Kasîde
Gamzen ne dem ki tiğ çekip hûn-feşân olur
Uşşâk-ı dil-figâra ecel mihribân olur
Çeşmin o Kahraman-ı gazab-nâkdir senin
Kim hışmı zâil olsa dahi bî-emân olur
Çöle kıyısı olan kentlerin
limanları sıkıcı olur
kuş uçar gemi geçmez,
kervan zaman içinde.
böyle kentlerde insan
fırtına gibi sever,
Devamını Oku
limanları sıkıcı olur
kuş uçar gemi geçmez,
kervan zaman içinde.
böyle kentlerde insan
fırtına gibi sever,
"BİZ HER ŞAHIS VE HER TOPLUM İÇİN BİR ECEL TAYİN ETTİK. O GÜN GELDİĞİNDE BİR AN DAHİ OLSA NE İLERİYE NE DE GERİYE ALINAMAZ!" -Ayet-i kerime meali-
Adam bir kese altının hatırı için Allah'ın muhkem ayetlerindeki hükümlerini bile tekzip etmeye cür'et etmiş ve mübalağada/abartmada sınır tanımayarak halt üstüne halt işlemiş, neticede de, Allah ona bu dünyada layık olduğu cezayı hicvettiği bir paşanın eliyle verdirmiştir. Ahiret yurdunda hali nice olur onu ancak Rab teala hazretleri bilir.
Duygular o kadar güzel verilmiski içten şiire .Büyük şairimize, rahmet diliyorum. günün şiirine Tebrikler.
KASİDE
(Vezir Murat Paşa'ya)
Gamzen ne dem ki tiğ çekip hûn-feşân olur
Uşşâk-ı dil-figâra ecel mihribân olur
Yan bakışın kılıç çekip kan dökmeye başlayınca, yüreği yaralanan âşıklara ecel bile acıyıp ona şefkatli bir dost olur.
Yan bakışlı, süzgün süzgün bakan güzelin gözkapaklarının kenarlarında ince bir çizgi oluşur. Bu çizgi kılıca benzetilir. Sevgilinin acımasızlığı işte bu bakışlarla ve gamzelerini kılıca dönüşmesiyle (aşığın algısı, mazmundur) başlayıp, kılıç misali aşığının kalbini parçalar. Ecel bile sevene acır da, sevgili sevdiğinin kalbini yaralamaktan, onun kalbini kanatmaktan geri durmaz.
*
Bu nâz u nigâh-ı tegâfül ki sende var
Hızr olsa âşıkın sebeb-i terk-i cân olur
Bir yandan nazlanan, işve, cilve yapan ve bir yandan aşığını gömezden gelen bu tavırlar, davranışlar ki sende var, bu halinle senin aşığın Hızır bile olsa onun da ölümüne sebep olur.
Burada mübalağalı bir benzetme var. Hızır, imdada koşan, zorda kalanlara yardımcı olandır. Hızırı bile öldürmesi, aşığının ne hallere düşebileceğini anlatmada abartılı da olsa güzel bir benzetme şeklidir.
*
Gâhi halka durur pîç ü tâb ile
Tuğr-yi hükm-i pâdişah-i hüsn ü ân olur
Sevgilinin saçları bazen kıvrım kıvrım, halka halka olduğunda sanki, güzellik ve çekicilik padişahının fermanının tuğrasına (mühür) benzer.
Sevgili, güzellik ülkesinin, gönül ülkesinin sultanıdır. Aşığına hükmünü bildirecek bir fermanın altındaki mührü gibi durmaktadır yüzünde.
Aşka bağlılık, aşkla ölüm fermanı.
Halka halka saçlar, padişahların fermanlarındaki mührün kıvrımlarına, halka halka işlenmiş yazılarına benzetilmiş.
*
Ol safder-i yegâne ki tâb-ı mehâbeti
Cevşen-güdâz-ı Tehmeten ü Kahramân olur
O, tek başına savaşlardaki safları yarıp geçen vezirin heybeti, gücü, Tehmeten ve Kahraman'ın (İran destan kahramanları) zırhlarını eritir.
(Vezir Murat Paşa’ya övgü)
*
Sensin o saf-şiken ki yazılsa menâkıbın
Her muhtasar rivayeti bir dâsitân olur
O safları yarıp geçen Murat Paşa! Senin yaptıklarını, başarılarını yazmaya kalksak, her başarının özeti bile bir destana, menkıbeye dönüşür.
Yine Vezir Murat Paşa’yı mübalağalı bir şekilde tavsif ediyor. (bu övgülerin sonunda bir kese altın gelmiştir…)
*
Hakka benem ol nâdire-perver ki her sözüm
Bir tuhfe gibi elden ele armağân olur
Benim her sözüm, nadir rastlanan, çok az bulunan, söylenmesi hiç de kolay olmayan özelliktedir. Öyle ki bir armağan gibi, sevgililerin veya birbirine hediye vermek isteyenlerin verebilecekleri en nadide hediye olur.
Benim her bir şiirim herkes için verilebilecek en güzel hediyedir. Her bir sözüm mücevher niteliğindedir.
Şair bu beyitte kendini övüyor.
Kasidenin bölümlerinden şairin kendini övdüğü “Fahriye” bölümünden bir beyittir.
*
Nef’i, divan şiirini, yumuşak sesinden sıyrıp erkekçe edaya, söyleyişe, seslenişe dönüştüren, yüksek perdeden ve korkusuzca duygularını ve düşüncelerini dile getiren bir şairimizdir.
Hicivleriyle ünlüdür.
Hiciv yazmamak için padişaha söz vermesine rağmen Bayram Paşa’yı çok ağır şekilde hicvedince, Nef’i Bayram Paşa’nın insafına bırakılır ve boğdurularak cesedi denize atılır.
“Gökten nazire indi siham-ı kazasına
Nef'î diliyle uğradı Hakk'ın belâsına.”
Bundan ötesi ders vermek gibi olur.
Mükemmel bir KASİDE örneği.
Üslubuyla, ahengiyle, vezniyle, sanatlarıyla ve kasidenin bölümlerinin mükemmel işlenişiyle örnek bir divan şiiri.
Büyük şairimize, hiciv ustasına rahmet diliyorum.
Sevgi ve saygılarımla.
Hikmet Çiftçi
22 Şubat 2014
“GERÇEK DOSTLAR BİRLİĞİ”
düşüyorsa takvimlerden yaprak yaprak her Eylül
solmayacak bir gülistana hazan ne, bahar ne?
gün geceden arî değil ve rûzigârdan tül
geceyi güne ekleyene perşembe ne bazar ne?
tükenmişse ömür yolda, kırılmışsa bir gönül
sıdk ile yürüyene aşkta, sefer ne hazar ne?(S.B.)
Nef'iyi bazıları Fuzuli ölçüsünde kıymetlendiriyorlar hakikatte doğru da yapıyorlar Çünkü Fuzuli Azerbaycan sahasının Nef'i ise Andolu sahasının en büyük şairleridir.Her ikisi de şair olmasına karşın saha itibariyle farklı olduklarından tam bir mukayesenin yapılabileceği sanmıyorum.Tabii ki kıstas yapılacak başka yönler bulunabillir ançak bu yapacağımız mukayeseyenin sadece sınırlı olmasını sağlar diye düşünmekten kendimi alamıyorum.
Bu şiir ile ilgili 5 tane yorum bulunmakta