Bu dünya,
Ne kadar da kıymetsiz,
Kıymetliler bir bir göçer sessiz,
Ne bir feryat duyarız ardlarından,
Ne de döner bir selam ebed yurdundan.
Geride kalan yalnızca,
Yetimlerin boynu bükük duası,
Mazlumların gözünde solmayan bir yas,
Ve hasretin yürekte kor gibi kalışı.
Mısır’da Mursi;
Zincirler içinde vakur bir duruş.
Gazze’de Haniyye, Sinvar;
Zulme karşı sabrın ve direnişin vuruşu.
Şeyh Ahmed Yasin;
Tekerlekli bir tahtta oturur,
Ama yüreğiyle yürür safların önünde,
İzzetin arşınlarında gezer,
Ruhuyla ayağa kaldırır ümmeti.
Çeçen diyarında, Şeyh Şamil;
Bir dağ gibi durur direnişin gölgesi.
Afganistan’da Ahmed Şah Mesud;
Dağların sesidir, özgürlüğün nefesi.
Bosna’da Aliya;
Sessizliğin içinden yükselen bir nida,
Vakarla yazılmış bir sabır destanı.
Ve nice isimsiz yiğitler…
Keşmir’de, Arakan’da, Doğu Türkistan’da,
Adı bilinmeyen ama semada anılan,
Geceleri secdeyle yoğrulan,
Gündüzleri cihadla kavrulan,
Rabbine adanmış hayatlar…
Biz hâlâ bu fani dünyanın meşguliyetinde,
Gözlerimiz ekranda, kalbimiz uykuda,
Onlar ise ebediyetin yolculuğuna uğurlanmış,
Şehadetle yıkanmış,
Rıza ile kavrulmuş,
Rahmetle kuşanmışlar…
Kayıt Tarihi : 30.9.2025 13:47:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.