En afili gelinlikleri giydirdim dünyalara
Belki de ayırt edemedim gelinlikle kefenin beyazını
Ölmenin ve yok olmanın beyazı, bir de ebediyet
Gittin ve herkes öldü demeyeceğim
Gittin ve herkes yaşamaya mecbur kaldı
Çünkü mecbur kalmak en büyük sancıdır
Geceler bilir kaç kez ölmeye mecbur kaldığını
Bir köhne meyhanenin masa örtüsü de keza
Bir de işte iskandinav markalı bira bardakları
Kaç çocuk aç kaldı bu kış diyorum
Kaç esnaf ay dolduramadan kapattı kepengi
Benim de pırlantamın karatı az diyorsun
Tabanı sızlayanların yarasından kime ne
Dünyayı içine alamadığı zaman solumda harp başlar
Bir kişiye bile tahammül edemeyen solun duymadan
Kayıt Tarihi : 10.5.2022 02:02:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Hüseyin Can Aydoğan](https://www.antoloji.com/i/siir/2022/05/10/ebediyet-ve-yokluk-arasindaki-beyazlar.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!