
Dünyamı karartan insanlar
Sizler adına sonsuzlukta
Herkese özel planım var
Ecel yurduna gidiyorum
Başımı taşa yaslayarak
Ruhumu yağmura vererek
Hepinizden nefret ederek
Ecel yurduna gidiyorum
Hesaplaşacağız orada
Arayacaksınız her tarafta
Özleyeceksiniz yaşlarla
Ecel yurduna gidiyorum
Beni her türlü kıskanan ittir
Özlem çektiren gözde hiçtir
Sebep oldurup olan bittir
Ecel yurduna gidiyorum
Altı seneye kadar çıkmam
Yarı asrımı inan görmem
Mazimle bugünü unutmam
Ecel yurduna gidiyorum
Sonum nedir bilemiyorum
Önümü de göremiyorum
Yarınıma bakamıyorum
Ecel yurduna gidiyorum
Yarın gene sabah olacak
Baş belası güneş doğacak
Güneşim gene doğmayacak
Ecel yurduna gidiyorum
Kimseye derdimi açmadan
Açacak kimse bulamadan
Dertleri içime atarak
Ecel yurduna gidiyorum
Bana ne sağanak yağmurdan
Ardından çıkan gökkuşağından
Dağ uçlarındaki karlardan
Ecel yurduna gidiyorum
Yüreğine kurban olduğum
Yüreğini dağa verdiğim
Yazdığım şiir kendimedir
Ecel yurduna gidiyorum
Gözyaşlarımı nem yaparak
Yazdığım kitabı yırtarak
Şiirlerimi de yakarak
Ecel yurduna gidiyorum
Bıkıp yoruldum rol yapmaktan
Hepsine şirin gözükmekten
İçtiğim kanı gizlemekten
Ecel yurduna gidiyorum
En yakınımdan en uzağa
Hepiniz rollerin peşinde
Oyununda içindesiniz
Ecel yurduna gidiyorum
İşiniz gücünüz yalandır
Bazısı zehirli yılandır
Öbürü uyanık tilkidir
Ecel yurduna gidiyorum
Kaş yaparken gözü çıkarıp
Sağ gösterirken soldan bakıp
Enayi yurduna koyarlar
Ecel yurduna gidiyorum
Sizlere iyilik yaramaz
Sizlerle yollara çıkılmaz
Sapımı çöpümü de alıp
Ecel yurduna gidiyorum
Anlayanım kara topraktır
Bekleyenim ecel yurdudur
İsteyenim mezar taşıdır
Ecel yurduna gidiyorum
Burası gurbetin yurdudur
Cennetle cehennem yoludur
Gerçek yurdumun kapısıdır
Ecel yurduna gidiyorum
Yüreğimde yangın çıkartıp
Külümü dağlara verdiniz
Dağ karlarını kirleterek
Ecel yurduna gidiyorum
Sözüm size Adem torunu
Anam babamın hesabını
Öbür dünyada vereceksin
Ecel yurduna gidiyorum
Benden çalıp çalacakların
Alıp daha alacakların
Hesabı mutlak görülecek
Ecel yurduna gidiyorum
Yola çıktım dönmem yolumdan
Tel kopsa ayrılmam sazımdan
Vazgeçmem verdiğim sözümden
Ecel yurduna gidiyorum
Nasıl kadermiş ey Yarabbi
Sırf Sen biliyorsun içimi
Tek Sen görüyorsun kalbimi
Ecel yurduna gidiyorum
Yüreğimin boynu büküktür
Gül bülbülün sesi kısıktır
Çiçek mor, zakkum, dikenlidir
Ecel yurduna gidiyorum
Gönül verdiğim eller alıp
Gurbetin eline salacak
Canımdan da canlar alacak
Ecel yurduna gidiyorum
Ne halleri varsa görsünler
Yarınlara mekik örsünler
Hayata meydan okusunlar
Ecel yurduna gidiyorum
Dinlenilmedi son laflarım
Anlaşılmadı net sözlerim
Bilinmedi değer verdiğim
Ecel yurduna gidiyorum
Yıllarım sürgünlerle geçti
Günlerim acılarla bitti
Heveslerim yarım kalarak
Ecel yurduna gidiyorum
Sevenimle, sevmeyenimle
Sevgimle, sevmediğimle
Hayata eyvallah diyerek
Ecel yoluna gidiyorum
Hiçbiriniz merak etmeyin
Fazla da kalıcı değilim
Bildiğim var ki söylüyorum
Ecel yurduna gidiyorum
Bende planlar yapıyorum
İnsanlara güvenmeyerek
Kendi yolumu seçiyorum
Ecel yurduna gidiyorum
Kah harcanırdım, kah satıldım
Arada iyilikler gördüm
Yaşadıklarımdan bıkarak
Ecel yurduna gidiyorum
Doğduğum doğalı bekledim
Bazen ağladım, bazen güldüm
Cihanlarda kaybolarak
Ecel yurduna gidiyorum
Seni çok seviyorum gülüm
Ölümden besbeter her günüm
Gece gündüz zulümdür zulüm
Ecel yurduna gidiyorum
Bıçak bakışlı güzel canım
Yüreğin yüreğimi dağlar
Nur huyun beni benden alır
Ecel yurduna gidiyorum
Sana asla doyamayacağım
Bana yeter arada görsem
Yarı asrımı göremeden
Ecel yurduna gidiyorum
Umarım cennetin köşkünde
Anamla babamla olursun
Gülümü öperler koklarlar
Ecel yurduna gidiyorum
Günahlarımla yanacağım
Sevaplarımla coşacağım
Orada da özleyeceğim
Ecel yurduna gidiyorum
Odundan farksız yanıyorum
Aynı mum gibi eriyorum
Çürüyerek kül oluyorum
Ecel yurduna gidiyorum
Vakit yaklaştı geliyorum
Yalan dünyamdan dönüyorum
Suyum ışındı ölüyorum
Ecel yurduna gidiyorum
Haklarınızı helal edin
Hakkımı helal ediyorum
Tayinim çıktı göçüyorum
Ecel yurduna gidiyorum
Vasiyetimi yazamadan
İnsanı insan yapamadan
Göz açık kalacak şekilde
Ecel yurduna gidiyorum
Hayatımı yaşayamadan
Günlerime gün edemeden
Zevklerime erişemeden
Ecel yurduna gidiyorum
Ana sütünü içemeden
Sevda koynunda yatamadan
Güzel tatları tadamadan
Ecel yurduna gidiyorum
Yoruldum takatim kalmadı
Darıldım kalemim yazmadı
Dayanacak nefes yetmedi
Ecel yurduna gidiyorum
Gözyaşlarımdan kan akıyor
Yüreğime dolu yağıyor
Dağlarıma karlar düşüyor
Ecel yurduna gidiyorum
Gidiyor yavrun artık anam
Ahrette ayrılmayın babam
Gözünüz yollarda kalmasın
Ecel yurduna gidiyorum
Salayı erken okusunlar
Taşısın tabutu katiller
Helvaları yesin yetimler
Ecel yurduna gidiyorum
Dost düşmanları öğreneceğim
Can cananları göreceğim
İyi kötüyü gömeceğim
Ecel yurduna gidiyorum
Giderim arkama bakmadan
Kaçarım gözümü kırpmadan
Seçerim insansız hayatı
Ecel yurduna gidiyorum
Kara sevdam, kardeşim, annem
Baba, aile, dost, arkadaşlar
Hepinizi özleyeceğim
Ecel yurduna gidiyorum
Yolumda çok çetin geçecek
Bana sorular sorulacak
Ondan sonra karar verecek
Ecel yurduna gidiyorum
Dizlerimde ki derman bitti
Söyleyeceğim söz tükendi
Yaşadıklarım canımdan etti
Ecel yurduna gidiyorum
Canınızdan öte sevenler
Umarım fatihi unutup
Cennet köşkünde buluşurlar
Ecel yurduna gidiyorum
Vatan sevdasıyla beraber
Gönlümün gurbetinde yar var
Böyle acıya kim dayanır
Ecel yurduna gidiyorum
Ne zaman yolcu belli değil
Vade dolunca hemen gider
Tek kişilik bilet alındı
Ecel yurduna gidiyorum
Siyah saçlar bembeyaz oldu
Beyaz otuz iki diş döküldü
Yıllar boşu boşuna doldu
Ecel yurduna gidiyorum
Yapışıyor dert keneleri
Yüzdürüyor verem gölünde
Boğuyor kanser ırmağında
Ecel yurduna gidiyorum
Kalmıyor yaşamaya sebep
Doğmuyor sabahlarıma güneş
Değmiyor aldığım tek soluk
Ecel yurduna gidiyorum
Dünyaya sevgim azalarak
İnsana nefret çoğalarak
Kâinatta kayıp olarak
Ecel yurduna gidiyorum
Kimseye kötülük yapmadım
Sadece kendime zararım
Aklımdan geçmedi intikam
Ecel yurduna gidiyorum
Gırtlağıma kadar doluyum
Dokunsalar patlayacağım
Başımı duvara vurarak
Ecel yurduna gidiyorum
Aklımı başımdan alıyor
İnsanların çözümsüzlüğü
Ben mi eğri, onlar mı doğru
Ecel yurduna gidiyorum
Kim kimden kurtulur bilinmez
Kapı açılıp kapanınca
İki cihanda görülmeyiz
Ecel yurduna gidiyorum
Canıma kıydığım bilinmez
Bilinse nedeni sorulmaz
Zaten çaresi bulunamaz
Ecel yurduna gidiyorum
Hep yaşamak için çırpındım
Varlığımı ortaya koydum
Hiçbiri varlık göstermedi
Ecel yurduna gidiyorum
Yaptığım, yapamadıklarımla
Sevaplarım, günahlarımla
Doğrularım, yanlışlarımla
Ecel yurduna gidiyorum
Sırlarımı yanıma alıp
Gül tanemi kalbime gömüp
Yüzünü göğsümde saklayıp
Ecel yurduna gidiyorum
Fazla duramam buralarda
Gitmem gerekir oralara
Kainatın yalnızlığına
Ecel yurduna gidiyorum
Anne, baba, kardeş, sevdamı
Vatan, aile, dost, arkadaşı
Allaha emanet ederek
Ecel yurduna gidiyorum
Bir daha dönmemek üzere
Yeniden gelmemek şartıyla
Unutulmak temennisiyle
Ecel yurduna gidiyorum
Arkamdan gelenler olmasın
Peşime düşen bulunmasın
Mevla’ya adres sorulmasın
Ecel yurduna gidiyorum
Yapılanı beyne yazarak
Kalan hesabı kapatarak
Allaha havale ederek
Ecel yurduna gidiyorum
Herkese hediye vererek
Biraz hatıra bırakarak
Minnet vergi mi ödeyerek
Ecel yurduna gidiyorum
Aile, arkadaş, uzak, yakın
Dost, düşman ayrımı yapmadan
Hakikat resmi çektirerek
Ecel yurduna gidiyorum
Garibim dünyanızdan bıktı
Yepyeni yaşamı düşledi
Sizin olsun köşkün cenneti
Ecel yurduna gidiyorum
Şiirler, besteler, türküler
Şarkılar, kitaplar, ağıtlar
Giderken hepsini yakarım
Ecel yurduna gidiyorum
Gecemle gündüzümde fark yok
Gündüz azap, gecemde hasret
Sevdamı koynuma alarak
Ecel yurduna gidiyorum
Kâinattan bıktım diyorum
Dünyamız şahane diyorlar
Az verip ömrümü aldılar
Ecel yurduna gidiyorum
Sevdalı ama yalnız kalbî
Mana bakışlı gören gözü
Gönlü köre bağışlayarak
Ecel yurduna gidiyorum
Sevinç çığlıkları atarak
Ellerine kına yakarak
Gözler açık toprağa gömerek
Ecel yurduna gidiyorum
Zırdeli madalyası takıp
Yazdığım bütün şiirleri
Yeryüzünden de kaybederek
Ecel yurduna gidiyorum
Yürüyen ayak yaratıklar
Kendimden nefret ettirdiler
Ölmekten besbeter yaptılar
Ecel yurduna gidiyorum
Dostu, düşmanı bilemeden
Nasıl insanlar çözemeden
Niye doğdum anlayamadan
Ecel yurduna gidiyorum
Göz göre göre Abbas yolcu
Kaderine de dünden razı
Kırılıyor kilitli kapı
Ecel yurduna gidiyorum
Sorup durma nedendir neden
Bunların sebebi kimlerden
Yılların birikimlerinden
Ecel yurduna gidiyorum
Ağıt sadece anamadır
Türkü yalnızca babamadır
Şiir sevdama, kardeşedir
Ecel yurduna gidiyorum
Allah kullarını silmeyip
Sadece kendimi silerim
Hayatımı baştan yazarım
Ecel yurduna gidiyorum
Polemiklere hiç girmeden
Günlerimi heba etmeden
Ellerde oyuncak olmadan
Ecel yurduna gidiyorum
Çiçeğim kökten koparıldı
Öz yurdumdan canlar çalındı
Canımdan, kanımdan edildi
Ecel yurduna gidiyorum
Umurumda değil hiçbiri
Önemde olmadı hiçbir şey
Son kez sevdamı düşünerek
Ecel yurduna gidiyorum
Yol yakın evet fatih güler
Soyadın güler, bahtın ağlar
Yüzün solar, edenler açar
Ecel yurduna gidiyorum
Vatanımı şaha kaldırın
Canım aileme sahip çıkın
Bir tanemi ihmal etmeyin
Ecel yurduna gidiyorum.
Kayıt Tarihi : 20.5.2017 16:41:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!