Mesut’cuğum! Eistor’da bir akşam üstü
Hani kahve içmiştik ya,güneş bize küstü
Ve batıyordu,renk cümbüşüydü dağın üstü
Íşte o hâtırayı hiç unutmıyacam mesut’cuğum.
Sen Kırıkkale’li, ben ise Balıkesir’li gurbette
Hele senin bedenin gurbette,gönlün ise firkatte
Hayatta ben en çok babamı sevdim
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Devamını Oku
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Hafiften bir rüzgar esse,
Biraz yağmur serpelese,
Biraz da toz bulutu,
Seni hatırlayacağım.
Bir ezan okunsa, felaha çağırsa,
Kahvemde birazcık acılık olsa,
Kırk yıllık insan da hatırı varsa
Güneş doğdukca seni hatırlayacağım.,
Kahvedeki tuzun tadı, dostluğumuzu anlatacak,
Bu şairin gönlünde Mevlüd-i hep olacak.
Birgün bu Güneş sana da doğacak,
Türkiye ye geldiğinde ben orda olacağım.
Birgün Bigadice sen de dönersin inşaallah,
Istediğin olacak çünkü; gönlünde var Allah,
O gün geldiğinde eistora doğru şöyle bir bak.
Seni elimde bir fincan, masamda tuzlukla bekleyeceğim.
Hakkını helal et sen bana hocam,
Benden tarafı helal hoş olsun.
Ne demiş atalar;
Bir şiirin ömür boyu hatırı olur.
Zamanın birinde, gencin biri, bir çay bahçesinde otururken oraya hoşlandığı, ilgi duyduğu bir bayan yaklaşmış, o sırada garson beyefendiden siparişi almak istemiş, O güzel bayanın gözlerine bakan genç heyecanlanıp,
- kahve ama tuzlu olsun demiş aslında çok şekerli istemekmiş amacı.
Gencin siparişini duyan, çevredekiler merakla ona bakmaya başlamışlar.
O da olayı kimseye çaktırmadan tuzlu kahveyi içmiş.
Tadının bozuk olacağını tahmin eden bayan gence, meraklanıp;
Neden tuzlu kahve diye sormuş?
Gençte;
- ben denizi olan bir yerde doğup büyüdüm, ve tuzlu kahveyi içtikce aklıma, anam, memleketim, sevdiklerim gelir.
diye bir yalan uydurmuş.
Bu bayanın çok hoşuna gitmiş, bu bahaneyle tanışmış, daha sonra da evlenmişler ve 40 sene mutlu bir şekilde yaşadıktan sonra beyefendi Hakkın rahmetine kavuşmuş. Ama eşine bir mektup bırakmış.
Benim canımdan daha çok sevdiğim, gömlümün sultanı,
Bunu sana yazmak, evliliğimizin bir yalan üzerine kurulduğunu anlatmak benim için kolay olmadı. Yaşarken bunu sana söyleyemedim, ben kahvemi çok şekerli içerim.
Ama senin bana yaptığın o tuzlu kahvenin tadını ben, hiçbir şekerde bulamadım. Ben seni öylesine sevdim ki? Bir daha dünya ya gelsem, ömrüm boyunca bulanarak ta olsa senin elinden yine tuzlu kahve içerim. Beni yalanımdan dolayı affet.
Seni seviyorum.
O yüzden tuzlu kahve dostluk, sevgi, saygı demek.
Anlatan Mevlüt bicik
Hocam sana biir siir borcum olsun.
ismi tuzlu kahve olsun.
Hosuma gitmez olur mu hic? Tabi ki cok duygulandim. tesekkür ederim.
Allah-u teala herseyi gönlüne göre versin. görüsmek dilegiyle.
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta