Duygulu Şiirlerim Şiiri - Mustafa Kartal

Mustafa Kartal
98

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Duygulu Şiirlerim

DUYGULU ŞİİRLER

Ay yorgun,güneş yorgun,âsüman yorgun
Ne oldu ırmaklara,dereler neden durgun
Ömrümüz görmedi hiç böylesine vurgun
Bu sancılı günlerimiz ne zaman bitecek

Güller ne zaman yine gönüllere açacak
Bülbüller ne vakit ötecek,güle koşacak
Sevdâlı yürekler,mahşerde mi buluşacak
Korkarım bahârımız hazân olup gidecek

Söyleyin bizlere siz,toplumun bilginleri
Nerede,sâhillerin vazgeçilmez gezginleri
Neden fayton sâhipleri,bırakmış dizginleri
Acep daha başka kimler,kimleri yitirecek

Caddeler mi tenhâ,bana m’öyle geliyor
Sokağın sırlarını şimdi hayvânat biliyor
Kimi düşünüyor çok derin,kimi gülüyor
Sessiz bekleyiş korkarım ki bizi bitirecek

Dertli kalemle sen ne demek istersin deli,
Hak,derman vermedi mi ki,dertleri vereli
Bu hayatta kalmak Hüdâ’dan münâvebeli
Kimbilir dünyaya yeni bir nizam getirecek

Mustafa Kartal

***

Adam gibi söz veren,aslâ caymaz sözünden
Vefâsızsa bir insan,zâten anlaşılır gözünden
Neden gidilmez ki sanki doğru yolun izinden
Körle yatan şaşı kalkar,vefâsızlar yüzünden

Bazen çok seversiniz,sanki başınızın tâcı
Tüm dertlerinizin,hem tabîbi hem de ilâcı
Gönül şimdi neden,sevdiğinden dâvâcı
Bir hercâîye güvenmek,Allah’ım ne acı

Sizi sık boğaz eder,tüm yapılan hile
Efkâr dağıtmak ister,inersiniz sâhile
Peşinizdedir kara kediler,tam âile
Yine efkâr basar,kurtuluş yok nâfile

Anılarda kalanlar var,gülleri kırmızıydı
Hâfızaya işlenen,parlak Zühre yıldızıydı
Şimdi dilimiz de unutulmaz şarkı kaldı
O bakış bir an mıydı,o gülüş yalan mıydı

Mustafa Kartal
***
Bir âteş-i sûzan ki can evimi yakmak ister
Bir yangının külüne kor ateşi koymak ister
Sızlayan yaraya şimdi bir tuz ekmek ister
Kora âşık bedendir bu,yoksa ateşe akar mı

Ferman çıksın ruh gönderilsin odlar içine
İster bu vücut sokulsun kızgın yağlar içine
İsterse bu beden düşsün bir yanardağ içine
Gönül ateş olmuş zâten,ateş ateşi yakar mı

Mustafa Kartal
***

Artık gelecek sanma,sen onu düşte gör
Aya çıksan ne fayda,sen gözden düş te gör

Âğuyu,gül motifli kâse ile ihtiramla sunarlar
Aldanma,her sâfiyete,hele sen onu iç te gör

Mazrûfa bakıp,içinde îlânı aşk var sanma
Belki hayâtın değişir,sen onu bir aç ta gör

Delilin sağlam ise,tut pirinin eteğinden
Ahkâm kesme âdem,hele bir uç ta gör

Neden hep tâkiptesin hayatta acı çekersin
Aklını kullan gel,sen bir defa da kaç ta gör

Hep uzaktan seyredersin yabâni kuşları
Gel bir de sen gönülden yem saç ta gör

Gördüğün bir âşifteyi sokak dilberi sanma
Hele sen onu başındaki o süslü taçta gör

İnsanları,ne sâkin bir hayat sürer sanırsın
Hadi sen o pek sâkinleri,bir de maçta gör

Ez cümle,düzgün yaşa,paylaşımcı ol sen
Dostlar arasında hep kendini revaçta gör

Mustafa Kartal
***

Bir gözleri âhu gibi bezme geldiniz
Önümüze rengârenk güller serdiniz
Rebâbî nevâda,siz hülyâda gezdiniz
Mutlu gecenin sâkîsi,bugün sizdiniz

Aşk meclisine,muhabbet getirdiniz
Şu kederi kasâveti,silip bitirdiniz
Meyhâne sırrını huzûra getirdiniz
Mutlu gecenin sâkîsi,bugün sizdiniz

His yollarından geçip giden,izdiniz
Nice düşlerde,hayallerde gezdiniz
Açığa çıkmazdan evvel bir gizdiniz
Mutlu gecenin sâkîsi,bugün sizdiniz

Mustafa Kartal
***

Bu dünyada,gurbettesin,gurbette
Bir gün sılaya kavuşursun elbette
Sabır,zikir,şükür,hep şiârın olsun
Bunlar,hep içine doğsun halvette

Bu nizâma uymak,sendeki basîrette
Ruhun güzelliği,bedendeki asâlette
Ömrün güzelliği,yaşanan selâmette
İlim,halim,selim,hep muradın olsun

Mustafa Kartal

Bâzen nedense artar kederim
Ruhum sıkılır da dalar giderim
Birden hayâlin gelir gözüme
Ne hüzün kalır,ne bir derdim

Başa gelen çekilir mukadder
Olsa da bâzı anlar mükedder
Bir ruh meleği beni mutlu eder
Güzelim hayâtı sende gördüm

Göze yazılan şarkılar dinledim
Efsun ne imiş o anda anladım
Bülbül oldum nağme söyledim
Sana gönlümden bir gül verdim

Plakta bir uşşak şarkı dinlemiştik
Bu bizim şarkımız olsun demiştik
Ne mutlu günlerdi,hep sevinmiştik
Yine o şarkı çağırdı ve işte geldim

İyi ki varsın yanıımda cancâzım
Bana cihanda cana,can lâzım
Ancak sana geçti hayatta nazım
Geçsin Târihe,seni çok sevdim

Mustafa Kartal
19 nisan 2019 Pazar
A N K A R A

***
Bir bilmece vardı o ilk bakışta
Yandı yüreciğim bir kara kışta
Bir hisli akşam,şimşek çakışta
Kederimi azdıran ıssız geceler

Anıyordum adını,yıldız sayışta
Samanyoluna şu gözler kayışta
Bestemizi her zaman dinleyişte
Kederimi azdıran sessiz geceler

Görmedim teselli,dostluktan yana
Sırdaş olduğumuz günden bu âna
Kahrımı sana derim,sitemim sana
Kederimi azdıran eşsiz geceler
Mustafa Kartal
***

Bize ayakları yere basan dost lâzım,
Sevgi lâzım,muhabbet lâzım
Her uçurtma gibi havalanan kişiyi
Takip edip havalanmak mı lâzım

Bize,okumak lâzım,ders lâzım,
Güzel ârifler ile hoş sohbetler lâzım
Her tâze hıyarım var diyenin
Ardından tuzlukla koşmak mı lâzım
Mustafa Kartal
***

Bahar geldi,güller açtı,etraf oldu lâlezar
Nevbaharla bülbül eyler,zâr üstüne zâr
Özlemim saymış olsam,bilmem kaç hezâr
Neden hiç çıkmıyor zalim,yoluma benim

Gülizarda çıkar dostlar,birbirini görmeye
Birbiriyle yarışırlar,sevgilerin vermeye
Uşşakın hazinesidir,ömürlerine sermâye
Neden hiç girmiyor zalim,koluma benim

Meydan-ı aşkta zevkü sevda,gülşen olur
Gök mâvi,toprak yeşile bürünür,şen olur
Mehtap rû’ye düşünce,bir sen,bir ben olur
Neden gülüp geçmiş zâlim,halime benim

Neden zâlim neden,sen ayrı,hep ben ayrı
Ne baharın,ne de yazın,hiç olmuyor hayrı
Anlarım ki,fayda yoktur bana,gülden gayrı
Neden nazar değmiş zâlim,gülüme benim
Mustafa Kartal
***

Bunca cefâ revâ m’oldu,gönül leylü sabah ağlar
Titrer alev,söner ışık,yâr uğruna Mihriban ağlar

Kızıl gonca,boyun bükmüş emektar bağbân ağlar
Çiçekler yaprağın dökmüş gören ağlar,duyan ağlar

Bir gariban canın vermiş,salâ verip yayan ağlar
Melek gelip suyun dökmüş bu bedeni yuyan ağlar

Musallâya garip konmuş,dilde duâ duran ağlar
Tüm âşıklar saf saf olmuş,namazını kılan ağlar

Bülbül kanadını yolmuş,haykırır da figân ağlar
Ağlarsa analar ağlar geri kalan hep yalan ağlar

Kıvrım kıvrım akan dereler ağlar umman ağlar
Yaradılmışlar ahvâline, fezâ ağlar âsümân ağlar

Musîbetten nasip alan,her rûz-i şeb,nehâr ağlar
Öten kuşlar boyun bükmüş,mahzun ilk bahar ağlar

Yüce kudrete teslim olur,ağa,paşa,çoban ağlar
Nice ezhârı zâyi olan,gönlü dertli bağban ağlar

Yeryüzünde tüm kıtalar dün gülerken bugün ağlar
Gün olur beşeriyyet,Hak‘ka döner,Hak'ka ağlar

Mustafa Kartal
***
BÎÇÂRE ARŞİVLER

Faceden video nasıl iner,bilene haber saldım
Tarif eden çok oldu,bir bilenden akıl aldım
Ne zaman bir Video açsam üste çıkar download
Sevdim programı önce hayretten bakakaldım

O indirdikçe videoyu biz arkamıza yaslandık
Dar-ül acezenin miskinleri gibi beslendik
Şimdi o kadar çok videomla doldu ki sandık
İnanın gına geldi bu işten de çok usandık

Hard-disk şarkıyla türküyle doldu taştı
O kadar doldu ki artık kapasiteyi aştı
Bir düşündüm,bu işin sonu nere gider
Dediler seninle bunlar da mezara gider

Sıra sıra kasetlerim CD lerim ne olacak
Korkarım ki,arkamızdan hepsi çöp olacak
Bunları düşündükçe,ne şarkılar gelir akla
Acaba ellerim,böyle boş,boş mu kalacak

Gönül dostlarıyla meşklerimiz hep duruyor
Kalbimin düm-tek leri o günki gibi vuruyor
Yüreğim,gönlüme şöyle baktı,içini döktü
O dem işte içime derin bir tahassür çöktü

Bir hüzün çöktü içime bunları duyunca
Biriktirmiştim onları bir ömür boyunca
Bir teselli ver dedim,bana ey bad-ı saba
Dedi,ne beis ki,unutursun toprak olunca

Mustafa Kartal
***

Biz birimizi biliriz
Hep canımız veririz
Allah izin verirse
Hasta olsak geliriz

Dostu kadim tanırız
Çağırmadan varırız
Özlem,sîneye vursa
Birkaç sene kalırız

Vuslat güzel gül imiş
İkram süzme bal imiş
Hasbihal bir hal imiş
Gülden,baldan alırız

Kul,kulu ne çok sever
Bir sevgi,günah savar
Her sevgide bir göz var
İnsanız biz kıskanırız

Rab verir,hazîneden
Hissederiz sîneden
Biz bu kadri bilmeden
İnsanlardan sanırız

Kartal söyler son sözün
Hak’ka bağla sen özün
Sürmek için Hak izin
Aşkla O’na sarılırız

Mustafa Kartal
***
Cennet mekân atalarına fâtihalar gönder,hiç gaflete dalma
Kim duyar ki nesline,ömür boyu,bu iştiyaktan himmet gibi

Taşradan kolay sanılır,zinhar her söylenen adrese kanma
Çekmedi istanbul bunca sikleti meydân-ı Sultan Ahmet gibi

Ecdattan,mirasları asırlardır hakkıyle koruduk biz sanma
Hiçbiri korumalı olamaz,kutsal emânetimizde,zimmet gibi

Nice Enbiyâ-ı muhterem gelip geçti olmaya Ahmed gibi
Çekmedi îlâyı kelimetullah için başkası,bu zahmet gibi

Ne istersen Hak’tan iste gönülden,el açarken gâfil olma
Kim,nasıl sarabilir ki seni Hüdâ’dan başkası Rahmet gibi

Sağnak sağnak dağıtılan aff-ı şâhâneden mahrum kalma
Başka var mıdır ki,affa mazhar, Rahmân'dan merhamet gibi

Sakın kîl-ü kâl'den,gıybetten,islâh et nefsini,oynaşa salma
Hangi esbâp seni ayakta tutar,çelik îmanlı metânet gibi

Kurtul şu üstündeki sıkletten,aman gaflete dalma
Kişi noksânını bilmekle yücelir,idrâk-ı nedâmet gibi

Derd-nâkten âzâde olanlar,ne yaparlar ki diye gülme
Hoştur,âdemin kâinâtı dolaşması özgürce selâmet gibi

Mustafa Kartal
***
Câm-ü cem olmuş güllere
Şebboylara,sümbüllere
Sevgi dolan gönüllere
Müheyyâ olasım gelir

Zâkirlerin sabahında
Dervişlerin dem âhında
Şöyle bir aşk dergâhında
Bir kıyam durasım gelir

Dalabilsek sîretine
Bir muhabbet niyetine
Âriflerin sohbetine
Gönlümü salasım gelir

Kaşık bansam çorbasına
Hayran idim bal tasına
Alimlerin sofrasına
Er vakit varasım gelir

Sığınırım gölgesine
Âşıkânın halkasına
Böylece aşk deryâsına
Meşk ile dalasım gelir

Mustafa Kartal
***
BİZE BİR ELİ TUTMAK İSTEDİK TE,DEST Mİ YOK
ÂŞIKLAR GÖRMEK İSTEDİK TE,BİZE MEST Mİ YOK
KIBLEGÂHI MURAT ETTİK TE,BİZE POST MU YOK
GÖNÜL ELİMİZİ UZATTIK TA,BİZE DOST MU YOK

GÖNÜL,SEN UZAT DÂİMÂ,BIKMADAN DOST ELİNİ
DERT EYLEME,UZANAN ELİ GÖRMEYENİN HÂLİNİ
SABRIN SONU DERLER Kİ İLLÂ SANA SELÂMETTİR
KOKLAMASINI BİL,BULURSUN BİR GÜN GÜLÜNÜ

TOPRAK,MÜMBİTTİR,EMEKSİZ TOHUM EKİLMEZ
FİLİZ,KIVAMA GELMEDEN,FİDE OLARAK DİKİLMEZ
RÛHA,PİŞMEYEN EZVÂKTAN BİR KUPLE VERİLMEZ
ŞU FÂNİ ÂLEM DOST OLMAZSA,BİTMEZ,ÇEKİLMEZ

DOST BAHÇESİ GÖRDÜM,DOSTLAR ÜLFET EYLEMİŞ
CAN KULAĞIYLA DİNLER,HOCA NELER SÖYLEMİŞ
O ANDA,GÖNÜL CÛŞA GELİR DE DÖKÜLÜR KELÂM
HANDÂN GÖNÜLLERE İŞTE HEP VERİLİR SELÂM

SERİLİR ALTINA İNCİLİ KAFTAN MİSÂL POSTLAR
FAKİRHÂNEDEN EKSİK OLUR MU HİÇ DOSTLAR
BİLGELER,UŞŞÂKINA,GÖNÜL AŞKIYLA SESLENİR
RAHLE ÖNÜNDE KİM BİLİR KAÇ GÖNÜL BESLENİR

TEMÂŞÂ EYLEDİK,Kİ,DOSTLAR CÂM-Ü CEM OLMUŞ
İFTİRAK,VUSLATA DÖNMÜŞ,DEM BU DEM OLMUŞ
ÜLFET DÂİM,MUHABBET KÂİM,HOŞ KELÂM OLMUŞ
GÜLŞENDEKİ,ÂŞIK-Î DİLDÂRA,HASBÎ SELÂM OLMUŞ

İLÂHİ,GÖNÜL DOSTLARINI SEN KILMA MÜKEDDER
KIL ONLARA,YA RAB! CENNET-İ ÂLÂYI MUKADDER
SENİN RIZAN İÇİN KOYMUŞLARSA DÜNYADA ESER
EYLE,NEBİ SANCAĞI ALTINDA CEM-İ MÜYESSER
Mustafa Kartal
***

Dışarda hayat var,sen yatarsın
Hayâlen üretir,meyâlen satarsın
Züğürtlüğe de şimdi,kaş çatarsın
Sen ne iş tutarsın,Allah aşkına

Güvendiğin,makam saltanat gitti
Lânet şeytana uydun,günâha itti
Ömürler geçip gitti,erzaklar bitti
Sen şimdi ne satarsın,Allah aşkına

İşlediğin seyyiât,senin boyunu açtı
İblis gelip mekân kurdu,melekler kaçtı
Aklın başka söyledi,nefsin öne geçti
Daha başka ne yaparsın,Allah aşkına

Aklını,fikrini hep,mal hırsı bürümüş
Haram kazanç ! almış başını,yürümüş
Haramzâdeleri de,peşinden sürümüş
Söyle sen kime taparsın,Allah aşkına

Haydi ya Allah demek,ilk hareket
Besmeleyle,erken kalkmak mârifet
Aş sabahın,iş sabahın,budur bereket
Sen daha ne yatarsın,Allah aşkına

Mustafa Kartal
***
ELİM SENSİN,KOLUM SENSİN
ÖZLEDİĞİM YOLUM SENSİN
SAĞIM SENSİN,SOLUM SENSİN
GÜL KOKULU NÂDÎDEM

GÖZÜM SENSİN,SÖZÜM SENSİN,
TÜRKÜ YAKAN SAZIM SENSİN
SİTEM ETSEM NAZIM SENSİN
GÜL KOKULU NÂ DÎDEM

YAZIM SENSİN,KIŞIM SENSİN
ŞAKRAYACAK KUŞUM SENSİN
GECEM SENSİN,DÜŞÜM SENSİN
GÜL KOKULU NÂDÎDEM

CANIM SENSİN,KALBİM SENSİN
GÖNÜLE SIĞMAZ ALBÜM SENSİN
KOKLADIĞIM GÜLÜM SENSİN
GÜL KOKULU NÂDÎDEM
Mustafa Kartal
***

EY MECLİSE TÂLİP OLAN MÜPTEDÎ KİŞİ
HAMI OLDURMAKTIR HOCANIN TÜM İŞİ
OLMAK İSTERSEN PİŞEREK YANMAYI
AZMİNİN ÖNÜNE HİÇ KİMSE GEÇEMEZ

BULUTLAR SEVDALANSA YERE DÜŞSE
KATRESİNE DAHİ KİMSE PAHA BİÇEMEZ
HER BİR ZERRE UŞŞAKA ŞERÂP OLSA
BÎ BAHT OLANLAR,BİR YUDUM İÇEMEZ

MECLİS-I AŞKTA,EDEP,ÂDAP SORULUR
ÂŞIKÂRDIR,CANLAR CÂNANA SARILIR
HEP YÜREKLER ARŞ-I ÂLÂDA GÖRÜLÜR
YOKSA GAYRET KANAT OLSA UÇAMAZ

KATIL MECLİS-İ UŞŞAKA,YANMAYA GEL
EBÂ CEDDİN NEYLEMİŞ Kİ,ANMAYA GEL
SEN DE BİR GONCE GÜLE KONMAYA GEL
YANAN GÖNÜL,BAŞKA EZHAR SEÇEMEZ

Mustafa Kartal
***

Ey kokusu,derdimin tezâhürü gülüm
İnan ki,sensiz tutmaz hiç elim,kolum
Ne zaman,gönlüne düşmüş ise yolum
Ararım,göklerde hem de yerde özümü

Dedim,Yâ Rab,çıkar bizi aydınlıklara
Sorup durdum,âsümandaki arkadaşlara
Hayâlini tuttum gece zifîri karanlıklara
Görürüm diye hiç kırpmadım gözümü

Çok aradım,şâhidim kışım ve yazım
Hiç eksilmeden,arttı yürekte niyâzım
Aşkla çağırdım,seni çok çıktı âvâzım
Dalgalansın diye dağa vurdum sözümü

Çok koşunca,yoruldum şu dünyadan
Gündüz yoksan,ne anladım rüyâdan
Beste yaptım,her gördüğüm hülyâdan
Ancak sen kesersin aşırı giden hızımı

Gönül muhabbeti,aşıka,şevk salınca
Mevlâm,nasipleri hep hayırlı kılınca
Nesillere uzanan yollar,bizden olunca
Tellerine bağlarım zülüflerine sazımı

Mustafa Kartal
***

Ey,kârun kadar zengin rûhu fakir kişi
Çok yükseğe çıkanın mutlak olur inişi
Yıllarca hayâl kurdun,yapamadın finişi
Allah’ın mutlak bir adâleti vardır yâni

Helâl bilmez,haram bilmez,götürdün
Şerefini yitirdin,tüm dostların bitirdin
Ağrımaz başa bunca belâ getirdin
Sen hiç ölmeyecek misin behey fânî

Hangi soysuzun ensesine takıldın
Hangi deyyusa kaç parayla satıldın
Seni seven tüm kalplerden atıldın
Nerde îtıbârın,şerefin nerde hani ?

Câhil insanları nasıl da kandırdın
Bir elin yağa bir elin bala bandırdın
Şimdi tam bir drakolayı andırdın
İlân mı ettin kendini mehdi-i sâni

Mü’minim dedin nasıl insana kıydın
Yıllardan beri şeytan kılığında mıydın
Sen Türk milletini hiç yok mu saydın
Şimdi olduk terörist olduğuna kânî

Annen seni doğururken ıkınmadı mı
Doğunca kulağına ezan okunmadı mı
Vücûdun tertemiz suyla yıkanmadı mı
Sen nasıl bir mahlûk oldun behey cânî

Dilerim Allah’tan acı çekerek ölesin
Bunca Şehit âilesi ahı vardır bilesin
Toprak mâsum,böyle leşi neylesin
Dilerim ki,cennet yüzü görmeyesin

Mustafa Kartal
***
Ey ! gönül,nedir bu günlerce tuttuğun yas
Gün olur açılır gönül kapısı,çağırır bir ses
Cümle garip,gureba duâ ederek bekleşir
Adak dileğin tuttu ise,şimdi kurbanın kes

O kadar yürekten çağrılır ki dost bâzen
Gönül dile geliverir aşkla gel diye diye
Hasretlik çokça sürdü mü ısrar çoğalır
Gelmişken sen,birkaç gün kal diye diye

Mustafa Kartal
***

2020 yılının Nisan ayının 3.gününde korona virüs
nedeniyle evlerde zorunlu olarak kaldığımız
günlerde kaleme alındı.

EVDE MAHSUR KALAN KİŞİ
SEV BİR MUHABBET KUŞU
EVİNDE BULURSUN HUŞÛ
BU DA BİZLERE RAB'BİN İŞİ
Mustafa Kartal
**

Benim güzel,minik kuşum
Seni sevmek,benim işim
Muhabbettir,benim aşım
Sen,hangi diyâr meleğisin

Kafeste,minik yemlerin var
Sevilecek,çok günlerin var
Seninle oyun,stresi savar
Sen,hangi yurt kelebeğisin

Sana bakan,göz dinlenir
Sen konuşsan,söz dinlenir
Ezberler,ardarda söylenir
Evlerin,ayrılmaz bebeğisin

Boncuk gözlüm,tatlı dillim
Mesrur olur,seninle kalbim
Hem öğrenci,hem mürebbim
Sen,hangi bağların gülüsün

Bu günler,efkârlıyız meleğim
Sen sağ olasın tek,kelebeğim
Ayrılma,n’olur bizden gülüm
Sen,gönüllerin bülbülüsün ..
Mustafa Kartal
***

Hopla zıpla,haydi hoppacık
Hadi gel parmağa,birazcık
Ne de hoş dersin ki,babacık
Benim güzel,minik kuşum

Ne demiş şâir,yaralı kuşum
Aşka düştüm ben,sarhoşum
Muhabbetten Muhammed'e
Tâ ! gönülden,vurulmuşum
Mustafa Kartal
***

EY FÂNÎ !

NEDEN KENDİ YOLUNDA GİDERKEN,BAŞKASININ YOLUNA TAKILIR GÖZÜN
HİÇBİR HAK DEĞERİ YOK,MEMNÛ YOLLARA BAKIP,İFÂDE ETTİĞİN SÖZÜN
OYSA SEN,SEN OL,BAŞKASI DEĞİL,ÇEK DÎDELERİN MEMNÛ YOLLARDAN
YALNIZ SENİ HATIRLATSIN,YÜRÜDÜĞÜN KULVARDAKİ BIRAKTIĞIN İZİN

EY FÂNÎ !

DÜŞÜNCENLE İCRÂATIN FARKLI,NEDEN İKİ RUH TAŞIMAYA ÇALIŞIYORSUN,
OYSA SEN,TOPRAĞA GİRİNCE,HUZURA TEK RUH TESLİMİ İÇİN YAŞIYORSUN
SAMÎMİYET ZÂHİRDİR,HERKES BİLİR,TAKİYYEDEN,ALMAZ RÛHUN BİR GIDÂ
GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OLMAZ,OLDUĞUN GİBİ GÖRÜNMEZSEN,ŞAŞIRIYORSUN

EY FÂNÎ !

YAPTIĞIN GÜZEL BEĞENİLERİ,SANKİ KENDİN Mİ YAPTIĞINI SANIYORSUN
BEN,DİYEREK HER ZAMAN,AYAKLAR YERDEN KESİLMİŞ DÖLAŞIYORSUN
BİR MÂNEVÎ TOKAT YERSİN,ALLAH ETMESİN,
MÜFLİS TÜCCARA DÖNERSİN
HER BAŞINI YASTIĞA KOYUŞTA DÜŞÜN,GÖRECEKSİN
HADDİNİ AŞIYORSUN ..

EY FÂNÎ !

İLTİFAT EDİP,DUÂ EYLE,FÎ-SEBÎLİLLAH SANA
GÖNÜL AÇMIŞ DOSTLARINA
BAŞARIN-ÇÜN,SAĞLIĞIN-ÇÜN YÜCE RABBE,
HEP NİYAZDA BULUNANLARA
GÖNÜL KÂBESİ PEK NÂZİKTİR,SESE DUYARLIDIR,SAKIN SERT KONUŞMA
GAFLETE DÜŞÜP HIRSLARA KAPILMA,GEZME
İBLİS İLE DOLAŞANLARLA

EY FÂNÎ !

KİM Kİ,BİLGELERLE ÜNSİYET EDER,YOLU AÇIK OLUR,DÜNYÂDA EZİLMEZ
NASÎHATLERDEN DERS ÇIKAR,BU SÖZLER BESTELENMEK İÇİN YAZILMAZ
NEFİS MUHÂSEBESİ KADAR,İNSANIN TERAPİSİ BAŞKA YERDE BULUNMAZ
KALP GÜZELLİĞİ,ÎMANDANDIR,BU MİNVAL İLE YAŞAYAN HİÇ ÜZÜLMEZ .
Mustafa Kartal
***
Eline tutuşturulmuş bir uyuşturucu
Bilmem nere varacak bunun sonucu
Çocukları akılsız saymak kimin suçu
Aklına tuzak kuruldu uyan ey gençlik

Hiç tanımamıştır Mevlâna Celâleddîni
Sorsan bilmez ki,mîmar Kemâleddîni
Selçuklu pâyitahtını,sultan Alâeddîni
Bunlar size soruldu,uyan ey gençlik

Uyu diye kurulmadı ki Cumhûriyetin
Tadını akıllı çıkar evlât sen Hürriyetin
Senin için savaş verdi hep zürriyetin
Öğüt veren yoruldu,uyan ey gençlik

Rahmet yağıp ıslanacaksa yerler
Bulutlar Mevlânın aşkı ile gürler
Cennete uçan sayısız er oğlu erler
Vatan için vuruldu,uyan ey gençlik

Sen uyutulurken dünyâda neler oluyor
Zulümler artıyor,müslümanlar ölüyor
Boş işlerle uğraşma Rahmân görüyor
Gece bitti,sabah oldu,uyan ey gençlik
Mustafa Kartal
***
Gariptir,gülle bülbül halleri
Lâl m’oldu,konuşmuyor dilleri
Semâya el açar,gönül elleri
Uzaktan seyreyler yâr garip garip

Üstüne de,dertler derdin üstüne
Mevsim baharken,yârin kastı ne
Selâmı keser çok ezelî dostuna
Gönül yitiği arar pek garip garip

Bir yürek vardı sevmeyi bilen
Bir el vardı akan eşkimi silen
Vuslat denildi mi âdetâ gülen
Makberden bakar can garip garip
Mustafa Kartal
***
Gül olur hayal,dolaşırsa gönülde seninle
Boy boy olur papatyalar,çağırırsa sevgiye
Bülbül olur diller,katınca aşka muhabbet
Mor menekşe,sümbül olur bahar gelince

Gönül,ne de çok arzular,özleyince doğayı
Yudum yudum çeker yaşamakla şu hayatı
Ne kadar şükretsen azdır ey ! insanoğlu
Yaratılan her nesnenin sunduğu bu rahatı

Bahar gelir,mor menekşe sümbül olur
Aşka muhabbet katan diller bülbül olur
Sevgiye çağırır papatyalar boy boy olurSeninle gönülde dolaşan hayal,gül olur
Mustafa Kartal
***
Gök kubbe altında hayat,yemyeşil sunulmuşken
Nedendir ki hiç,süslenmez gönüller,gülgûn gibi

Daha,nice hoş yaşanacak günler varken hayatta
Nedendir bilmem,nedendir mevsimler ölgün gibi

Hayat Hak’tan bir nîmet,engin bir deniz misal
Nedendir ki,neden bilmem,çehresi durgun gibi

Nice,türüm türüm açacak güller varken baharda
Nedendir ki,neden bilmem açmadan solgun gibi

Seneler,yıllanmış şarap gibidir derler,geçtikçe
Nedendir ki,neden yıllar,geçmeden yorgun gibi

Sevgiyle yuğrulmasaydı,kutuplar,ulular,âşıklar
Ya hiç,erilebilir miydi sırrına Yunus miskin gibi

Eski hatıralara bakarım da,geçivermiş dün gibi
Neden gönül,nedendir ki,bu hayata küskün gibi
Mustafa Kartal
***

Güzellik mi cehren yalan
Var mı sende bâki kalan
Beni dertten derde salan
Uç demeden uçan dünya

Hani nerde can ve cânân
Kalmadı sultan Süleyman
Ömür biter döner devrân
Yüze gülüp kaçan dünya

Yitirdim ben var mı gören
Soruyorum ki nerde bilen
Kalmadı göz yaşım silen
Görünmeden geçen dünya

Görünmeden geçen dünya
Yüze gülüp kaçan dünya
Uç demeden uçan dünya
Dosta kefen biçen dünya

Vefa dedik duymaz oldu
Sefâ dedik bilmez oldu
Ne istedik vermez oldu
Suyunu kendi içen dünya
Mustafa Kartal
***
Gönlü susayanlar hiç susuz kalmasın
Yüzmeyi bilmeyen deryâya dalmasın
Garip gönüllerde elem,hicrân olmasın
Muhabbetim sana deyip kandırma lâle

Yandı gönül sevdâdan buhurdân oldu
Yüreğe ekilen tohumlar lâlezâr oldu
Sorduğum tüm çiçekler kaç hezâr oldu
Beni sevdâsız mezara gönderme lâle

Benzetme bendeni mahzûn melâle
Senin çün düşmüşüm ben bu hâle
Gönül ne aş ister ne başka nevâle
Boynun büküp te öte dönderme lâle
Mustafa Kartal
***

Gönül yaşının genç olması ne kadar güzel
Okuyoruz birlikte şarkı,türkü,hoyrat gazel
Saklambaç bile oynuyoruz şu sanal âlemde
Şükür ki yaratmış güzel gönüller Bâr-i ezel

Orta oyunu seyrederdik,yâr bana bir eğlence
Binbir gece masalları vardı her hafta dinlence
Yurtan seslerden de Ahmet Sezgini dinleyince
Sanat,sanat için olmayınca bilirdik mübtezel

Sokakta çelik çomak,havuzda kağıttan kayık
Bulunmazdı evlerde ne câriye ne de halayık
Bir su böreği yapardı analar,ağızlara lâyık
Salem ağacı kökünden çeşni olurdu hazal

Akşam olmadan rastgele sofralar kurulmaz
Eline sağlık denirse yemek yapan yorulmaz
Bamya az yağlı etli ise lezzetine doyulmaz
Bir de misâfir varsa o sofra ne kadar güzel

Anlatılacak daha çok şey var da dostlarım
Gönlümde ben tâ çocukluğumu beslerim
Söyledikçe, yeniden doğar tüm hislerim
Özelimizi açtık,hep beraber olduk tüzel..
Mustafa Kartal
***
GAM VE DOSTLUK

Gönül hep âteşlere yanar
Dîl’i tîr-i müjene bağlar
Sonra sûzinâk olur yanar
Gamla ateş dosttur sana

Rânâ diye bir yâr seçer
Sonra,şarabın kendi içer
Yaz yağmuru çabuk geçer
Gamla sabır dosttur sana

Yüzü hiç solmaz sanır
Aynaya bakar,aldanır
Giden gider yalnız kalır
Gamla firak,dosttur sana

Üç gün sonra bulurlar na’şın
Duâ bile okumaz yoldaşın
Öksüz kalır kabir taşın
Gamla mâtem dosttur sana
Mustafa Kartal
***

Güzel gönül,güzellik görmek ister
Güzel sevmek,her güzelin bahtında
Güzele bir armağan vermek ister
Güzele selâm,her güzelin tahtında

Nice tahtlar,güzellere baht olsun
Nice bahtlar,güzellere taht olsun
Pek yakışır,güzele taht,aht olsun
Güzel selâm,her güzelin bahtında

Tutumlu olan,aklını kullandırır
Güzel sözler,dilleri ballandırır
Bir güzel ki,suskunu dillendirir
Güzel kelâm,her güzelin tahtında

( Beste - Suat Yıldırım – Hicaz )

Mustafa Kartal
***

Gülizâr suskun,vîran olmuş girilmeyi
Gonceler boyun bükmüş,su verilmeyi
Çiçekler,güller sitem eder,derilmeyi
Nasıl da bekleşirler yeniden,dirilmeyi

Gülizâr gibi gönül de,ister sorulmayı
Şebâbet çağında,en güzel görünmeyi
Çiçekler gibi,güller gibi hep derilmeyi
İkram edip gülmeyi,candan sevilmeyi

Bir katre SU dur can,cana can katan bilir
Gülşende bülbüllere bir ışık tutan bilir
Sevdânın doruğunu gönülde yatan bilir
Bağban öğretir ancak,ezhâra gülmeyi
***
Güneş doğar gül açar,kış bahara kavuşur
Gönül kuşları uyanır,dillerince konuşur
Muhabbetin neş’esiyle göz,göz ile tanışır
Nevbahârın gülleri sarhoş eder insanı

Gün,coşku günüdür,çemenzârın,lâlezârın
Gülşenle muhabbet günüdür şimdi hezârın

Gülizârın güllerine beste yapar bülbüller
Kıskanır bu besteyi,papatyalar,sümbüller
Çiçeklerle donanır,aylar,haftalar,günler
Bu sevdânın yolları bir hoş eder insanı

Gün,coşku günüdür,çemenzârın,lâlezârın
Gülşenle muhabbet günüdür şimdi hezârın
Mustafa Kartal
***
Ey gamzesi özünden,gül âşinâ
Yürekten bir şarkı verdim sana
Çalsın sâzende,nevâdan bugün
Bu gönül tahtımı sundum sana

Nev bahârımsın,gonca gülüm
Bu gönül tahtımı sundum sana

Ey mah yüzüne hayran olduğum
Vuslatından pür-nâlan olduğum
Cevri cefasında derman bulduğum
Şu gönül tahtımı sundum sana

Nev bahârımsın,gonca gülüm
Şu gönül tahtımı sundum sana
Mustafa Kartal
***

Hüzün girerse kalbe,eşkim akar,sel olur
Âşina kalmaz ki gözlerde,cânân el olur
Hele bir yanmaya görsün gönül,kül olur
Kül oldu mu beden,alev ağlar,ateş ağlar

Nâ ümîdi aşk olunca,cânân çehresinde
Tebessüm yok olunca,yârin handesinde
Muhabbet zâyi olunca,sazın perdesinde
Âşıklar susar,dağ,taş ağlar,çilekeş ağlar

Gül dalında,bir bülbülî mürg uçmasa
Hayâlinden,bir âhu vü dilber geçmese
Lâle,nergiz,mor menekşe çiçek açmasa
Sevgi ağlar,muhabbet ağlar,kardeş ağlar
Mustafa Kartal
***

Hey ! Rahmetli hâfız Burhaneddin
Bilirim dünyada yoktur menendin
Bunca aşır,mevlit kaside okudun
Hani bunlar nerede,bunları nettin

Hayatta iken bunlar vardı bilirim
Varsa saklı adresi,söyle gelirim
Tevâtür odur ki bunları kırdılar
Ne geçti ki ellere,ancak gülerim

Teberrüken bâri bir aşır olaydı
Evlerde bir âsar olarak kalaydı
Onları kıran körolası tüm ellere
Akrep,yılan berâber dolanaydı

N’olaydı hâfız Burhan n’olaydı
Sen olsan yine okurdun kolaydı
Bir kültürü katleden eblehler çün
Kalıcı yeni kanunlar icât olaydı
Mustafa Kartal
***

Hayaller kaybolur,âfitâb gözde
Karanlık yok olur,mehtap yüzde
Sanki,okşayan bir el var sözde
Bir ömre bir ömür,ekler gibisin

Başlar seninle,sabah neş’esi
Can evinin,gül kokar köşesi
Garip rûhun tek eğlencesi
Nabıza,sevdâ katar gibisin

Yürek,cânan cevrini çeken,
Beden,gönül derdini çeken
Rûhtur,verdin kokusun içen
Düşte,elimden tutar gibisin

Zahmet yumağı,ömür dediğin
Ham meyvadır,koruk yediğin
Yalın şal ile hırka giydiğin
Sâde sen,hayata yeter gibisin
Mustafa Kartal
***

HANİ SENİN BİR DOSTUN VARDI AĞABEY,
ÇOKTANDIR GÖRÜNMÜYOR DA SORDUM
HE VAR TABİ..İYİ DOSTTUR O ZATEN BEY
ÇOK GÜZEL ANILARIMIZ VAR ONLA HEY

BEN DE ÖYLE BİLİRDİM,NEDEN GÖRÜNMEZ
SENİ DE PEK ANARDI,ŞİMDİ NEDEN ANMAZ
SEN GÖRMEDİN DİYE NEDEN VEHM EDERSİN
KALBE GİRENLERİN TAHTINDA HALEL OLMAZ

KİM DÜŞER,DÎDELERDEN AKAN EŞKLER GİBİ
MÜSÂVÎDİR,HENÜZ OLMAMIŞ AŞKLAR GİBİ
BÜNYE KABUL ETMEZ,GÖNÜL YANMAYANI
HAZMI ZORDUR AYNI PİŞMEYEN AŞLAR GİBİ

GEL EY GARDAŞ,VEHM ETME SEN BÂTINA BAK
LEZZETİN SANA SUNAR MI HİÇ PİŞMEYEN KABAK
DOST YÂRENLİĞİNDEN SEN ETME HİÇ MERAK
TASANI,ENDİŞENİ YEN,BİR ,TARAFLARA BIRAK

GÖRÜNMEZ SANILANLAR MÜ’MİNİN KALBİNDEDİR
ÂTİYE UZANACAK ELLER,ONLARIN SULBÜNDEDİR
MEVLÂ,GÖRÜNEN VE GÖRÜNMEYENE GÜÇ VERSİN
GÖREMESEK DE ONLAR DÜ CİHANDA MUTLU OLSUN
Mustafa Kartal
***
Hayal gibiydi sanki,bir dokunuş mu bir bakış mıydı
Hatırlamıyorum,mevsim bahar mı yoksa kış mıydı
Kızıl renklere bürünmüştü alev olup bir yakış mıydı
Tut ellerimden diyordu neydi bu bir yalvarış mıydı

Güneş gibi yakıcıydı sanki çok şey anlatan gözleri,
Mahcup ve titrekti sanki sohbete bal katan sözleri
Bir ömür hüsrana sürüklemişti kalbindeki gizleri
Bu gönül kâşânesinden kaçıp menzile varış mıydı

Önce yürekler özgürlüğe koşanlar gibi atıyordu
Sonra derin hikâye Ferhatla Şirin gibi bitiyordu
Güneş bir kez daha doğmayacak gibi batıyordu
Bu bir aldanış mı, kavgalı yürekle barış mıydı
Mustafa Kartal
***

Herkeste iki tane el olabilir ama
Her el elmayı nazik soyamaz ki
Herkeste iki tane göz var ama
Her göz tüm renkleri göremez ki

Herkeste iki tane kulak var ama
Her kulak,mûsikîyi duyamaz ki
Herkeste bir burun vardır ama
Her burun gülü koklayamaz ki

Herkes eline bir taş alır ama
Her taşı yaprak gibi oyamaz ki
Herkeste iki ayak olabilir ama
Her ayak topa vuramaz ki

Herkeste iki kaş vardır ama
Her kaş hilâl olamaz ki
Her yerde kar var ama
Herkes Adamo gibi okuyamaz ki

Her yerde kök boyalı ip olabilir ama
Herkes,kilim dokuyamaz ki
Herkes şiir yazar ama
Her şiir beste olamaz ki
Mustafa Kartal
***

İnsan,var oldu kemikten etten
Bîhaber beden,âtiden âkibetten
Bir el uzanırsa ol muhabbetten
Mahbûba uzamayan,eller ağlasın

Bülbül olursa,verd-i ahmere zâr
Güller olur mu hiç,bundan bîzar
Gönül,gönül ile olursa bahtiyar
Sevdâyı çalarken,teller ağlasın

Güller sararıp,kahredip solunca
Bülbül figân edip,kendi yolunca
Ya âşıkların gönlü,vîrân olunca
Sel olsun yaşlar,gözler ağlasın

Gönülden gönüle,sevgi ağmazsa
Sevdânın sıkleti,kalbe sığmazsa
Bulutlar,rahmet olup yağmazsa
Balıkları kuruyan,göller ağlasın
Mustafa Kartal
***
Seyrinde bağlarda,dolaşır âşık
Güller olur canına arkadaş,ışık
Muhabbetin özüne,gelince keşik
Bülbüle gülmeyen,güller ağlasın

Bülbül güle,gönlünü meftûn etsin
Netsin bu hülyâdan gayrısını,netsin
Mutlu olsun,başka diyârlara gitsin
Verdinden iftirak,sümbüller ağlasın

Doyurulmazsa,garipler,yetimler açlar
Başka diyâra başlar,hicretler,göçler
Dostunu çağırmazsa o,selvi ağaçlar
Figânını unutan,bülbüller ağlasın
Mustafa Kartal
***
Kesilmez,fem-i muhsinle hizmette,âşıkın nefesi
Dergâh-ı uşşakta dâvut nây-i şerif’ten ney sesi
Topkapı’da Fâtih’te,Ayasofya’da Kur’an’ın sesi
Bu Hüdâ’ya hamd-ü senâ,ecdâdı,yâd meselesi

Cennet-mekânların,san’atı canlı tutmaktı derdi
Sinan,eserlerini,tâ asyadan avrupaya dek serdi
Karahisârî,gözlerini hüsn-ü hattın uğrunda verdi
Hayrât için,aşk ile çekilmiştir ecdâdın besmelesi

Unutulmaz beyazlar içinde bir Cuma,Rab’be duâsı
Yâ Allah deyû,Alpaslan’ın Anadoluda kapı açması
Hezarfen Ahmet’in,galatadan göğe kanat açması
Gerekir Türk evlâdının târihini dosdoğru bilmesi

Medeniyette zirveye tırmandı geçmiş ecdâdımız
Çağ câhiliye yaşarken,altın harfle yazıldı adımız
Her asırda,yine nesillere örnek olmak murâdımız
Mümkün müdür ki târihin gerçeklerinin silinmesi

Aziz yurdun temel taşları Üçler, Kırklar,Yediler,
Birçok Horasan erenleri,hoca Ahmet Yesevîler
Hz.Mevlâna,Hacı Bayram,Hacı Bektâş-ı velîler
Murâd-ı ilâhîdir,evlâd-ı Fâtihân’ın gönderilmesi

Kostantinin fethi,cenâb-ı Peygamberin müjdesi
Alpaslan’dan sonra,Fâtih’in miftâh-ı mübînesi
Bir sengine hayran olunan,Türk’ün son kal’ası
Vatan tesâdüf değildir ancak Rab’bin hediyesi

Hür doğdu,hep hür kalacak bu cengâver millet
Şehit kanıyla kurulan vatan,çekmeyecek zillet
Ne kadar çok hizmet varsa,o kadar da rahmet
Huzur bulacağımız mekân,al bayrağın gölgesi
Mustafa Kartal
***

Ne haldedir acep bilmem,sorsam mı sormasam mı
Uzaklardan bir el ederse,varsam mı varmasam mı
Heyecânım diz boyudur,görsem mi görmesem mi
Bahçeden gül koparsam versem mi vermesem mi

Hep yâr peşinden koştum,dursam mı durmasam mı
Hata üstüne hata yaptım sıkılsam mı sıkılmasam mı
Gitti diye pek üzüldüm,yılsam mı yılmasam mı
Gece kalkıp hacet namazı kılsam mı kılmasam mı

Hadi gel derse bir gün gitsem mi gitmesem mi
Şu gariban gönlümü ona itsem mi itmesem mi
Gelin şu hâlime bakın,gülsem mi gülmesem mi
Yoksa bunu duymazdan gelsem mi gelmesem mi

Bu nasıl bir kararsızlık,bilsem mi bilmesem mi
Bir sıkıntım var söylesem mi,söylemesem mi
Kim ne söyler buna duysam mı duymasam mı
Bu dörtlükleri,şiirden saysam mı saymasam mı
Bilmem ki,şiir kitabıma alsam mı almasam mı
Mustafa Kartal
***
Dünyada birkaç evim olsun
Kabristanda da yerim olsun
Her yıl yazlığa seferim olsun
Nefis yer,doymaz kazlar gibi

Kiminin ömrü geçer figân ile
Kiminin leb-i derya mekân ile
Kimi geçirtir sabırla bir ömür
Doksandan sonraki nazlar gibi

Diyorlar gezerdik sizler gibi,
Sizlerin de dönüşü bizler gibi
Gidenler memnun ki yerinden
Sanki her birimizi de özler gibi

Sakın kırk gün bizi çağırmayın
Nerdesiniz diyerek bağırmayın
Yakında kavuşuruz size inanın
Söz,önceki verilen sözler gibi

Hakka vuslatın vardır iki hecesi
Hz.Pîr’e göre bir düğün gecesi
Ezelde kuruldu bunun bilmecesi
Elestüde belî denilen hazlar gibi

Er,ya hâtun diye namaz kılınır
Can emâneti,sâhibine sunulur
Gam,tasa,ağrı,sızı kalmaz hiç
Esen fırtınada silinen izler gibi

Üzüntüden için için erirler
Sevdiklerini toprağa verirler
Hazırûn,yine gerçeği görürler
Giden eslâfı gören gözler gibi

Emr-i vâki olur,yürünür Hakka
Nice güzel amelini O’na sakla
Hüdâ,affını da hasenâtına ekle
Şeksiz teslîmiyet var bizler gibi
Mustafa Kartal
***

Kimi,gönülden silinmeyen eski bir iz arar
Kimi,belleğine yerleşmiş mâsum göz arar
Kimi,türlü çiçeklerden süzülen bir öz arar
Kimi,rûhunun gıdası olan tatlı bir söz arar

Gözler öz arar, iz arar cânan hem söz arar
Olmasa bunlar Sultan,dünya neye yarar

Kimi,yegâhta dolaşır,nevâda hicaz arar
Kimi,gerçek sözlerde tutmuş,mecaz arar
Kimi klasik Türk musikisinde caz arar
Kimi,sokak şarkılarında gezinir,haz arar

Gözler öz arar, iz arar cânan hem söz arar
Olmasa bunlar Sultan,dünya neye yarar

Mustafa Kartal
***

Açlar varken tok yatılınca
Fahiş fiyata mal satılınca
Ekmekler çöpe atılınca
Ezana kulaklar tıkanınca
Bayrağa hor bakılınca
İstiklâl nedir unutulunca
Teröre çanak tutulunca
Destursuz hareme girilince
Ehliyetsize ruhsat verilince
Başlar kuma sokulunca
Taşlar yerinden sökülünce
Suçlar bir bir dökülünce
Sahte namaz kılınılca
Sokakta hâmile kalınılca
Tehlike zilleri çalınılca
Koltuklar teröriste takdim edilince
Sinirler iyice gerilince
Taşlar bağlanıp,köpekler salınılca
Acınacak hallere gülünülce
Başa daha neler gelecek .. kimbilir
Mustafa Kartal
***

Kaç kere gelmek isterem
Kaç kere bulmak isterem
Kaç kere görmek isterem
Vaz geçmeyi bilmezem
Men dönmeyi bilmezem

Gözde silinmez yaş benem
Ağrısı dinmez baş benem
Ateşte pişmez aş benem
Men kasırlara girmezem
Men buralarda durmazam

Yıldız vakitsiz kayar
Ömür,günlerin sayar
Güller sümbüller solar
Bunlara mâna vermezem
Men sadâkat görmezem

Gözde silinmez yaş benem
Ağrısı dinmez baş benem
Ateşte pişmez aş benem
Men kasırlara girmezem
Men buralarda durmazam
Mustafa Kartal
***

MEN,ÂLEMLER SEYR ETMİŞEM
BU DÜNYAYA İLK GELMİŞEM
GAVGA DEĞİL MENİM İŞİM
MEN ÂLEMDE GÜN GÖRMÜŞEM

SEVİNÇ BENEM,EŞK BENEM
SOHBET BENEM,MEŞK BENEM
SARAY BENEM,KÖŞK BENEM
BAŞKA DA BİR TOY BİLMEZEM

GÖZLERİMDE YILDIZLAR VAR
HEPSİ IŞIL IŞIL PARLAR
AYDINLANIR HEP DİYARLAR
MEN GÖLGESİNDEN BİLMİŞEM

SEVİNÇ BENEM,EŞK BENEM
SOHBET BENEM,MEŞK BENEM
SARAY BENEM,KÖŞK BENEM
BAŞKA DA BİR TOY BİLMEZEM

KÂİNATTA MEN ZERREYİM
HAK,HAKİKAT ÜZEREYİM
CANI CÂNÂNA VEREYİM
MEN CAN VERMEYE GELMİŞEM

SEVİNÇ BENEM,EŞK BENEM
SOHBET BENEM,MEŞK BENEM
SARAY BENEM,KÖŞK BENEM
BAŞKA DA BİR TOY BİLMEZEM

GÜL EKERİM,GÜL DİKERİM
DOĞRU YOLLARDA GİDERİM
GERİSİNE ALLAH KERİM
MEN HAK YOLU SEVMİŞEM

SEVİNÇ BENEM,EŞK BENEM
SOHBET BENEM,MEŞK BENEM
SARAY BENEM,KÖŞK BENEM
BAŞKA DA BİR TOY BİLMEZEM
Mustafa Kartal
***
Mâhur gözler,gönüle odaklansa da,yaksa
Segâh sözler,nağmelere eklense de şakısa
Nihâvent yüzler,mehtâba bürünse de aksa
Hicaz âilesinden şiirler serpsem yollarına

Bir gül gibi açılıp güler misin rûhuma ey yâr
Canından bir can katar mısın canıma ey yâr

Bayâtî gönüller sevdâlansalar hep uşşâkına
Hüseyni ezgiler dolansa girdap olup âşîkına
Hüzzam duygular coşsa,sarılsalar mâşûkuna
Gülizar makamından güller döksem kollarına

Bir gül gibi açılıp güler misin rûhuma ey yâr
Canından bir can katar mısın canıma ey yâr
Mustafa Kartal
***

Koklaya koklaya,sürdüm izini
Aradım kaybolan,avşar kızını
Gel âşık,al eline çal şu sazını
Sen anlat ezhâra,gülün özünü

Yâr geçse,kokusundan bilirim
Deseler bir gül,koşup gelirim
Görürsün bahara,gülün özünü
Susuz topraklar rahmet olanda

Çayır,çimen otlak ile dolanda
Koyun,keçi,kuzuların bulanda
Bulamazsam sen ara,gül özünü
Sarısında,Yunus kokar her verdin

Pembesiyle,nice hayaller gördün
Kırmızı gül,çâresidir her derdin
Duydun mu hiç,kara gülün özünü
Tartarak söyler âşık,güle sözünü

Sakınır,hep kem nazardan gözünü
Alır,gül ağacından yapılmış sazını
Çeker sevgilinin niyâzını,nazını
Gönülden götürün yâra,gül özünü
Mustafa Kartal
***

Neydi güler yüzlü gülizâr bir zamanlar
Kapısında gümüşler,ağacında yemişler
Bir eser kalmamış eski halinde yazık
Yabancı baykuşlar gelip tünemişler

Güneş sımsıcak ederdi gülistânı dün
Neden uğranmıyor ki,semtine bugün
Bağbânını Mecnun gezer görmüşler
Hicazdan yanık bir türkü söylemişler

Halka kurulmuş el ele vermişler
Dervişân,vuslatı uygun görmüşler
Bedene ak tennûre giydirmişler
Meşk evinde son sabâyı geçmişler

En yakınlar bile en son işitmişler
Tabipler son nefesinde yetişmişler
Gönül acısının devâsı yok bilmişler
Bir bağrı yanık vardı,öldü demişler

Yemyeşil yapraklar karalar bağlamış
Bülbül susmuş,cümle ezhâr ağlamış
Âşık-ı dildâdeler yüreğini dağlamış
Hepsi toplanmış okumaya gelmişler

Gelinen hâk-i pâke varıp uğurlamışlar
Duâlar okuyarak her birisi dağılmışlar
Toprak ehli de,gidenlere el sallarken
Güzel amelle makberi,vatan kılmışlar
Mustafa Kartal
***
Nedir bu hâletin nedir hey cânım
Gönlümde var bin hatır hey,hey cânım
Ben dost gönlün almaz isem hey cânım
Vursunlar boyna kırk satır hey cânım

Hey hey canım,hem canım hem cânânım
Tesbihimde sen mercanım hey cânım
Kurban olsun bu canım hey,hey cânım
Gönülde bir can yatır hey,hey cânım

Cümle güzeller salına hey cânım
Bülbül konar gül dalına hey cânım
Verir uğruna serini hey cânım
Beni cânâna götür hey,hey cânım

Hey hey canım,hem canım hem cânânım
Tesbihimde sen mercanım hey cânım
Kurban olsun bu canım hey,hey cânım
Gönülde bir can yatır hey,hey cânım
Mustafa Kartal
***

Meyhâneyi keşfetmeden kimseye bâde sunma
Kızılderili tüyünü takıp,kendin komançi sanma
Sıçrayarak küheylânın sırtına binmek var amma
Olmuyor işte Ah bu ehtiyarlığın gözü kör olsun
Nice gençler görürüm ki,sanki efsunlanmış gibi
Ne sorsan ses yok,kafalar sanalda bulanmış gibi
Gidip şu gençlere bakıp,taş çıkarmak var amma
Olmuyor işte Ah bu ehtiyarlığın gözü kör olsun
Neler söylersin,dinlemez,el uzatırsın elin tutmaz
Bırak dersin,bırakmaz,git dersin tuhaftır gitmez
Atın terkine atıp ta dört nala kaçmak var amma
Olmuyor işte,ah bu ehtiyarlığın gözü kör olsun
Nice baharlar kışlar,ovalar var,dağlar var arada
Gönül arzularsa,mutluluk,ha orada,ha burada
Kuş olaraktan yârin diyârına uçmak var amma
Olmuyor işte,ah bu ehtiyarlığın gözü kör olsun
Dikkat kesilsen de,insan seçilmiyor,net değil,flû
Neden karanlığa çevirir bilmem ki,aydınlık yolu
Çıkıp meydanlara iyi bir ders vermek var amma
Olmuyor işte,ah bu ehtiyarlığın gözü kör olsun
Mü’min geçiniyor,mescid önünden geçmiyor
Ateşle oynuyor,gurabâya hiç zekâttan düşmüyor
Çıkıp karşısına Ömer misal görünmek var amma
Olmuyor işte,ah bu ehtiyarlığın gözü kör olsun
Bırak bu konuları hoca,artık Konya’ya kaçmak var
Allah İzin verirse,yavaştan yavaştan göçmek var
Veceddüsü bol arabaşı çorbası içmek var amma
Olmuyor işte,ah bu ehtiyarlığın gözü kör olsun
Mustafa Kartal
***

Nerede,Ah İstanbul diyenler,nerede
Hani kış günleri,güvercin yemleyenler
Fatih'te hüseynîden ezan dinleyenler
Neredeler,tepelerden onu seyredenler

Hani,azîz Istanbul’a nağme düzenler
Dârül-elhânı,Şehremini'de kuranlar
Bayazid kulesi gibi,dimdik duranlar
Urumeli hisarında,fakîrâne oturanlar

Ömürlerini hayrât edip,hîbe edenler
Neredeler,ah güzel İstanbul diyenler
Hani,Galata kulesinden kanat açanlar
Kuş olup ta,sevgili diyârına uçanlar

Bahârında,ecel şerbetinden içenler
Bir sengine,ne de çok pahâ biçenler
Nerede,İstanbul’u severek göçenler
Zincirlikuyu,kimleri aldın bağrına

Söyle,onbinlerce medfûn hayrına
Âşiyan,Sahrâyı cedit,Karacaahmet
Nerede,iki gözüm İstanbul diyenler
Sevgiyi de götürdü,toprağa girenler

Nerede Orhan Veli.,hani nerede
Hani İstanbul’a âşık,Sadri Alışık
Âşiyan'dan neden gelmiyor ışık
Hani Yahya Kemal,Üstad nerede

Sizler anlarsınız halden erenler
Makberde,İstanbul’a can verenler
Hani uşşak âilesi,nerde Şevki Bey
Vuslat ne tatlı,ya iftirak ne acı şey

Nağmesine yalnız ağlar,şimdi ney
Hey şu gidinin vefâsız yılları hey
Toprak olmuş,İstanbul’u sevenler
Binlerce isim,hiç dizelere sığar mı

Rabbim dilemezse,rahmet yağar mı
Ölüm var,gönül kırmaya değer mi
Onu anlatır kulaktan kulağa bilenler
Âşık olmaz mı İstanbul’u hiç görenler

Mustafa Kartal
***

NE BİLSİN ÂDEMOĞLU,YOKTAN VAR OLUŞ HILKATİNİ
İNSAN,HİÇ BİLEBİLİR Mİ SIRR-I İLÂHÎNİN HİKMETİNİ
TOPLU YÜREKLER,SARILSA GERÇEK OLAN ESBÂBA
ÇEKERLER Mİ Kİ,BOŞ YERE,SEFİLLERİN ZİLLETİNİ

RAMAZANIN TOPUNDAN,RAHATSIZ OLAN HİSSİZLER
NASIL GÖRSÜN ŞU DÜNYANIN AĞIRLAŞAN İLLETİNİ
SIRÂT-I MÜSTEKÎM ÜZRE OLANLAR,BİR YETİM GÖRSE
GÖSTERMEZ Mİ İNSAN OLAN YÜKSEK MERHAMETİNİ

KURTARILMAK İSTENSE BİR CEYLÂN,BİR AÇ KURTTAN
KESEREK VERMEZ Mİ Kİ ZÂHİDÂN PARMAĞININ ETİNİ
ÎMANIN ERDEMLİĞİNE EREN,SORMAZ,SAVM'U,SELÂTI
KİM BİLEBİLİR,KİMİN KALP EVİNDEKİ ASIL NİYYETİNİ

TERKET BU MEVSİMDE,KOŞARAK GİDEN ENÂNİYYETİ
OYNAYIP BİR SATRANÇ TA,GÖSTERESİN MÂRİFETİNİ
ÜLFET EYLE Kİ IŞIKLAR SAÇSIN,CEMÂLİN YANSIMASI,
HİÇBİR KÎL-Ü KÂL,BOZMASIN BU ASÂLET SÂFİYETİNİ

MUSTAFÂ,RABBİNE,GÖSTERESİN,SAMÎMÎ SADÂKATİNİ
KULUNA ELİNDEN GELDİĞİNCE MÛNİSİNİ,RİKKATİNİ
ERMEYE ÇALIŞASIN İLLA Kİ VAR OLUŞ HAKİKATİNİ
O ZAMAN VECDE ERER BELKİ BULURSUN ÂFİYETİNİ
Mustafa Kartal
***
Olumsuz işler için ahkâm kesersin
Esbâbını bilmeden hemen küsersin
Sam yelini bırakır,karayelden esersin
Sen,seni ne sanırsın,ey Mevlâ’nın kulu
Tek istikâmetin var ki,o da Allah’ın yolu

Yaprak kıpırdamaz,denizler dalgalanmaz
Haramlar tatlı gelir,küplerle içse kanmaz
Zulmün ün salmış,senden âlâsı bulunmaz
Sen,seni ne sanırsın ey Mevlâ’nın kulu
Tek istikâmetin var ki,o da Allah’ın yolu

Sen sende değilsin,dizginler nefsinden
Affa el açmamışsın,duâ yok nefesinden
Elde şakşak,püsküller sarkmış fesinden
Sen,seni ne sanırsın ey Mevlâ’nın kulu
Tek istikâmetin var ki,o da Allah’ın yolu

Yorulmadın,sular gibi çağlayıp durdun
Avcıyım dedin,yeşil başlı ördek vurdun
Çıkıp ormanlara,genç sürgünleri kırdın
Sen,seni ne sanırsın ey Mevlâ’nın kulu
Tek istikâmetin var ki,o da Allah’ın yolu

Ne zaman şu uçan ayaklar,yere basacak
Küçük çocuklar gibi,günahsız koşacak
Korkarım ki seri kusurlar,boyunu aşacak
Sen,seni ne sanırsın ey Mevlâ’nın kulu
Tek istikâmet var ki,o da Allah’ın yolu

Vicdanî muhâsebe,affa yöneltsin seni
Getirsin gönüle huzuru,paklasın bedeni
Kim istemez ki,arkadan hayır duâ edeni
Sen,seni ne sanırsın ey Mevlâ’nın kulu
Tek istikâmetin var ki,o da Allah’ın yolu

Mustafa Kartal
***

Gün batarken her akşam,bir hüzün çöker ya
Kumsalda yürürken içini dalgalara döker ya
Mâziden hâlâ canlı hâtıralar bir bir geçer ya
Şu yalan dünyâda,ne aradın,ne buldun gönül

Hani yemyeşil ovalar,ağaçlar şimdi sarardı
Derd-nâk olduğun mor dağları duman sardı
Güne âşık o canım açelyalar nasıl da açardı
Yalan dünyâda neydin,şimdi ne oldun gönül

Gönül dünyan hep senin-çün döner mi sandın
Gördüklerini bir ömür yanacak fener mi sandın
Nefsin,her zaman dikenli gülleri yener mi sandın
Gör ki,güldün,güldürdün ama şimdi soldun gönül

Mustafa Kartal
***

Dediler Konya uşşaka medâr olmuş
Vâruben halkâ-i zikri anmaya geldim
Bu dergâhta gönüller yıkanır derler
Kirlerden pâk olup yunmaya geldim

Post-nişîne baktım hz.Pir’i gördüm
Nicelerde aradım,gecelerde buldum
Henüz ilk ışıkta ben sararıp soldum
Aşk odunda imdi yanmaya geldim

Kûy-i dilârâya arzu hâle geldim
Bir aşk sofrasına nevâle geldim
Bir ömrü onsuz nasıl çekmişim
Bir görüşte ben ne hâle geldim

Hak’tan al,halka veresün derler
Dem-i devrân sırra eresün derler
Soldan sağa dönüyor gök ve yerler
Semâ-i vecd ile meydâne geldim

Âşinâyım,yitiği bulmaya geldim
Bulup ta hâlin sormaya geldim
Bir yangın yerine attılar beni
Yanarak,şimdi dîvâne geldim

Mustafa Kartal
***

Ben hüzzam severim,eder yüreğim pâre
Ararım bu makamı,bulamazsam bir çâre
Hüzzamdan,derdime bir derman ararım
Neden dersen,neylersin ki gönül bîçâre

Ben hicaz severim,eder yüreciğim bir hoş
Ararım bu makamı,olunca yürek bâzen boş
Hicazla bâzen ağlarım,bâzen de coşarım
Şarkı biter,solda karar,gönlüm pek hoş

Ben rast severim ki,rasttan okunur Naat
Rast biter,vücut teskin olur,gönül rahat
Kim ki,isterse rahatlamak ber-murat
Dinlesin rast,etsin gönlünce istirahat

Ben nihâvend severim,ehilinden dinlerim
Bu makamsız bilirim,geçmez günlerim
Bülbül seslerini kâh,nihavende çeviririm
Bir başka koktuğunu görürüm güllerin

Ben uşşak severim,Şevki beyin aşkına
31 yaşa bin eser,insanlar döner şaşkına
Âşık makamına ermez ne sır,ne derman
Bâzı an mendil yetmez,dîdelerin eşkine

Ben hüseynî severim,uşşaka kardeş diye
Bu sevgi bana belki de Kerbelâdan hediye
Kasîde-i kerbelâ aşkla gönül yoğunlaşırken
Anarım ehl-i beyti şiirde,şerefine hû diye

Ben acemaşiran severim,gönül O’na koşalı
Kâh içli dinlerim nağmeleri bâzen neş’eli
Uslan artık deli gönül derler bana amma
Yürek yerinde durmaz bir sevdâya düşeli

Ben sûzinâk severim,dinlerim on iki ay
Aşk meclisinde olmayı ki,yanmaya aday
Hadi dostlar kurun halka-i zincîri hemân
Coşalım da,ânında diyelim hem hû yi hây..

Ben,Türk mûsikisine bir türlu doyamadım
Ondan başkasını,kadim arşivime koyamadım
Deryâyı gördüm,şöyle bir paçaya davrandım
Dede efendiyi görüp,utandım sıvayamadım
Mustafa Kartal
***

Ömür hep bahar değildir,güz gelir gazel olur
Talihin kuşu kondu mu,hayatı çok özel olur
Sakın şanstan dem vurma şu dünyada âdem,
Çok meşekkat çekenin bilinsin yâri güzel olur

Söyle yârânım,gece,uykusu gelir mi,âşık olanın
Ömürleri hebâ olur mu hiç,yârinden şifâ bulanın
Sevdâ rüzgârı,pek deli dolu eser,uşşâkı uyutmaz
Atam sözü,yâri güzel olanın gözünü uyku tutmaz

Mustafa Kartal
**

Rüyaları,gerçek sanma
Her çiçeğe,sakın konma
Dönen bir aşk girdabına
Atma beni,garip gönül

Durmadan,hayal kurma
Her hatâyı,yüze vurma
Umutları altüst etme
Yıkma beni,garip gönül

Gizli gizli gül koklama
Seviyorsan sır saklama
İçin için,alev alev
Yakma beni,garip gönül

Şeffaf ol,bulanık akma
Sevdim diye başa kakma
Çıkmazların içine atma
Bırakma beni garip gönül
Mustafa Kartal
***

Sızlayana gülmekle,ağlayanı seyretmekle,
Garibanı itmekle,yetim malını tüketmekle
Kanaat etmemekle,daha çoğunu istemekle
Hatamızı bilmemekle,derde dert eklemekle
İçimiz içimizi yiyor da ömürler geçip gidiyor

Zoraki iteklemekle,üç hatâya beş eklemekle
Günahlar işlemekle,Allah affetsin demekle
Helâli unutmakla,haramı zevkle yutmakla
Kardeşini aldatmakla,arkasından atmakla
İçimiz içimizi yiyor da ömürler geçip gidiyor

Kapıları çok zorlamakla,açılmayanı kırmakla
Hayvanları sevmemekle,sadistlikle vurmakla
Yeşilleri sulamamakla aradığını bulamamakla
Dünyaya sığamamakla pinokyo burun olmakla,
İçimiz içimizi yiyor da ömürler geçip gidiyor

Mustafa Kartal
***
Câhillere kanmakla,meteliksiz caka satmakla
Şans oyunları oynamakla,rızkı havaya atmakla,
Kiloluk tütün aramakla,ardarda sigara yakmakla
Caddeye izmarit savurmakla,yollara tükürmekle
İçimiz şu içimizi yiyerek ömürler geçip gidiyor

Sabahleyin kalkmamakla,ezana kulak tıkamakla,
Şadırvanı tanımamakla,mescidi doldurmamakla
Gündüzü çuvala koymakla,gözü şafakta yummakla
Kalpleri gürgümüş tutmakla,böyle cennet ummakla
İçimiz şu içimizi yiyerek,ömürler hep geçip gidiyor

Kur’anı rafların en üstüne ihtimamla koyarak
Cennette ekmek var mı anne sözünü duyarak
Ele geçirilince zavallının nalını mıhını soyarak
Musallâ taşında görünce de iyi adamdı diyerek
İçimiz içimizi yiyor da ömürler geçip gidiyor

Kardeş bilesin ki,bu hep böyle sürüp giitmez
Öyle bir felâket gelir ki akrep,akrebe etmez
Şikâyet bitmez,hayat durur,tel dertleri iletmez
Silkin,titre kendine gel,bakarsın zaman yetmez
Bu evrenin de bir sâhibi var,ne yapacağını biliyor

Ne ararsan kendinde ara,ey mücrim Mustafa !
Dünyâdan göçmeden,daha çok sarıl Mushafa
Bulursan şükret sen,bir doyumluk çorba tasta
Bulamazsan da oruç tutuver,ne olur ki be usta
Nice canlar gördün,teker teker göçüp gidiyor
Yaşlı genç demiyor ecel şerbetin içip gidiyor

Mustafa Kartal
***

Sevgi nedir dedin bana
Yolunu gösterdim,sana
Gözlerime bir bak dedim
Sen o gözlere bakmadın

Mutluluk nedir sence
Kaçmak mıdır isteyince

İzin istedim,bırakmadın
Gülüme bir su dökmedin
Su gibi ol,gel ak dedim
Sen bu gönüle akmadın

Gönül ezhârı nedir sence
Açar ancak sen isteyince

Gelirim dedin gelmedin
Gönül tutkun,bilmedin
Gözümden eşk silmedin
Sen hiç böyle yakmadın

Gözyaşları nedir sence
Kalbi yakandır isteyince

Mustafa Kartal
***
Siz nasıl bakarsanız bakın,gönül gözünün gördüğünü göremezsiniz
Bunun için ne kadar deney yaparsanız yapın sırrına eremezsiniz
Siz ne kadar konuşursanız konuşun ,gönüller gibi konuşamazsınız
Gönüller,görüşmüş,konuşmuş,bilişmişse,aslâ araya giremezsiniz
Çünki siz ona ancak gözünüzle bakarsınız,gönlünüzle bakamazsınız

Bir gönül bir gönüle ışık olmuşsa,siz o ışığı aslâ yok edemezsiniz
Gönül yangını başka bir şeydir,siz o yangını hiç söndüremezsiniz
Gönüller öyle bir kanalda su gibi akar ki,başka bir yol çizemezsiniz
Gönüller , kırıldı mı,uğraşsanız da eski hâline döndüremezsiniz
Gönülde öyle bir sırr-ı İlâhî var kı,ârif olmadıkça çözemezsiniz.

Mustafa Kartal
***

Sû-i niyete göğsün ger,düşme sakın bîtap
Varsın o nefsine tapsın sen yalnız O’na tap
Hasenâttan ne varsa kırpıp kırpıp yıldız yap
Sat meteliğe be usta,satan bilmezse alan bilir

Ânı bırak,yerde kalsın geniş düşün âtiye bak
Göğsünde sönmeyen varsa,onları kafanda yak
Atla atına,terkine de güzel bir gonce gül tak
Kaç uzağa be usta,giden bilmezse,kalan bilir

Uzanmıyorsa bir müşfik el çığlığına feryâda
Baktın,cevrü cefâ diz boyu şu yalan dünyada
Bilmez misin ki,ölümsüz hayat sâdece ukbâda
Gir toprağa be usta,sağlar bilmezse ölen bilir
Gülenler ağlarken,ağlayıp ta gülenler bilir

Mustafa Kartal
***
Samîmiyet,sevgi,mûsikî paylaşılırdı her gecede
Hatırlar mısın nasıl bir ünsiyetle geçerdi anlar
Neş’eden hârelenirdi kahveden çıkan dumanlar
Nerede sabah olmasın diyen gönül bir zamanlar

Gönülde yeşerirdi sevgi,başka yere konulmazdı
Sohbetler doruğa çıkardı,adları hiç sayılmazdı
Mevzûlar mevzûya karışır,hiç birine doyulmazdı
Heyhât,ne kadar mutlulanırdı gönül bir zamanlar

Kalpler tam demini alırdı çayın demini aldığı gibi
Gönül telleri titrerdi,kânunun segâhtan çaldığı gibi
Kemanînin asma kararda bir teşehhüd kaldığı gibi
Fasl-ı muhabbetle şâd olurdu gönül bir zamanlar

Yayan yapıldak dört cihetten meşk yerine gelinirdi
Otuz günlük derd-ü gam dışarda kalırdı,sevinilirdi
Tatyosun rast peşrevi çalınır,kararda rasta inilirdi
Nâ-murattan,ber-murâda geçerdi gönül bir zamanlar

Gönül meşkleri,aşksız,şevksiz,zevksiz hiç olmazdı
Meşkin üslûbuna meftun kudûmzen hiç yorulmazdı
Vazodaki pembe güller dahi,ezvâkından solmazdı
Hazıruna hocanın sözü geçerdi dâima bir zamanlar

Suâl edilirse bize ki ey hoca,bunları yazıyorsun niye
Mâzîden gelen emâneti,istikbâle taşımak gerek diye
San’atta zirvelere çıkan neslin evlâdı işte size hediye
Gönlümüz,Itrî,Merâğî,zamânında yaşadı bir zamanlar

Mustafa Kartal
***

Şu feleğin cevrine akıl şaşıyor gülüm
Ya sabıra tahammül,bizi aşıyor gülüm
Canlar yitince,yürekler üşüyor gülüm
Üşüyor,gülüm üşüyor,gülüm çok üşüyor...

Âhü vah ile günler hep geçiyor gülüm
Dil,tüm acıları tatlı diye içiyor gülüm
Dayanmıyor cefâya can,acıyor gülüm
Acıyor gülüm,acıyor gülüm,çok acıyor

Bir âfet-i devrân bizi,savuruyor gülüm
Nöbet gelince,acımasız vuruyor gülüm
Tüm âzâlar,yaprak gibi kuruyor gülüm
Kuruyor gülüm,kuruyor gülüm,kuruyor

Mertlerin yerini nâmertler alıyor gülüm
Gözler dönmüş,yüreklere dalıyor gülüm
Mazlum ölüyor,zâlim hep kalıyor gülüm
Kalıyor gülüm,kalıyor gülüm hep kalıyor

İnananlar ne çok bozulmuş tekliyor gülüm
Motor susmuş,binlerce el itekliyor gülüm
Mahlûkat Hak’tan nusret bekliyor gülüm
Bekliyor gülüm,bekliyor gülüm,bekliyor

Mustafa Kartal
***
Şu toprak ne mübârektir
Gül ekersen gül biçersin
Sırat köprüsünden geçer
Hem kevserden su içersin

Yaradıldık biz hiç yoktan
Rızkımız geldi topraktan
Biz istedik,geldi Hak’tan
Hamdü senâ ile el açarsın

Toprak bize vatan oldu
Nice şühedâ yatar oldu
Cennete yolcu katar oldu
Hak izin verirse uçarsın

Bu toprak bir gönül evi
Beslenmesi sâde sevi
Üstündedir çok seveni
Kapısın dosta açarsın

Toprak kimilerin kârı
Kimimizin sâdık yâri
Âşıkların bahtiyârı
Onu tanıyıp geçersin
Mustafa Kartal

***

Hak yolunda varsa nice Rahmet
Kulların işleri,hep cürüm,atâlet
Neden insanda olmaz merhamet
Hafızama sığmaz taşar ağlarım

Öğrenmek isteyene ilmin verilmesi
Gariplerin,meclislere çağırılması
Dostların dostları hep ağırlaması
Neden insanca olmaz,şaşar ağlarım

Coşkun sular gibi akmak isterim
Gönlüme gonce gül takmak isterim
Neden engellenir bütün hislerim
Yürekteki kahrımdan coşar ağlarım

Bülbülüm,seherler benden sorulur
Güller ile gönlüme nağme örülür
Alnıma sevdânın mührü vurulur
Tutkumun peşinden koşar ağlarım
Mustafa Kartal
***
Vermeye devam et ki sende gözü kalmasın
İyiliği başa kakma,varsın nâmert,bilmesin
Üzülme gül sen,başın gözün sadakan olsun
At denize be usta,gezen bilmezse yüzen bilir

Karşı dağları ben yarattım mı diyor,bırak desin
Tatlı sözlerle beslen sen,varsın o zehir yesin
İyilikleri,zincirleme bir kuş tüyü yastığa doldur
Yat üstüne be usta,kazan bilmezse yazan bilir

ŞU YAĞMURLAR ÇİSİL ÇİSİL YAĞIYORKEN
KURBAĞALAR SEVİNCİNDEN AĞLIYORKEN
DOĞA,MAHLUKATA HAYAT SAĞLIYORKEN
BULUTLARA GÜLMEYEN GÖLLER UTANSIN

MEŞK MEYDANINDA PEYMÂNELER DÖNSÜN
ŞU ÂŞIKLARIN NÂRINA MÂŞUKLAR YANSIN
LEYLÂLAR,UŞŞAKIN AŞK ŞERÂBINA KANSIN
MECNUNA YOL VERMEYEN ÇÖLLER UTANSIN
Mustafa Kartal
***

Ûdî,bir düzen getirirse elindeki uda
Bağlar mı bilmem beni yeni umûda
Mahzun gönül kaç zamandır uykuda
Çal gönlüme bir hicaz,bülbüller sussun

Nağmelerin dolaşsın hep arzı,semâyı
Yıldızlardan kayarak görsün dolunayı
Gönül kudûmüm vursun hû ile Hây’ı
Dilim sussun da,aşkla gönül konuşsun

Hicaz taksim,dügahta karar kılınca
Nağmelerden,gönül tatmin olunca
Bu son fasılda,ömür hitam bulunca
Yetişsin yâr,son kez elimden tutsun
Mustafa Kartal
***

Yüce Mevlâm,muhabbet ehlinden eylesin hepimizi
Neş’eyâb eylesin,mutlu kılsın sevindirsin,cümlemizi
Bereketli kılsın,yıllarımızı,aylarımızı ve günlerimizi
Hani gönüle giren çıkmazdı,gönül yıldızı Sûzan Sûzî

Bakmaya doyulmazdı bir âhûya benzerdi tıpkı gözü
Az konuşur,sevgiye boyanıp dökülürdü dilinden sözü
Sanki bir melek olup da uçuverdi birden,kayboldu izi
Ne diyeyim ki,sağ olasın sen,gönül yıldızı Sûzan Sûzî

Karanlık hep efkâr verir,Rabbim göstersin bize beyazı
Sensiz,deniz durgun,gönül yorgun sustu uşşakın sazı
Sanki bir gün ses verecekmiş gibi şu içimdeki önsezi
Dön artık,sevgi ile âhû gözlü,gönül yıldızı Sûzan Sûzî

Mustafa Kartal
***
Zamanı duydum,amma geç git demedim
Geçivermiş ömrümü,ben fark edemedim
Ah ile hem vâh ile ne de güzel gidiyorduk
Ben bu dünyâ çarkına mânâ veremedim

Bir virüstür gidiyor,acep dâbbetül arz mıdır
Evreni yok etmeye bu yepyeni bir tarz mıdır
Hükmü nedir,nâfile mi,vâcip mı,farz mıdır
Onca okullar okuyan var,fetvâ göremedim

Hüdâ,etti kullarına sağlık ordusunu seferber
Kurtuluş,evde,mesâfede haydi hep berâber
Ne tütsü,ne falcı ne de kocakarı ilacıdır devâ
İlâhî izinle sağlıkçıdan başka çâre bulamadım

Tüm hasta nabızlarına hemşîre parmağı değsin
Sağlık ordusuna,sabır,sebat,güç,kuvvet versin
Rabbim,ülkemize çâreyi bulmayı nasip eylesin
Böylesine duâlar etmekten kendimi alamadım
Mustafa Kartal
***
Geçmişte yaşanan hâtıralar canlanır
Kimi insan bunlarla heyecanlanır
Nesneler ile saltanat kurar yeniden
Besteler yapar yeniden kalbinden

Kimine anlamsız gelir bal peteği
Daima,görür başkasında merteği
Nostaljide zerâfet var,ince dokular
Kimine pas gelir âsâri antik kokular

Kabrislik,ne fenâ huy,bahâne arar
Muhâtap bulamazsa kendine zarar
Olmazsa olmazlar var kendince haklı
Şartlanmıştır,yazık bu kadardır aklı

Hırs ile kabrisle günbegün hep solan
Dileriz şifâ bulsun fena huyları olan
Çâre arar bu hastalığı kendini bilsin
Temenni odur ki,toplumda hep gülsün

Mustafa Kartal
***
Ne dediğin belli,ne demediğin
Ne sustuğun belli,ne susmadığın
Ne duyduğun belli,ne duymadığın
Ne kaldığın belli,ne kalmadığın,
Ne aldığın belli,ne almadığın
Ne sorduğun belli,ne sormadığın
Ne güldüğün belli,ne gülmediğin
Ne ağladığın belli,ne ağlamadığın
Ne oturduğun belli,ne oturmadığın
Ne kalktığın belli ne kalkmadığın
Ne sevdiğin belli,ne sevmediğin
Ne tuttuğun belli,ne tutmadığın
Ne saldığın belli,ne salmadığın
Anladım ki seninle başım dertte
Ne yapsam ki inan bilmiyorum
Mustafa Kartal
***

Hayallerimiz

Ah bir zengin olsaydık
Gönlümüzce neler alırdık
Sahipsiz servet bulsaydık
Ip ıssız bir adada kalırdık

Ah bir kez zengin olsaydık
Uçaklardan hiç inmezdik
Kuşlar misâli hep uçardık
Yerlerde hiç sürünmezdik

Gerçeklerimiz

İyi ki zengin olmamışız
Hayallere dalmamışız
Yerde servet bulmamışız
Rezil rüsvâ olmamışız

İyi ki zengin olmamışız
Issız adalar görmemişiz
Tüm uçaklar bizim sanıp
Başımıza çorap örmemişiz

Arzularımız

İl il seyahatimiz ve gezimiz
Gizemi görmesi gözümüz
Huzurlu hayata özlemimiz
Cennette olmaya cümlemiz
Mustafa Kartal

Sahi nasıl geçiverdi günlerimiz erkenden
Nerdesiniz sabahlar,neden kaçtınız benden
Henüz bakarken daha şimdi pençeremden
Neden şimdi bilmem,akşam olur erkenden

Ben o eski günleri şimdi anarak yaşıyorum
Bu tatlı günler bizi,nasıl terketti şaşıyorum

Meclis günlerimiz hiç geçilmezdi akrandan
Aşk ehli bilirdim,hepsi de ayrı ayrı candan
Heyhât ! yapayalnız mı bakacaktık camdan
Neden yalnızlıkta,kimse gelmez arkandan

Şimdi hayallerimin peşinden koşuyorum
Acıkıyor,susuyorum,ayazdayım üşüyorum
Mustafa Kartal

***

Yalnız sen
Aklım başıma gelse,dilime bir türkü değse
Başıma tâlih kuşu konsa,omuzuma bir yük binse
Burnuma bir râyiha gelse,gözüme bir ışık girse
Ayağıma bir diken batsa,saçımı rüzgar uçursa
Gönlümü bir dil kapsa,gük kubbeye bende yapsa
Ciğerime bir ok batsa,derdime bin dert katsa
Yüreğime bir kor bıraksa,şu canı Alev alev yaksa
Etim lime lime kavrulsa,küller,bulut olup savrulsa
Felâket virüs olup gelse,ciğerlerim hapşırsa
İnsanlık nâçâr kalsa,buzullar tamâmen erise
Bütün ışıklar sönse,mevcûdât hep ölse
Dünya tamamen batsa,yalnız Sen gelirsin
Bir tek Sen gelirsin,Sen gelirsin aklıma...
Yalnız sen..Aklımda sen...Rûhumda sen..
Dünyamda sen Âhirimde sen,Yalnız sen..

Mustafa Kartal
***
Arap kızdan almadın,
Yâr nasıldır sormadın,
Seni gören düşleri,
Hayra gelsin,yormadın
Armut dendi bakmadın,
Elma dendi çıkmadın,
Gece gündüz kayıpsın,
Kaçmaktan da bıkmadın
Arap kızın rengini,
Sen ararsın dengini,
Yürek kısmetle dolsun,
Bulsun gönül zengini
Daldan elma alaydın,
Bu yıl burda kalaydın,
Gurbet elden sılaya,
Sevinçli haber salaydın
Arap kızı hoş m’olur,
Yâr yüreği boş m’olur,
Bu türküyü sevmeyen,
Hiç münâsip eş m’olur
Rabbim kullar yaratmış,
Kullarına nevâle,
Yar elleri değmezse,
Nevâle pişse,aş m’olur
Arap kızı – Elma çeşiti
Nevâle - Azık , kısmet

Mustafa Kartal
***

Hani vardır ya şu siyatiğe muzdaripler
Efendim,sıcaktan kemlik gelmez derler
Dışardadır işleri,çoğu rızık peşindedirler
Akşam gelince hep sobaya doğru giderler

Soğuk sözlükte kalsın,bize kullanılmasın
Varsa soğuk dağıtan,bizi kutupta sanmasın
Sıcaktan soğuğa geçmek pek de kolay olmaz
Isıya alışmışken,gönül soğuktan donmasın

İyi yürek,kimseyi soğuk nevâle sanmıyor
Derdi buzda kayanlar bir daha uslanmıyor
Sıcaklıktan ne varsa bir bir hepsi deneniyor
Yürek soğudu mu artık,bir daha ısınmıyor
Mustafa Kartal
***
Şarkılar var insanı gençleştirir
Şarkılar var gönülleri dinçleştirir
Şarkılar var ki anıları birleştirir
Geçmişe yolcu eder şarkılar beni

Kadıköyden bindim de bir sandala
Çektim küreğimi bir sağa bir sola
Beykoza varınca verdim bir mola
Gül açmışa meftun eder şarkılar beni

Deryada yüzerim de yangınım sönmez
Hayalde gezerim de kimseler bilmez
Bir ayrılık var ki,hiç yüzüm gülmez
Bâde içmişe meze eder,şakılar beni
Mustafa Kartal

Bestenigârdan bir peşrev dinledim
Tanbûri Cemil’dendir hemen bildim
Nasıl da neş’elendi benim gülistanım
Çok sürmedi geçti tarabı şevki baharım

Aynı makamdan bir ney üflendi
Yorgun kalbim o anda dinlendi
Gönlüm sanki cânan ile konuştu
Onu seveli gönül,kaynayıp coştu

Hep bu coşku gelir akla,durmadan
Sabah ezânı okundu mu sabâdan
Bunları gönlümce hayra yordum
Birbirine akrabâ mı ki diyordum

Meğer sabâya segâh eklenmiş ırakta
Zâten ırak kullanılırmış son durakta
Zirgüleli hicaz da girerse işin içine
Akrabâlar,seyirde ne de güzel geçine

Sabâdan ezan,huzur verir dinleyene
Bestenigar içli bir makamdır bilene
Sabah erinde okuyan şerefyâb olsun
Makamları bulanlar berhüdar olsun
Mustafa Kartal

Mustafa Kartal
Kayıt Tarihi : 19.1.2021 03:24:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Mustafa Kartal