3 Aralık, bir kara gün,
Babam düştü hastane yollarına, bir hüzün.
İçimde bir his, tarifsiz bir korku,
Sanki vedanın eşiğindeydi o.
Yoğun bakımın soğuk duvarları,
Makinelerin sesi, nefes alışları.
Ellerim titrerken dualar fısıldadım,
"Allah'ım, ne olur onu bize bağışla" diye ağladım.
Zaman ağır, günler karanlık,
Umudum ince bir ışık, kırılgan ve yıpranmış.
Babamın elleri ellerimdeydi,
Soğuk ama hala sevgisi içimdeydi.
Çocukluğumun kahramanı, gençliğimin ışığı,
Hayatımın öğretmeni, ruhumun aydınlığı.
Onu kaybetme düşüncesi bir yangın gibi,
Ama mucizelere inanıyordum hâlâ içimde.
Ve bir gün geldi o kara haber,
Babam artık bu dünyada değil, ebediyete gider.
Hastane odasında sessizlik çöktü,
Gözyaşlarım yüreğimdeki özlemi döktü.
Elveda babacığım, kalbimde yaşayacaksın,
Sevginle bana her zaman yol göstereceksin.
Mehmet Akif'in sözleri doldu aklıma,
"Dünyada bahtiyar bir bülbülün gittiği gülşenden haberi yok" satırlarına.
Babam da bir bülbül gibiydi cennete uçan,
Acılarından kurtulmuş, huzura varan.
Mezarı başında "Bülbül"ü okudum gözyaşlarımla,
Toprakla birleşti sevgim dualarımla.
Kayseri'nin rüzgarı ağaçları sallarken,
Sanki babamın sesi yankılanır derinden.
Bülbülpınarı Mezarlığı'nda bir taş duruyor,
Üzerinde anılar ve sevgiler yaşıyor.
Her ziyaretimde onunla konuşuyorum,
Dualar edip geçmişi hatırlıyorum.
Mezarının başında rüzgarla dans ederken,
Babamın sevgisi kalbimde hep yankılanıyor.
Kayıt Tarihi : 29.1.2025 16:56:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!