Ne oldu sana ömrüm
Kim üzdü kim söküp aldı
Gülüşünü dudaklarından
Gözlerinde bir yorgunluk
Sözlerinde bir kırgınlık
Dokunsalar dökülecek
Yaşlar yanaklarından
Çekip gidecek
Gidipte dönmeyecek
Gibi
Doldurmuşsun hatalarını
Eski bir bavula
Ne tarafa dönsen dağ
Ne tarafa dönsen toprak
Sessiz ve korkutucu
Bir yolun başındasın
Sonu bulanık sonu karanlık
Yolculuk hazırlığındasın
Geride yıkık dökük
Aşklar dostluklar
Arkadaşlıklar
Felaket habercisi sanki
Rüzgarın uğultusu arasından
Yükselen çığlıklar
Ve bulutlar
Sevdalıların son buluşma yeri
Ağır isli ve gri
Özürlerle örtülmeyecek kadar ayıp
Ve kirli
Aşağılık ötesi
Yanlışlar yalanlar kavgalar
Diz boyu çamurlara bulanmış
İnsan suretleri
Ya yanında
Ya karşında
Yada yüreğinin tam ortasında
Her şeyi silersin aklından
Her şeye kalın bir çizgi çizersin
Sigarayı bile bırakırsın
Herkesten vazgeçersin
Ama tanıyamazsın
Acıtır ruhunu bir gün gelir
Görmek için bakmazsan
Kanatır gözlerini o an gelir
Aptallığına doymazsın
Binlerce kez kahredersin
Utanırsın sevenlerinden
Kendinden nefret edersin
Atma adımını ömrüm
Kim ağlar seninle
Kim okşar saçlarını
Dön yolun başındayken
İçinde seni biriktirdiğim
Sandığım başucumda
Şarkılarda sakladığım
Aşkım sımsıcağımda
Sabırla bekledim güneşin
Her doğuşunda
Her batışında
Yıldızlar ve ay
Aşıkların ilk buluşma yeri
Aydınlatır yorulmadan
En zifiri geceleri
Siyah beyaz uykundan
Uyan aç gözlerini
Keşfedilmemiş rengimsin sen..
Duyguli...
Gökkuşağımın sekizinci rengi
Kayıt Tarihi : 17.6.2010 02:37:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!