Sen, sen olda her çirkefe taş atma
Çimkirttiği kirlerinden iz olur
Nanik yapar diye kaşını çatma
Lâin iblisin gönlünde haz olur
Yâd elin adını diline alma
Malâyani deyip, müzevir olma
Sakın ha yemeyesin büyük dolma
Aterşe götürecek maraz olur
Kitabı elinde, çıkar gemeğe
Hakikat söyleyen ağzı büzmeğe
And içmiştir selim aklı ezmeğe
Azmeden ahmaklar serfirâz olur
Her aklına gelen şeyi söyleme
Sükût altın, gmüşe meyl eyleme
İhtikârdan sakın, şüpheli yeme
Aklına nefsine bed garaz olur
Bir kelâm üstünde kırküç kilit var
Kırküç defâ düşün sonra ver karar
Sıurı mahpus ettiğinde bahtıyâr
Senin esirinde işve nâz olur
Demirci gidip mücevher satma
Hedefi bulmayan okunu atma
Bülbülsen zekkuma konupda ötme
Kartal kayasında, gökte Bâz olur
Mükedder olma ha destelenip de
Nemruda yollanma postalanıp da
Eyyûb’un misâli, hastalanıp da
Her kışın sonunda mutlak yaz olur
Ana; kuzusunu alladığında
Kınalayıp cenge yolladığında
Cihad meydanında salladığında
Kılınç sesi cengâvere saz olur
Îlmin Şehri Habîb, kapısı Âlî
Kapı nöbetçisi İSLÂMİ deli
Resûlü zişânın gittiği yolu
Tuttuğunda sarp kayalar düz olur
12 Kasım 2019 Salı
Kayıt Tarihi : 12.11.2019 15:27:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!