…rüzgarın dili kanamış.
Üflediği suru kimse duymamış sanmış rüzgar
Atlas karanlığı yüklenmiş
usul usul
sonra öfkeyle...
Sormadım.
Kimse duymasındı.
Yalnız
tek tük ölülerin güldüğü toprak
Çaaaattt
-ladı
başsız bedenini yasladı çama
ve rüzgara
Öldüm. Bilirim…
Dudağımda simit kokusu
yüreğimde uzun bir ninni
Öldüm, bilirim
Sysiphus’un bütün söylenlerini
tam da enseme dayanmışken açlık
Şimdi kolum geriliyor
avucumda ağlayan bir şey var
Sen de bilirsin belki?
O an avucumun içindeyim
Peynirden,
ensemden doğar gibiyim
En uzak yere fırlatacağım kendimi
gecede zambak kokusu
gecede çöp kokusu olacak
Ve tekinsiz bir sessizlik…
Çocukken çömelip ağlamıştım ya hani?
köşe başında bir yanıp
bir sönen
sokak lambasının aydınlattığı kaldırımda.
ilk ben düşeceğim oraya
sessizlik bozulacak!
(01.02.2011 Buazizi’nin anısına ve Mısır’ı selamlayarak...)
("Düş Günü" dosyasına ait şiirlerden biridir.)
Kayıt Tarihi : 3.3.2014 11:36:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!