Kalemi gibi,yüreği güçlü ŞAİR dostum
Kardeşim ÖMER EKİNCİ MİCİNGİRT e
Armağanımdır..Kabul eyle dostum
Fakülteler bitiren
Cahillerin babası
Ebu-cehil çoğaldı
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
NELER ÇOĞALMADIKİ ÜSTADIM .. SADECE DÜRÜSTLER ASALET Lİ LER ÇOĞALMADI.. KUTLARIM ŞİİRİNİ VE DOSTUNU YÜREKLERİNİZE ACI DEĞMESİN. DÜŞLERİNİZ ÜŞÜĞMESİN.. SELAM VE SAYGILAR..10******P
YÖK, bir gün YOK olursa
Hâlâ aynı ağızlar
Aynı laf salatası
Yine aynı sebzeler!
Aynıdır lokantası
Kenarı uçu aynı
Aynı kalmış ortası
Sabit fikirli bunlar
Hem de akıl hastası
Onlara laf anlatmak
Ne mümkün der ustası
Firavundan bu güne
Değişmedi rotası
Tabii ki değişmez
Çünkü onun atası
Zırvalar, mesleğidir
Dinleyenin hatası
Bakın neler söylemiş
Çamurlara batası
Üniversitelerin
Yok olası cuntası
Kamusal alan imiş
Her bölüm her paftası
Türbantlılara takmış
Gericilik yaftası
Anneler girememiş
Zehir olmuş haftası
Yetmedi mi zulmünüz?
Modern çağın softası
Müslüman dölü Müdür?
Bunlar kimin mandası
Bu işte gönüllü mü?
Var mıdır avantası?
Bana göre gönüllü
Çünkü boştur çantası
Bir tahtası mı eksik?
Yok mu bunun suntası?
Eşitlikten yanaymış
Ancak yanlış kıstası
YÖK, bir gün YOK olursa
Kesilir şamatası
Mikdat Bal
Firavunlar bütün zamanlarda var!
Öldü sanmayınız Firavunları
Sürüsüyle mevcut Hamanlar da var
Onlardan zalimdir, bu torunları
Firavunlar bütün zamanlarda var!
Hak ile batılı yoktur ayıran
Umutlar perişan, gönüller viran
Sebebi aranır, insanlar hayran
Eksiklik var ise imanlarda var!
İman eksilince, insanlık beter
Herkes birbirine düşmanlık eder
Kimi Firavun’a Hamanlık eder
Karun’a özenen hayranlar da var
Sarılın kitaba, ne güne durur!
İnanın, kurtulun diye buyurur
Bir gün İsa iner Teccalı vurur
Böyle bir kurtuluş umanlar da var!
Bu gibi umutlar, hayal düş gibi
İşlenir devamlı bir buluş gibi
Başını kumlara sokan kuş gibi
Bilerek gözünü yumanlar da var
Ne yazık sözlerim, acı gerçekler
Neden uyarmıyor bizi kötekler!
Şaşırmış insanlık daha ne bekler
İkaz var, azap var, tufanlar da var!
Bal der zalimlerin gücü bizdendir!
Cahil kaldık çoğu hep bu yüzdendir
Uyansak kurtuluş, necat tezdendir
Kurtuluş gemisi, ummanlar da var!
Mikdat Bal
Selam ve sevgiler bu da benden yorumm olarak kabul edile
zülüm hiç paidar olmaz bendende sevgili Ömer beye selam olsun ve o güzel insanı kaleme alan hak şairine bin ebu cehile bir EBU BEKİR YETER
Bu şiir ile ilgili 4 tane yorum bulunmakta