saat
gecenin tiki
sen
yoksun
kimbilir hangi hayalin peşindesin
belki çocukluğundan güller koparıyorsun
belki güller açıyor güzelim yüzünde
ben atıyorum belki
yüreğinin bir köşeciğinde
sen
yoksun
saat
gecenin tiki
hesapladım tam
onüçbinsekizyüzyetmiş kere
yaşamışım geceyi
hatırlarım dün gibi
çocuktum korkuyordum
geceleri dışarı çıkamıyordum
saat gecenin tiki
sen yoksun
hiç olmadığın kadar yoksun
camı parçalayıp
sokağa uzanıyor başım
geceden daha kara bir silüet
koşuyor üzerime pelerinini savurarak
oysa ayak sesleri uzaklaşıyor
gökyüzünde her bir yıldız
gözlerin gibi parlıyor
sıcak yatağıma kıvrılıyorum
ana kucağı gibi sımsıcak
senin kucağın gibi sımsıcak
hayatımdaki
iki kadının sıcaklığı
ne çok benziyor birbirine?
birininki hayal kadar sıcak
diğerini zaten unuttum bile
saat gecenin tiki
sen yoksun
hiç olmayacakmış gibi yoksun
odamdaki herşey
seni çağrıştırır oldu
bilgisayarım, televizyon, yatağım,
soba, kitaplarım ve ilaçlarım
duvar, pencere ve tavan;
hele o her gece
sen veda edince
sırtüstü yatıp
gözlerimi diktiğim tavan.
saat gecenin tiki
sen yoksun
gece
her tren garında aynıdır
her tren garında birileri
sevdiklerinden ayrılır
bedenler giderken öbür kentlere
yürekler peronlarda bırakılır
gece, her tren garında aynıdır
sonunda iki yüreği dağlayacaksa hasret
gitmek mi yoksa kalmak mıdır marifet?
sen haklıydın gülüm:
demirden korkan
trene binmez.
bir de
ayrılıktan korkan
peronda kalmaz...
saat gecenin tiki
sen yoksun
gerçekten yok musun?
gerçekte olmayan
görüntün ve sesin
oysa benden uzakta
ve benden bağımsız
her zaman oldun
ve olmaktasın...
elimi koydum yüreğime
gözlerim kapalı
haykırdım:
SEN, VARSIN!
(01.02.2006)
Kâmil ŞenolKayıt Tarihi : 14.9.2011 18:44:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!