keskin bir satırdı
kendime indirdiğim
sarı yüzleşmelerden geçtim
suskunluk taş göğüs kafesimde
dudak boyu ağlamak neydi ki
acıda
darasız ağır çekerdim
“hayat önüne katar” derler adamı
ben hayatı sürüklerdim
ebabil kuşları neye benzer bilemedim hiç
görünmezdi geldikleri
adak çaputları asar zafer ötüşlerine
kazanır ve giderlerdi
çarmıha geri dönerdim
'ne var bunda?
herkes kendi çarmıhında'
demeyin sakın!
zor oluyor acılar
aklın teneşir tahtasına uzanmak
rahmin sıcak duvarlarıyla tanışmak
yeniden
yeniden
çok zor oluyor
ah gönül!
senin de bir beden dilin var
bazen papatya
bazen yılan
mezarlık kokusu taşır ebabil kuşların
kendimi yaralarım böyle
ateşe veririm iğde çiçeklerini
yürek kapkara
katran
bahar buğusunda naraların
hurdahaş olur da
kendinden yorulur mu insan
şimdilik yazı beklerim ben
yaz, ölüm için güzel bir zaman
söyle neye benzerdi ebabil kuşların?
(18 Mart 2004)
('Şikâyetname' - Hayal Yay. Temmuz 2010, Sayfa 14)
Naime ErlaçinKayıt Tarihi : 18.3.2004 14:32:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

kutlarım Sayın Erlaçin.
ebabile mahsus masalları kudurtuyor çocuklar..
ebrehem,filleri kışkırttı,göğün mavisi ebebilleri.
gönül dili,tercüme ve ilham kapısını kapatmış.Kar altında yolunu yitirmiş serçe şaşkınlığında..
anlama beni..hayra yorma dediklerimi..
Melih COŞKUN
kendinden yorulur mu insan//
öyle derin, öyle güzel, öyle şiirki...
bir damla gözyaşı bırakmak düştü bana dizelerinize..Sevgilerimle
TÜM YORUMLAR (7)