Dün yıllarca görmediğim bir dosta ratladım,
Biraz geçmişten,okul yıllarından,eski mahalleden bahsettik.
Ve...Seni sordum;
Çok uzun yıllar geçti,görmüyorum nerde? nasıl? diye
Önce pek oralı olmadı,sonra gözlerini kaçırdı benden,
O..mu? dedi yutkunarak!
Evin içi buz gibi soğuk
Yok yok sobadan değil bu üşüme
Oysa soba cehenem gibi yanıyor
Bu soğuk başka bir soğuk…
UYMALI BE OĞUL!
Evlenmek mi istiyorsun. Ey oğul!
Otur yamacıma anlatayım sana,
Bak oğul, evleneceğin kadın şapka gibi olmalı.
ÇANAKKALE
DÜŞMANA ATEŞ ETMEYE ÇALIŞIYORDU
TEKBİRLE,
SİLAH ATEŞ ALMIYORDU NE HİKMETSE
ARKADAŞINA UZATTI SİLAHINI, AL ŞUNU;
ben,çocukluğumu özlüyorum,
hermevsimin gelişini,
her güneşin doğuşunu,
her mevsimin gidişini,
her güneşin batışını,
ben,çocukluğumu özlüyorum.
ister bir yil yaşa ister bin yıl yaşa.
ister çoban ol istersen paşa
hiç ölmeyecekmiş gibi kendini çaldın taştan,taşa
akibetin!
bir varmış bir yokmuş.
Elbet birgun Kunyem soylenip Selam okunur,
Kimisi duymazdan gelırken kiminin yuregine dokunur,
Oglum kızım kuzu gibi birbirine sokulur,
Aha ben gidiyorum Şen olsun Halep şehri...
soğuk bir kış günü elinde boyacı sandığı
yürüyor dar sokaklarda bağırarak boyayalım abi
dudakları mosmor olmuş ayakkabası delik
gözleri sulanmış ağzından buhar çıkıyor
on yaşındaki çocuk
buğulu gözlerle bakıyor herkesin ayağına
Hani bir buseyle uğurlarken kapıdan;
"Emanet" ederken bana beni;
Söylediğin o"söz"vardı ya;
Yıllar sonra ziyaretime geldi...
Biraz buruk, biraz mahsun,biraz da kızgın; ...
Sanki beni niye, uyandırdın der gibiydi...
Ölene,Ölmezler deyip;
Masumlaştırdınız,Ölümü,
ya,sönen ocaklar;
ya,yetim kalan çocuklar;
ya, bitip tükenen umutlar;
ya, Ciğeri köze dönen Analar;
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!